ZENGİN: EĞİTİM 100 YIL GERİYE GİTTİ

Türkiye’de binlerce öğrenci karnelerini alp yaz tatiline girerken Eğitim İş, geride kalan öğretim sezonuna ilişkin bir değerlendirme yaptı. Sendikanın Denizli 1 No’lu Şube Başkanı İlken Zengin, iktidarın her fırsatta ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak nitelediği eğitimin son bir dönemde 100 yıl geriye götürüldüğünü savundu.

Bu yıl eğitimde pek çok değişikliğe tanık olduklarını kaydeden Zengin, bu değişimlerin öğrencinin ve eğitim emekçisinin koşullarını iyileştirmek yerine daha da kötüleştirdiğini savundu. Eğitimde ‘milliliğin’ ortadan kalktığını eğitimin ise parçalandığını ileri sürdü.

EĞİTİM GERİYE GİTTİ

Yapılan değerlendirmede eğitimin gericileştiği, Diyanet ile imzalanan protokollerin çocukları daha da savunmasız bir duruma ittiği kaydedildi. Ortak proje kapsamında çocukların okullardan çıkarıldıkları ve etkinlik adı altında garabet uygulamalara maruz bırakıldığına değinildi.

Yapılan inceleme ve değerlendirmeye ilişkin şu notlar düşüldü:

*Okul öncesi eğitimi özellikle zorunlu eğitim kapsamına almayan MEB, bu alanda Diyanet’in daha da faal olmasına yol açmıştır. Diyanet’in kuran kursları, işlevinden koparılarak genel eğitim kurumları gibi lanse edilmiş, usulsüz etkinlikler düzenlenmesine zemin hazırlanmıştır.

* Okul ve derslik sayısındaki açık bu dönemde de kapatılmamıştır. Büyükşehirler dahil birçok ilde çocuklar kalabalık sınıflarda ders yapmak zorunda kalmıştır. Taşımalı ve ikili eğitim garabetleri azalacağı yerde artmış, öğrenciler eğitim hakkına ulaşmak, eğitimciler de mesleklerini icra etmek için adeta çile çekmiştir.

* Okulların bakımsızlığı, denetimsizliği de had safhaya çıkmıştır. Temizlik malzemelerinin bile velilerin sırtına yüklendiği devlet okulları tel tel dökülmektedir. Okullardaki kadrolu yardımcı personel, güvenlik personeli, temizlik personeli ihtiyacı görmezden gelinmiş; okullar yine ancak teftişten teftişe çeki düzen verilir halde bırakılmıştır.

ÇOK BAŞLILIK VURGUSU

Açıklamada devamla şu ifadelere yer verildi:

* Gerici yapıları protokoller eşliğinde eğitime birer taşeron haline getiren MEB, zaten  yüzde 82’sinden fazlası personel giderlerine ayrılan, bakanlığın zorunlu ihtiyaçlarına bile yetmeyen bütçesinden 5,7 milyar TL tutarında bir kaynağı Türkiye Maarif Vakfı'na ayırarak, bu dönemde eğitimde çok başlılığın daha da artacağının somut işaretini vermiştir.

* Bu dönemde de eğitimin niteliksiz hale gelmesinin başlıca nedeni eğitim emekçisinin daha da değersizleştirilmeye çalışılması olmuştur.

* Öğretmenin uzmanlığını hiçe sayan, kendi yeterliliğine bakmadan öğretmenlerin alanında ne kadar uzman olduğunu tekrar tekrar ve subjektif yöntemlerle ölçmeye kalkan, öğretmeni geçinemeyeceği ücretlerle kötü koşullarda çalıştıran, ücretli ve sözleşmeli öğretmen ayıbını sürdüren, atadığı liyakatsiz yöneticiler eliyle eğitim emekçisine mobbing ve keyfi disiplin cezaları uygulayan zihniyet, toplumda eğitim emekçisine olan saygın bakışı erozyona uğratmıştır.

* Eğitim emekçisine şiddet olaylarında korkunç bir artış görülmüş, vefatlar yaşanmıştır.

BU BÖYLE GİTMEZ

Eğitim İş’in geride kalan eğitim öğretim dönemine ilişkin kapsamlı bir rapor hazırladığını kaydeden 1 No’lu Şube Başkanı İlker Zengin, “2023-2024 dönemi eğitimin her anlamda geriletildiği, sosyal devletin elini eğitimden çektiği, öğrencinin eğitim hakkının teslim edilmediği, eğitim emekçisinin koşullarının daha da kötüleştiği, tarikatların yüzünün güldürüldüğü bir süreç olmuştur.

Eğitim-İş olarak vurguluyoruz ki eğitimin geldiği bu hastalıklı halin tek reçetesi, Cumhuriyet’e yakışır şekilde laik, bilimsel, çağdaş, adil ve parasız eğitim sisteminin inşasıdır. Başöğretmenin eğitim neferleri, Eğitim-İş'li eğitim emekçileri olarak bu alandaki mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyor, ‘Bu böyle gitmez’ diyoruz” ifadelerini kullandı.