EKONOMİYE KATKISI BÜYÜK OLUR

İş dünyası; Merkez Bankası’na zorunlu döviz satış oranının yüzde 25’e çekilmesinden memnun. MÜSİAD Başkanı Boyacı kararın ekonomiye olumlu yansıyacağını kaydetti.

Denizli’de MÜSİAD Başkanı Engin Boyacı, geçtiğimiz gün yapılan yeni düzenleme ile ihracatçıyı yakından ilgilendiren değişiklikle ve faiz indirimiyle ilgili olarak yazılı açıklama yaptı. Yapılan yeni düzenleme ile İhracat Bedeli Kabul Belgesi (İBKB) veya Döviz Alım Belgesi (DAB) aracılığıyla yapılan işlemlerle ilgili olarak, daha önce yüzde 40 olan zorunlu Merkez Bankasına döviz satışı oranının yüzde 25'e düşürüldüğüne dikkat çeken Başkan Boyacı, ‘Yapılan değişikliğin firmalar ve ekonomi üzerinde olumlu etkileri olacaktır. Olumlu etkileri firmalar üzerinde, ekonomi üzerinde, döviz kuru üzerine etkileri ve dış borçlanma etkileri başlıkları adı altında sayabiliriz’ dedi.

FİRMALARA OLUMLU YANSIR

Yeni düzenlemenin en çok firmaların üzerinde etkisi olacağını belirten Boyacı, “İhracatçılar, ihracat bedellerinin sadece yüzde 25'ini Merkez Bankası'na satma zorunluluğuyla, kalan yüzde 75'ini döviz piyasasında başka amaçlarla kullanma özgürlüğüne sahip olacaklardır. Bu, firmaların döviz ihtiyacını daha esnek bir şekilde yönetmelerine olanak tanır. Özellikle dövizle borçlanan firmalar, dövizlerini dış piyasalarda daha uygun şartlarla değerlendirebilirler. Firmaların dövizlerini Merkez Bankası’na satma zorunluluğunun azalması, döviz rezervlerinin daha verimli kullanılmasını sağlar. Firmalar, döviz gelirlerini daha rahat yönetebilir ve ödeme vadelerine göre stratejik olarak kullanabilirler. Bu da genel anlamda firma likiditesini iyileştirebilir. Döviz getiren firmaların daha fazla döviz tutmasına izin verilmesi, ihracatın teşvik edilmesine katkı sağlayabilir. İhracatçılar daha cazip finansal imkânlarla karşılaştıkça, dış piyasaya yönelik üretim ve satışlarını artırma eğiliminde olabilirler. Döviz rezervi yönetimi konusunda daha fazla esneklik, ihracatçılara döviz kurundaki dalgalanmalara karşı bir tampon alanı sağlayabilir. Kur riskini minimize etmek için daha fazla döviz tutma şansı sunulması, firmaların döviz kurundaki belirsizliklere karşı daha iyi bir strateji izlemelerine olanak tanıyacaktır” diye konuştu.

EKONOMİYE KATKI SAĞLAR

Yapılan yeni düzenlemeyle birlikte ihracatçılara yüzde 25'lik döviz satışı zorunluluğunun getirilmesinin, Merkez Bankası'nın döviz rezervlerine olan katkıyı azaltsa da, ekonominin tümüne bakıldığında ciddi bir olumsuzluğa neden olmayacağını anlatan Boyacı, “Firmaların dövizlerini Merkez Bankası’na satma oranının düşürülmesi, döviz arzını artırabilir. Bu, döviz kuru üzerinde dengeleyici bir etki yapabilir. Ancak, eğer ihracat gelirleri yeterince yüksek değilse ya da döviz talebi artarsa, kuru dengelemek için Merkez Bankası'nın müdahaleleri gerekebilir. Döviz kazançlarının daha fazla serbest bırakılması, ihracatçı firmaların daha fazla döviz tutmalarına olanak tanıyacaktır. Bu durum, ihracatı artırabilir ve ekonomik büyümeyi destekleyebilir. Özellikle, dövizle borçlanan sektörlerin daha rahat bir finansal yönetim yapması, ekonomik verimliliği artırabilir. İhracatçılara daha fazla döviz tutma imkânı tanınması, dövizle borçlanan firmaların döviz ihtiyacını daha rahat karşılamasına olanak sağlayabilir. Bu da dış borçlanmanın kontrol edilmesinde bir denetim mekanizması olabilir. Sonuç olarak bu düzenlemenin, firmaların döviz yönetiminde daha fazla esneklik sağlayarak, ihracatçıların finansal esnekliklerini artırması ve döviz piyasasında daha iyi dengeyi sağlaması bekleniyor. Ancak, Merkez Bankası rezervleri üzerinde kısıtlamalar yaratabileceği için, döviz kurlarındaki dalgalanmaların izlenmesi önemlidir. Genel olarak, bu adım ihracatı teşvik edebilir, ancak ekonomi için olumlu etkilerinin sürdürülebilir olması için dikkatli bir izleme ve denetim mekanizması gereklidir” dedi

FAİZ İNDİRİMİNİ DEĞERLENDİRDİ

Merkez Bankası’nın 250 baz puanlık politika faizi indirimini de değerlendiren Boyacı, “Faiz indirimi, ekonomik büyümeyi teşvik edebilir, ancak bunun sürdürülebilir olması için enflasyon ve döviz kuru gibi faktörlerin dikkatlice yönetilmesi gerekir. Firmalar için olumlu etkiler, özellikle yatırım yapma ve finansmana erişim kolaylığı konusunda belirgin olacaktır. Ancak, dövizle borçlanan firmaların, döviz kuru riskini ve enflasyonu izlemeleri önemlidir. Tüketici kredilerindeki maliyetin azalması, harcama ve talebi artırabilir, ancak enflasyonla birlikte bu talebin ne kadar sürdürülebilir olduğu da önemli bir faktördür. Faiz indirimi kısa vadede ekonomik büyümeyi teşvik edebilirken, döviz kuru ve enflasyon gibi makroekonomik faktörler dikkatlice izlenmeli ve yönetilmelidir. Atılan adımlar, ekonomide belirli bir güvenlik marjının oluştuğu ve bu yönde adımlar atıldığı şeklinde değerlendirilebilir. Bu özgüvenli adımlar peyderpey enflasyon düştükçe daraltıcı adımların azaltılacağı şeklinde de değerlendirilebilir. Kaldı ki önümüzdeki 2 dönemde de 250 baz puanlık faiz indirimi beklentisi vardır. Faiz oranlarının enflasyondaki düşüşe paralel yürütülmesi doğru adımlar olarak değerlendirilebilir” ifadelerini kullandı.