“ÜLKEMİZİN ADİL BİR GELİR DAĞILIMINA İHTİYACI VAR”

Türk Eğitim Sen (TES) Denizli Şube Başkanı Emre Erdoğan, Türkiye’nin adil bir gelir dağılımına ihtiyacı olduğunu söyledi.

2013 yılında 1049 dolar olan ortalama memur maaşının 710 dolara düştüğünü memur maaşının aylık 339 dolar eridiğini belirten Erdoğan,   “2002 yılında ortalama memur maaşıyla 22,1 çeyrek altın alınabilirken bu rakam bugün 9,7’ye geriledi. Sadece 2018 yılında 4 kişilik ailenin zorunlu harcamaları tam bin 32 lira artarken memur maaşındaki artış enflasyon farkı da dahil aylık ortalama 441 lirada kaldı. Yani harcamalar bin 32 lira gelir ise 441 lira arttı; aile bütçesi 2018’de aylık 591 lira açık verdi. Durum böyle iken, sermaye sahiplerine sürekli vergi indirimleri, aflar, teşvikler getiriliyor ama bütün yük adaletsiz vergiler yoluyla bizlerin üstüne yıkılıyor.  İşte bu yüzden ülkemizin kaynaklarını adilce paylaşalım diyoruz, adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Amacımız kamu çalışanlarını ve emeklileri insanca yaşayabileceği bir ücrete kavuşturmaktır. Avrupa Birliği’nin resmi istatistiklerine göre 34 AB ülkesi içinde gelir dağılımı en bozuk, en adaletsiz olan ikinci ülkeyiz. Bu durumdan kurtulmanın yolu vergi ve ücret politikalarının daha adil bir şekilde belirlenmesinden geçiyor. Bu nedenle artık memurlara şu enflasyon hedefine göre zam teklif etme yanlışından kurtulmamız ve adil bir vergi sistemi getirmemiz lâzım. Biz burada yalnızca kitaplardaki iktisat teorilerine göre bir ücret tespiti yapamayız.  20 milyon vatandaşın kaderini belirleyecek, sosyal ve insani bir kamu hizmetini ifa ediyoruz. Maaş zamlarının insani tarafını bir tarafa bırakırsak işte bu yaşadığımız mağduriyetlere, borçlara, hacizlere şahit oluruz. 

Bunun için artık insanımızın aylık zorunlu harcamalarını, refah payını, ekonomik gelişmeleri dikkate alan bir çalışma yapılmasının zamanı gelmiştir.   Ayrıca, yıllarca hizmet verdikten sonra emekliye ayrılarak, huzurlu ve rahat bir yaşam arzulayan emeklilerimiz vardır. Emeklilerimiz çalışırken aldığı maaşın neredeyse yarısını alabiliyor.  Emeklilerimize aile yardımı, çocuk parası gibi sosyal yardım ödemesi yapılmamasının mantığını anlamakta güçlük çekiyoruz. Emeklilik bir kâbus olmaktan çıksın diyoruz. Bunun yanında özelleştirilen kuruluşlarda çalışanların da gerek çalışma şartları gerekse özlük haklarından doğan mağduriyetlerinin giderilmesi gerekmektedir” dedi.

“AKSAKLIKLAR GİDERİLMELİ”

