AHMET ALTIN MAHKEMEDE ‘KISASA KISAS’ DEDİ…
78 kişinin hayatını kaybettiği. 137 kişinin yaralandığı Kartalkaya faciasının yargılaması sürüyor. Yangında torunu ve gelinini kaybeden Denizli Sosyal Hizmetler İl eski Müdürü Ahmet Altın mahkemede; “Benim ciğerim yanıyor” dedi.
36’sı çocuk 78 kişinin hayatını kaybettiği, 137 kişinin yaralandığı Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel faciasının yargılaması Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor. Otel sahibi ve yetkilileri ile belediye yetkililerinin de aralarında bulunduğu 32 kişinin yargılandığı davanın üçüncü duruşmasının ikinci oturumunda esasa ilişkin sanıkların beyanları alınmaya başlandı.
Denizli’de Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü görevini uzun yıllar yapan Ahmet Altın da faciada gelini Kübra Altın ile torunu 9 yaşındaki Alya’yı kaybetmişti. Bugün Ahmet Altın’ın sözleri duruşmaya damga vurdu.
KISASA KISAS DEDİ…
Yanan canların katillerin ihmalleri yüzünden hayatlarını kaybettiklerini belirten Altın, “Hayatının ilk baharında 9 yaşında, otelde yanarak buradaki katillerin ihmalleri yüzünden, para hırsları yüzünden, benim yavrum cayır cayır yandı. Buradaki 76 tane canımızın ben dedesi, amcası, babasıyım ve kardeşleriyim. Çocuklarımız güle oynaya geldiler. Benim torunum, 'Dede ben karnemi aldım Kartalkaya'ya gidiyorum' dedi. Benim ciğerim yanıyor. Biz süreç boyunca yorulmadık. Biz öldük. Evlatlarımız 1 defa öldü, biz her gün ölüyoruz. Ben 42 yıllık devlet memuruyum. Bunun 12 yılı il müdürlüğü ile geçti. Bolu Belediyesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İl Özel İdaresi yetkilileri, buradaki katiller kadar sorumludur. 'Taksir' suçu ne demek, kasten öldürdüler. Kısasa kısas olması lazım. İdam edilmeleri lazım" ifadelerini kullandı.
HER SABAH KAHVEMİ MEZARLIKTA İÇİYORUM
Ahmet Altın’ın oğlu, Kübra Altın’ın eşi ve Alya’nın babası Hilmi Altın ise her sabah eşi ve çocuğunun mezarına gittiğini belirterek; “Ben her sabah kahvemi mezarlıkta içiyorum. Bu acıyı hiçbir psikolog taşıyamıyor. Bu yaşadıklarımız taşınacak bir yük değil. Ağırlığı git gide artıyor. O gece biz dumanların içinde boğulurken kimse bize el uzatmadı. Tesadüfen çıktık biz ordan. Ben 10 metreden aşağı kendimi bırakırken eşim ve kızımı aşağıda olduklarını düşündüm. Otelden çıktığımda yapayalnız kaldım. Biz cezasızlık düzeninin sonucu olarak yandık. Bu insanlar başlarına hiçbir şey gelmeyeceğine inandıkları için pervasız davrandılar. Siz bizi diri diri yaktınız. Size de son bir sözüm var, artık itiraf edin" şeklinde konuştu.
Yargılamada acılı aileler otel yöneticilerinin olası kast suçundan ceza almasını istedi.




