PROF. DR. YALÇIN, PAÜ’DE SÖYLEŞİYE KATILDI
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi ve AK Parti İnsan Hakları’ndan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın, PAÜ’de düzenlenen Dünya Düzeni ve Türkiye başlıklı söyleşiye katıldı.
PAÜ’de düzenlenen Dünya Düzeni ve Türkiye konulu söyleşinin konuğu AK Parti İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Basri Yalçın oldu.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Şehit Teğmen Bekir Can Kerek Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlikte Yalçın’ın kısa bir öz geçmişi sunuldu. Yalçın daha sonra söyleşide akademisyen ve öğrenciler ile bir araya geldi.
‘TÜRKİYE ÇOK ÖNEMLİ’
Yalçın dünya düzeninde Türkiye’nin önemine değindiği konuşmasında; “Uluslararası sistemde Dünya Düzeninde özellikle bugünlerde Türkiye’yi konuşmak son dönemde yaşanan olaylara bakıldığında çok önemlidir. Bugün içerisinde yaşadığımız Dünya Düzeni bu noktaya gelirken çeşitli evrelerden geçti. Bunun temel bazı parametreleri var ve bu parametreler çerçevesinde biz gündelik hayatımızdan tutun da Türkiye’nin iç siyasetini, ekonomisini, toplumsal yapısını, aile düzenimize kadar etki eden çeşitli kültürel, çeşitli materyal faktörlerin bir toplamını yaşıyoruz. Yani mesela biz bugün bir birleşmiş milletler düzeyinde yaşıyoruz. Nedir birleşmiş milletler düzeni? Temeli 1945’te atılmış dünyadaki devletlerin birbirleriyle barış ve istikrar içerisinde nasıl yaşaması gerektiğini tarif eden, barış ve adaleti koruyacağını, korumasını beklediğimiz bir uluslararası örgüttür. Dünyada 193 devlet bu örgüte üye. Hepsi bu örgütün dünyaya barış ve adalet getirmesini istiyor. Ama bu örgüt kurulduğu günden bu yana gerçekten barış ve adalet hissiyatına ne kadar katkı sunmuştur diye sorarsanız gerçek anlamda bunun oldukça kısıtlı bir ulaşım olduğunu söylemek lazım” ifadelerini kullandı.
‘GAZZE KONUSU GÜNDEME GELDİ’
Yalçın konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu an Gazze’de her on dakika içerisinde bir çocuk öldürülüyor. Sivil insanların sivil kayıplarının sayısı on beş binin üzerine çıktı. Yirmi bine doğru yaklaşmakta. Ve bir şehir, bir şehir değil, bir şehirler öbeği, daracık bir alanda iki buçuk milyon insan yaşıyor. Ve bu insanların üzerine bir devlet yukarıdan bombalar saçıyor. Fosfor bombalar, yasaklanmış bombalar vs.ler söyleniyor. Buna rağmen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi hala bu konuyla ilgili bir “Dur” ihtarı bile ortaya koyamadı. Bu uluslararası sistemzaman zaman insan haklarını, demokrasiyi, evrensel değerler gibi kavramları kullanır. Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Konseyi’nin bir çalışma prensibi var. Beş tane daimi üyesi var; 2. Dünya Savaşının galip ülkeleri. İngiltere, Fransa, Amerika, Çin ve Rusya. Adalet dağıtacak bu Birleşmiş Milletler, barış getirecek, bu Birleşmiş Milletler çoluk çocuk katlediliyor şuan Gazze’de. Bu beş ülke toplanıp bu katliama dur bile demiyor bırakın tedbir almasını, ‘Daha fazla gitme’ bile diyemiyor”
‘İNSAN HAKKI ÇİĞNENİYORSA POZİSYON ALALIM’
Yalçın ayrıca şu ifadeleri kullandı: “Bu ülkede Türkiye’de, İngiltere’de, Almanya’da, Fransa’da, Çin’de, Rusya’da, Japonya’da, Brezilya’da nerede insanın hakkı çiğneniyorsa, nerede evrensel dediğimiz değerler çiğneniyor deniyorsa pozisyon alalım. Ama sizin işinize geldiğinde bir örgüt terör örgütü, sizin işinize gelmediğinde öbür örgüt terör örgütü değil. Sizin işinize geldiğinde bir insanın yaşama hakkı var, işinize gelmediğinde bir çocuğun yaşam hakkı yok. İşte içinde yaşadığımız uluslararası düzen, Dünya Düzeni maalesef böyle bir şey. Kim kurdu bu düzeni? İkinci Dünya Savaşı’nı kazanan devletler kurdu. Bugün bunun sonucunu görüyoruz. Zaman zaman Cumhurbaşkanımız belki de son 10 yıldır her Birleşmiş Milletler toplantısına gittiğinde kullandığı bir ifade var. Dünya beşten büyüktür diyor. Beş ahbap çavuş bir araya gelmişsiniz, kendi kafanıza göre milyarlarca insanın bu Dünya Düzeni ile ilgili kanaatini göz ardı edebiliyorsunuz, yüz binlerce insanı Gazze’de, Suriye’de, Irak’ta öldürülmesini göz ardı edebiliyorsunuz ve buna barış ve adalet evrensel değerler diyorsunuz. Bu zamana kadar bunların hepsinin bir yalandan ibaret olduğunu hepimiz biliyorduk. Ama Gazze ile birlikte o kadar net ortaya çıktı ki, batılı ülkelerin kendini dayandırdıkları meşruiyet zemini tamamen kendi altlarından kaymaya başladı. Herhalde bundan sonra hiç birimiz, Gazze meselesinde veya başka bir gariban yurdunda batılılardan, bu ülkelerden onlara fayda gelmeyeceğini anlamışızdır. Kendinize dokunmayan her türlü zarara göz yumuyorsunuz ve buna Dünya Düzeni diyorsunuz”