NELERİ EKSİK BIRAKTIK? NASIL TAMAMLARIZ?

İlk ve orta dereceli okullar yarı yıl tatiline girdi. Eğitim Bir Sen Başkanı Öselmiş ara tatilde nelerin eksik yapıldığı ve nasıl tamamlanacağı gibi konuların muhasebesinin yapılması gerektiğini hatırlattı.

Eğitim-Bir-Sen Denizli Şube Başkanı Feyzullah Öselmiş, birinci dönemi tamamlanan eğitim öğretim yılını değerlendirdi. Ara tatili bir fırsat olarak işaret eden Öselmiş; “Bu ara tatil dönemi, şapkayı önümüze koyarak ‘neleri eksik bıraktık, nasıl tamamlarız’ diyerek muhasebe yapılacak bir fırsattır. Bu fırsat, eğitim yöneticileri, siyasiler, veliler ve tüm öğrenciler tarafından değerlendirilmelidir.Herkes yetki ve sorumluluk alanında bulunan eksikleri tamamlamak, yapılacak işleri, yenilikleri planlamak için bu ara dönemi bir fırsat olarak görmelidir” ifadelerini kullandı.

‘EĞİTİME MİLLİ BİR RUH KAZANDIRILMALI’

Milli Eğitim’de müfredat değişikliği gerektiğine işaret eden Öselmiş, “Yeni bir eğitim felsefesi ve yeni bir yaklaşımla eğitime daha Milli bir ruh kazandırılmalıdır.  Sınıfta kalma işlerlik kazanmalı, veliler okula randevu ile gelmesi, cep telefonu düzenlemesi gibi konularda adımlar atılarak eğitime ciddiyet getirilmelidir” açıklamasında bulundu.

Öğretmenlerin işlerinin kolaylaştırılması gerektiğine vurgu yapan Öselmiş; “Öğretmene değer verilmeli… Talepleri birinci elden alınmalı. Çözüm odaklı yaklaşımlar artarak devam etmeli” diye konuştu.

‘EĞİTİM ÇALIŞANLARININ SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ’

Eğitim çalışanlarının tüm sorunlarından arınarak işinin başına geçmesi gerektiğinin önemine değinen Eğitim Bir Sen Başkanı Öselmiş; “Bir eğitimcinin, eğitim hizmetini verirken, hayatın günlük sıkıntılarından arınmış bir zihinsel yoğunlukla kendini işine vermesi, hem ülkemizin hem de eğitim sistemimizin geleceği açısından son derece önemlidir. Eğitimde fırsat ve imkân eşitliğinin sağlanmalı, öğretmen açığını kapatmaya yönelik nitelikli politikalar yürürlüğe konulmalı; okul ve bölgeler arasındaki nitelik farkı giderilmeli, öğretmen açığı tamamen kapatılmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlikten kadroya geçenlere dört yılı beklemeden kadroya geçiş tarihi itibarıyla yer değişikliği hakkı tanınmalı, aynı eğitim kurumunda üç hizmet yılını tamamlayan tüm öğretmenlere isteğe bağlı yer değişikliği imkânı sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

NELERİ EKSİK BIRAKTIK? NASIL TAMAMLARIZ?

‘KALICI YER DEĞİŞİKLİGİ SİSTEMİ’

Öselmiş gördüğü eksikleri ve önerilerini şu şekilde ifade etti:

* Öğretmenlerin yer değişikliği taleplerinin bütünüyle gerçekleştirilmesini sağlama adına yer değiştirme takvimi Temmuz ayında il içinde görev yapan öğretmenlerden başlamalı ve il içinde sıra uygulamasına geri dönülmelidir. Uzun yıllar Millî Eğitim Bakanlığı tarafından başarıyla uygulanan il içi sıraya bağlı yer değiştirme uygulamasının yeniden hayata geçirilmesini sağlayacak altyapı mevcuttur. Sıra tayinini de içeren adil ve kalıcı bir yer değişikliği sistemi kurulmalıdır.

* Kariyer basamakları sürecinde Anayasa Mahkemesi kararının oluşturduğu belirsizlik giderilmeli; yazılı sınav şartı kaldırılmalı, hizmet yılını esas alan süreç oluşturulmalıdır.