Yeni sistemdeki aksaklıkların giderilmesini isteyen Erdoğan,” Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçilmesiyle birlikte kamu kurumları ve bakanlık yapılanmalarında köklü değişikliklere gidilmiştir. Farklı bakanlıklara devredilen kurum ve kuruluşlarda görev yapan personelin özlük haklarının gittikleri kurumlarda görev yapan çalışanlardan daha düşük olması durumunda, söz konusu personelin mali ve özlük hakları yeni atandıkları kurum çalışanları ile eşitlenmelidir.   Hizmet kolu henüz belirlenmemiş kamu görevlilerinin hangi sendikalara üye olacaklarına ilişkin bir çalışma kısa sürede yapılarak ortaya çıkan belirsizlik giderilmelidir. Cumhurbaşkanlığı bünyesine devredilerek örgütlenme kapsamı dışına çıkarılan personelin sendika üyesi olabilmeleri sağlanmalıdır. Bugüne kadar yaklaşık 60 yıllık geçmişiyle kendisine verilen bütün görevleri başarıyla yerine getiren ve memur sendikacılığının gelişmesinde de önemli katkıları olan Devlet Personel Başkanlığı kapatılmamalı, mevcut statüsü ve personeliyle hizmetlerine devam etmelidir.  Son dönemde en çok sıkıntı yaşadığımız konulardan bir tanesi de mülakatla yapılan atamalardır. Gerek kamuya ilk atamalarda gerekse yönetici atamalarında mülakat uygulaması kesinlikle kaldırılmalıdır. Adam kayırmanın, gruplaşmanın, adaletsizliğin, huzursuzluğun ve liyakatsizliğin kaynağı mülakattır. Bu bakımdan kamuda mülakata dayalı atama ve görevde yükselme işlemlerinden bir an önce vazgeçilmeli, atamalarda objektif ölçüm kıstaslarına dayanan KPSS, görevde yükselmelerde yazılı sınav ve tecrübe dikkate alınmalıdır. Bütün bu değerlendirmelerimden sonra gelelim mali taleplerimize: Daha önce kamuoyu ile de paylaştığımız üzere, biz memur ve emeklilerin geçmiş yıllardan kaynaklı zararları olduğunu ifade ediyoruz. Bu zararları da resmi rakamlarla ortaya koyuyoruz” diye konuştu.  

“HAKLARIMIZI SAVUNUYORUZ”

Kamu Sen’in memur emeklinin haklarını savunduğunu kaydeden Erdoğan, “ Bazıları bizleri geçmiş dönem zararı edebiyatı yapmakla itham etse de sendikacılık bir hak mücadelesidir ve biz memurun, emeklinin haklarını savunmakla mükellefiz. Geçmişin hesabını kapatmadan yeni bir hesap açmanın bedelini 10 yıldır, bütün kamu görevlileri ödüyor. Bunun için öncelikle net 600 lira olarak tespit ettiğimiz zararımızın taban aylığa yapılacak seyyanen artışla karşılanmasını istiyoruz. Bundan sonra ise 2020 yılı için %10+10; 2021 için de %8+8 zam talep ediyoruz. Gelir dağılımının iyileşmesi, memur ve emeklilerin alım gücünün yükselmesi amacıyla da her yıl ayrıca %3 oranında refah payı artışı talep ediyoruz. Enflasyon farkının ise TÜFE’nin maaşlara yapılan oransal artışların üzerine çıktığı aydan itibaren ödenmesini istiyoruz. Temel mali taleplerimiz; 2020 yılının tamamı için kümülatif %24,6 artış ve ocak ayından geçerli olacak şekilde taban aylığa seyyanen 600 TL net zam; 2021 yılının tamamında ise %20,14 zam olarak özetlenebilir.   Mali taleplerimizin karşılanması durumunda bugün (AGİ hariç) 3.018 lira düzeyinde olan 15’in 1’indeki en düşük dereceli memur maaşı 2020 sonunda 4.509 liraya; 2021 sonunda 5.417 liraya; 4014 lira düzeyinde olan ortalama memur maaşı ise 2020 sonunda 5.750 liraya; 2021 sonunda da 6.908 liraya çıkacaktır. Önümüzdeki yıl için en düşük memur maaşına 1.491 lira, ortalama memur maaşları için ise 1.736 lira zam istiyoruz.  Taleplerimizi Türkiye genelinde başka sendikalara üye olan ve hiçbir sendikaya üye olmayanların da bulunduğu tam 10 bin 578 kamu görevlisi ile yaptığımız araştırma sonuçlarına belirlemiş bulunuyoruz” dedi. 

