TAŞLARDAKİ TARİHİ ANLATTI

Bekilli kırsalında yüzyıllar öncesine dayanan tamga ve kaya yazılarını bulan araştırmacı Ümit Şıracı, “Taşlardaki Gizli Tarih’ konulu seminerde konuştu. Şıracı, tarihçilerin Anadolu’daki Türk varlığını 1071 yılından itibaren alma alışkanlığını terk etmeleri gerektiğini söyledi.

Törük Bilig Bilim, Kültür, Sanat, Eğitim, Araştırma ve Uygulama Derneğince, Ankara’da ‘Atayurttan Anayurda Taşlardaki Gizli Tarih’ etkinliği düzenlendi.

Araştırmacı Yazar Ümit Şıracı’nın katılımıyla Ankara Sanayi Odası (ASO) Sergi Salonu’nda, Törük Bilig Bilim, Kültür, Sanat, Eğitim, Araştırma ve Uygulama Derneğince, Ankara’da “Atayurttan Anayurda Taşlardaki Gizli Tarih” etkinliği düzenlendi. Sergide, Türk tarihine ilişkin kültürel miras ürünlerinden kaya oymaları ve tamgaların fotoğrafları yer aldı.

İHA muhabirine açıklamada bulunan Şıracı, serginin amacının Türkler'in Anadolu'ya 1071’den önce geldiğine dair delilleri halkla buluşturmak olduğunu dile getirdi.

Şıracı, Türkler’in Anadolu’ya 1071’den önce geldiğinin en büyük kanıtının kayalara yazılan yazılar ve çizilmiş damgaların olduğunu kaydetti.

YAZILARI ANLATTI

Şıracı, kayalara oyulmuş bir satırlık runik yazının, bilim dünyasında Göktürk alfabesiyle yazılmış bir yazı olarak bilindiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi:

“Altında da bir dağ keçisi kazıması var. Bu yazı 8’inci yüzyıldan itibaren kullanılmadı. Bilim dünyası da böyle diyor. Eğer 8’inci yüzyılda Türkler bu yazıyı kullanmayı bıraktıysa, biz 1071’de Anadolu'ya girdiysek bu yazının Anadolu'nun en batı ucunda denizde vekilde ne işi var sorusu ortaya çıkıyor. Bu serginin en büyük amacı da bu soruyu sordurmak. Buradaki taşlara, kayalara kazınmış çizimlerin birebir benzerlerinin hepsini biz Altaylar, Tanrı Dağları ve Moğolistan steplerinde de görüyoruz. Bu taşınan bir kültür, taşınan bir inanç. Bu anlamda da Anadolu'nun en batı ucunda bu kültürü ve inancı görmek gerçekten enteresan. Yani Türkler Anadolu'ya geldiklerinde Müslümandılar. Müslümansalar bu eski inançlarını da daha önceden birileri bu bölgeye taşıması lazım. Tarihçilerin ve sanat tarihçilerinin ilgisini bu bölgeye çekmeye çalışıyoruz.”

BU ALIŞKANLIK TERK EDİLMELİ

Sergide 79 eser olduğunu ama alanda çok sayıda kaya resmi olduğunu söyleyen Şıracı, aralarından belirledikleri resimleri seçtiklerini ifade etti. Şıracı, bu resimleri dijital ortamda çalışarak, dijital ortama aktardıklarını kaydetti. İlk sergiyi Denizli’de açtıklarını, oradan da sergiyi Ankara’ya getirdiklerini söyleyen Şıracı, “Sergi buradan da İstanbul'a gidecek. Bu sergide runik yazılar, damgalar ve boy damgaları var. Altaylar'da, ondan sonra Moğolistan'da kullanılan boy damgaları var. Bu boy damgalarını da görmek mümkün buraya... Bu alana gençlerin ilgisini çekmeye çalışıyoruz. Özellikle Türk bilim dünyası artık Anadolu Türk tarihini 1071 ile başlatmayı bırakması lazım. Çünkü bunlar kafadan atma şeyler değil. Burada gördüğünüz gibi hepsi ete kemiğe bürünmüş, ispatlanmış şeyler artık. Farazi bir şey söylemiyoruz. Hepsini ete kemiğe büründürmüş durumdayız” ifadelerini kullandı.