* Aday öğretmenlik ve kariyer basamakları sürecinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gerekçesi doğrultusunda öğretmenlerin motivasyonunu artıran bir kariyer sistemi için yasal düzenleme yapılmalıdır.

* 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu yeniden ele almalı; bu çerçevede, öğretmen kadrosuna yapılacak atamalarda, sadece Kamu Personeli Seçme Sınavı puan üstünlüğünün esas alınması ilkesi benimsenmeli, mülakat kaldırılmalıdır. Meslek kanunu, ‘meslek kanunu’ olarak nitelendirilmeyi hak edecek bir içeriğe kavuşturulmalıdır.

* Türkiye Yüzyılı’nda, ikili eğitim uygulamasına artık son verilmeli,bunun için ihtiyaç duyulan derslik açığıbir an önce kapatılmalıdır. Bu arada, ikili eğitim yapma zorunluluğu olan yerlerde akşam karanlığına kalmamak için çıkış saatleriyle ilgili bir ayarlama yapılmalıdır.

* Eğitim kurumları yöneticiliği liyakat ve kariyer ekseninde profesyonel bir meslek olarak yapılandırılmalı; yönetici görevlendirme yönetmeliğinde sürekli değişiklik yapılmasından vazgeçilerek kalıcı ve eğitimciler arasında kabul görev bir sistem artık kurulmalıdır.

Öğretmen kökenli şube müdürlerinin sorunları masaya yatırılmalı; şube müdürlüğü ile okul yöneticiliği arasında geçişkenlik sağlanmalı, şube müdürlerinin mali hakları iyileştirilmelidir.

* Temizlik ve güvenlik personeli açığı sorununa kalıcı çözüm bulunmalıdır

Okulların temizlik ve güvenlik personeli açığı sorununa kalıcı çözüm bulunmalı, personel ihtiyacı tamamen karşılanmalıdır.

* Yardımcı hizmetler sınıfı uygulamasına son verilmeli, bu sınıfta yer alan çalışanlar genel idare hizmetleri sınıfına geçirilmeli ve özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda daha fazla zaman geçirilmeden adım atılmalıdır.

* Görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavları belli bir takvim dâhilinde düzenli olarak yapılmalıdır.

Eğitim ve öğretim hizmetinin aksamadan yürütülmesi için emek sarf eden genel idare hizmetleri sınıfı, teknik hizmetler sınıfıçalışanlarının çalışma şartlarınındaha iyi olması gerektiğini ifade ediyoruz. Bunun yanı sıra, görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavlarının belli bir takvim dâhilinde düzenli olarak yapılması konusundaki çağrımızı yineliyoruz.

ŞİDDETİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ

Eğitimcilere yönelik şiddet konusuna da değinen Öselmiş; “Artarak devam eden şiddet olaylarının önüne geçilmeli, bunun için gereken tedbirler bir an evvel alınmalıdır. Eğitim çalışanlarına karşı cebir, şiddet veya tehdit kullanan kişilere caydırıcı cezalar verilmeli; eğitim çalışanlarına karşı işlenen suçlar sebebiyle ceza hukuku kapsamında yürütülmekte olan işlemlerde ve davalarda personelin talebi üzerine bakanlığın hukukî yardımda bulunması noktasında düzenleme yapılmalıdır.  Millî Eğitim Bakanlığı’nın müfredatı yenileme çalışması başlatmasını yerinde ve gerekli buluyoruz. Ülke olarak ihtiyacımız olan şey, bilginin, hikmetin, ahlakın, ilerlemenin temel alındığı bir eğitim sistemidir. Eğitimin asıl amacı, öğrenciyi daha donanımlı yetiştirme ve yeteneklerini daha iyi geliştirerek hayata hazırlama olmalıdır. Bu bağlamda, öğrencileri donanımlı ve yeteneklerini geliştirmiş olarak hayata hazırlayabilmek için, müfredatların güncellenmesi, eğitimin altyapısının tamamlanması, öğretmen eğitiminin gözden geçirilmesi şarttır. Çünkü eğitim programları ya da müfredatı, bir ülkenin sadece eğitime bakışını değil, aynı zamanda zihniyetini, nasıl bir fert ve toplum istediğinin yol haritasını da ortaya koymalıdır. Öncelikle ve özellikle böyle bir eğitim düzeni kurmak zorundayız” ifadelerini kullandı.