“GELİR ADALETSİZLİĞİ SON BULSUN” 

Ülkede ghelir adaletsizliğine son verilmesini istediklerini belirten Erdoğan şunları söyledi: “Gelir vergisi tarifesine yeni düzenleme getirilsin, kamu görevlilerinin yaşadığı vergi adaletsizliği son bulsun diyoruz. Memur maaşını oluşturan bütün kalemler ile ek ödeme, döner sermaye, ek ders, fazla mesai, ikramiye gibi tüm ödemelerin emekli keseneğine dâhil edilerek, emekli olacak memurların yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz. Geçtiğimiz yıl verilen sözlere uygun olarak bütün kamu görevlilerini kapsayacak ve tüm beklentileri karşılayacak bir ek gösterge düzenlemesine ihtiyaç vardır, bu konudaki adaletsizlikler giderilsin, Yardımcı Hizmetler Sınıfında görev yapan personele de ek gösterge verilsin diyoruz. Aile kutsaldır. Aile birliği sağlansın, eş durumu, sağlık ve öğrenim özrü önündeki engeller kaldırılsın istiyoruz. Kamuda güvencesiz; 4/B’li, 5393 sayılı Kanun, vekil, kamu dışı aile sağlığı, idari hizmet sözleşmesi gibi ya da kurumlarına özel mevzuata dayanarak sözleşmeli çalıştırma son bulsun. Üniversite mezunu işçilerle birlikte bütün sözleşmeli personel kadroya geçirilsin. Emeklilerde olduğu gibi memurlara da “Bayram İkramiyesi” ödenmesini istiyoruz. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarının boş kadro bulunması durumunda derhal yapılmasını zorunlu kılacak mevzuat değişikliği talep ediyoruz. Görevde yükselmelerde ve ilk atamalarda her türlü istismara açık olan mülakat uygulamasının kaldırılmasını, bu tür atamaların objektif bir şekilde gerçekleştirilecek yazılı sınavlar aracılığıyla yapılmasını istiyoruz. Yardımcı Hizmetler sınıfındaki personelin bir defaya mahsus olarak Genel İdare Hizmetleri Sınıfına geçirilmesini; Genel İdare Hizmetleri ve Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışan memurlara eğitim durumlarına göre yükselebilecekleri derecelerin kadrosunun verilmesini talep ediyoruz.  Özel hizmet tazminatında yaşanan adaletsizliklerin giderilmesi ve tüm memurlar için yükseltilmesi, çalışma barışına katkı sağlayacaktır diyoruz.   Ek ödeme sorunları çözülsün,  Şefler, müdürler ve şube müdürlerinin özlük hakları hakkaniyete uygun bir şekilde yeniden düzenlensin,Kamu kurum ve kuruluşlarında aynı unvanlı personelin özlük hakları eşitlensin, Zorunlu rotasyon uygulamasına son verilsin, kalkınmada öncelikli yörelerde çalışan personel için mahrumiyet yeri ödeneği gibi teşvikler getirilsin diyoruz. 

Fazla mesailerin insan haklarına dahi aykırı bir şekilde ücretlendirilmesine karşı çıkıyor, fazla mesai ücretinin çalışanın normal çalışması karşılığında aldığı saat başı ücretten az olmayacak şekilde artırılmasını istiyoruz. Başta aile yardımı ve çocuk parası olmak üzere tüm sosyal yardım ve ödemelerin yükseltilmesini; tüm kamu görevlilerine giyim, kira, evlenme, ulaşım, doğum, ölüm ve eğitim yardımı ödenmesini, sosyal devlet ilkesinin gerçek anlamda hayata geçirilmesini talep ediyoruz. Ek ders ve nöbet ücretleri artırılmalı, kamu kurum ve kuruluşlarında fiilen öğretmenlik yapan personele ek ders ücreti, nöbet tutan öğretmen, sağlık personeli gibi tüm personele nöbet ücreti verilmelidir diyoruz. “

MESUT GÜLER/ATA NAİL ALTINOLUK