EĞİTİM SORUNLARINA 4 MADDELİK ÇÖZÜM

Eğitim camiasına 32 yıldır hizmet veren AKEM Anadolu Lisesi Yönetim Kurulu Başkanı ve matematik öğretmeni Ali Kurt, Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında gençlerin bilgi, beceri ve donanımlarını üst düzeye taşıyarak, eğitimde yaşanan sorunların çözümü için 4 ana maddeden oluşan taslak hazırladı. Kurt, 4 maddeyi anaokulunun zorunlu olması, ilk ve orta okulda sınavsız eğitim, lisede zorunlu eğitimin kaldırılıp meslek liselerinin güçlendirilmesi ile Anadolu ve Fen Liselerinin Üniversite Liselerine dönüştürülmesi olarak sıraladı.

Ülkemizde eğitim sistemi ile ilgili tartışmalar bitmiyor. Geçmiş yıllarda ezberci eğitim sistemi tartışmaları yaşanırken, 22 yıllık Ak Parti iktidarının en fazla eleştirildiği alan eğitim sistemi oldu. Gençler yüksek öğrenim için zorlu bir maratonu yaşamak zorunda kalırken, mesleki eğitim modeli de nitelikli istihdam sorununa çözüm üretemiyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın son açıkladığı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli de toplumun çeşitli kesimlerinden tepkiler aldı.

TASLAK HAZIRLADI

Denizlili eğitimci Ali Kurt, 32 yılın birikimi ile eğitim sisteminde yaşanan sorunların çözümü için uzun soluklu bir çalışma yürüterek Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında gençlerin bilgi, beceri ve donanımlarını üst düzeye taşıyacağı eğitim modeli taslağı hazırladı. AKEM Anadolu Lisesi Yönetim Kurulu Başkanı ve matematik öğretmeni Kurt, 4 ana maddeden oluşan taslağın eğitim sisteminde yaşanan sorunları çözeceğini ifade etti.

4 ANA MADDEDEN OLUŞUYOR

Hazırladığı taslakta ilk aşamada anaokullarının zorunlu hale getirilmesini öneren Kurt, “Eğitim hayatının ilk basamağı olan anaokulu, çocukların temel becerileri kazanmaları ve ilerleyen yıllarda başarılı olmaları için kritik bir dönemdir. Ancak, Türkiye'de anaokuluna katılım oranları hala istenilen seviyeye ulaşmış değil. Anaokulunun zorunlu hale getirilmesinin gereklidir.  Anaokulu eğitimi, çocukların sosyal, duygusal, bilişsel ve dil gelişimleri için kritik bir dönemdir. Çocuklar bu dönemde, diğer bireylerle etkileşimde bulunmayı, duygusal farkındalıklarını geliştirmeyi ve temel akademik becerileri öğrenmeyi sağlarlar. Bu beceriler, çocuğun ilerleyen eğitim hayatında başarılı olabilmesi için temel taşlar niteliğindedir. Anaokulunu zorunlu hale getirerek, tüm çocukların eşit eğitim fırsatlarına sahip olmalarını sağlamak mümkündür. Zorunlu anaokulu eğitimi, bu eşitsizliği ortadan kaldırarak, tüm çocukların eğitim hayatına eşit bir başlangıç yapmasını sağlar” dedi.

İLKOKUL VE ORTAOKULDA SINAVSIZ EĞİTİM

Türkiye'deki eğitim sisteminin öğrencilerin akademik başarılarını ölçmek için yoğun bir sınav baskısına dayandığını, bu durumun öğrencilerde kaygıya neden olurken, eğitimde derinlemesine öğrenme yerine sınav odaklı bir yaklaşımı teşvik ettiğini söyleyen Kurt, “Ancak, ilkokul ve ortaokul eğitiminde sınav baskısını azaltarak temel bilgilerin verilmesi, öğrencilerin öğrenme süreçlerine daha olumlu bir şekilde yaklaşmalarını sağlayabilir. Sınavsız bir model, öğrencilerin bu alanlara daha fazla odaklanmalarını sağlar ve bilgileri anlamlı bir şekilde içselleştirmelerine olanak tanır. Sınavsız eğitim modeli, öğrencilerin bilgi ve becerilerini farklı yöntemlerle değerlendirmeyi hedefler. Performans ödevleri, proje çalışmaları, portfolyo değerlendirmeleri ve sürekli geri bildirim gibi yöntemler, öğrencilerin öğrenme süreçlerini daha anlamlı hale getirir. Bu tür bir model, öğrencilerin kendi hızlarında öğrenmelerine olanak tanır ve onların bireysel farklılıklarını dikkate alır” diye konuştu.

LİSELER ZORUNLU OLMAMALI

Eğitim sisteminin en kritik aşamalarından birinin lise dönemi olduğuna dikkat çeken 32 yıllık eğitimci Kurt, mesleki eğitimin önemine vurgu yaparak, “Her öğrencinin üniversite eğitimi alması gerektiği algısı, mesleki eğitim ve iş dünyasına erken adım atma fırsatlarını gölgede bırakabilmektedir. Lisenin zorunlu olmaması ve meslek liselerinin sayısının artırılması, gençlerin yeteneklerine ve ilgi alanlarına göre daha bilinçli tercih yapmalarını sağlayabilir. Türkiye'de meslek liselerinin yeterince tercih edilmemesi, bu okulların statüsünün düşük algılanmasına ve öğrencilerin üniversite odaklı bir eğitim sürecine yönlendirilmesine neden olmuştur. Bu algının değişmesi için meslek liselerinin sayısının artırılması ve bu okullarda verilen eğitimin kalitesinin iyileştirilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

ANADOLU VE FEN LİSELERİNİN ÜNİVERSİTE LİSELERİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİ

Anadolu ve fen liselerinin Türkiye'de akademik başarıları yüksek, üniversite hedefli öğrencilerin tercih ettiği okullar olarak bilindiğini, ancak bu liselerin üniversiteye hazırlık sürecinde öğrencileri gereğinden fazla yıpratıp, rekabet baskısı altında bırakabildiğini söyleyen Kurt, “Anadolu ve fen liselerinin üniversite liselerine dönüştürülmesi, bu okulların amacını daha net bir şekilde belirlemeyi hedefler. Üniversite liseleri, öğrencilerin üniversiteye yönelik daha odaklı bir eğitim almalarını sağlar. Bu liseler, hem teorik hem de uygulamalı dersler sunarak, öğrencilerin seçtikleri üniversite programlarına daha iyi hazırlanmalarını hedefler. Üniversite liseleri, öğrencilerin üniversiteye geçiş süreçlerini de kolaylaştırır. Bu liseler, üniversitelerle iş birliği yaparak, öğrencilerin üniversite ortamını daha yakından tanımalarını sağlar. Öğrenciler, lisede aldıkları dersler ve katıldıkları projelerle üniversitedeki eğitim sistemine aşina olur ve üniversiteye geçiş sürecinde adaptasyon sorunu yaşamazlar. Anadolu ve fen liselerinin üniversite liselerine dönüştürülmesi, Türkiye'nin eğitim sisteminde önemli bir yenilik olabilir. Üniversite liseleri, Türkiye'nin eğitim sistemini güçlendirebilir ve ülkenin gelecekteki liderlerini, düşünürlerini ve yenilikçilerini yetiştirmek için uygun bir zemin oluşturabilir” açıklamasını yaptı.