GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ
Medeni Kanunun kabulünün 99’uncu yıldönümü nedeniyle açıklama yapan Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyeleri, yüz yıllık medeni hukukun halen gericilerin hedefi olduğunu ifade etti.

Türk Medeni Kanunu’nun 99’ncu kabul yıldönümü nedeniyle Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyeleri açıklama yaptı. Baronun hizmet binası önündeki açıklamaya çok sayıda avukat destek verdi.
Komisyon adına açıklamayı avukat Büşra Lermioğlu okudu.
Kanunun 2002 yılındaki değişikliklerle birlikte özellikle kadınların hak ve kazanımları alanında daha da ileriye taşındığına dikkat çekilen açıklamada; aile reisliği yerine eşit yönetim esasının getirildiği, kadınların çalışmalarında ve meslek seçimlerinde erkeğin iznine bağlılığın ortadan kaldırılması, boşanma halinde nafaka yükümlülüğü konusunda mali güç ve kusur oranının esas alındığı kaydedildi.
BİLİNÇLİ PROPAGANDA
Son dönemde nafaka ve mal rejimi hükümlerinin erkek aleyhine olduğu yönünde bilinçli propagandaların yapıldığını söyleyen Lermioğlu; “Bilinçli propagandalarla kadınların ev içi çalışmaları, aile ekonomisine katkıları göz ardı edilmeye çalışılmakta; kadınların maruz kaldıkları ekonomik eşitsizlik hatta ekonomik şiddetten ise hiç bahsedilmemektedir” diye konuştu.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
*Oysa ki Anayasamızın 10. Maddesi uyarınca; Devletin kadın erkek eşitliğini her alanda olduğu gibi ekonomik alanda da hayata geçirmek için aldığı tedbirler ve yasal düzenlemeler eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamaz.
* Kadınların erkek egemen zihniyet tarafından maruz kaldığı eğitim hakkı eşitsizliği ve ekonomik şiddet sona erdiğinde, çalışma hayatında kadın erkek eşitliği sağlandığında kadınlar zaten ödenmekten kaçınılan, ödenmemek için mal varlığı edinmeme hatta sigortasız çalışma yollarına dahi başvurulan, üstelik bir haftalık market alışverişine dahi yetmeyen sembolik nafakalara ihtiyaç duymayacaklar; gündemi işgal eden bu yapay mağduriyet de sona erecektir.
* Mücadelemiz; hak ve kazanımlarımızın korunması ile ekonomik eşitliğin sağlanarak kadınların istihdamda hak ettiği yeri ve ev içi emeklerinin karşılığını alabilmesi içindir.
GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ
*Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak; bu gün, neredeyse yüz yıllık eşitlik temelli ve laik Medeni Hukukumuzun halen gerici zihniyet tarafından hedef alındığını görüyor, sözde ‘aile’ temelli yasal düzenlemelerin ardındaki erkek hegemonyasını yeniden diriltme saikini okuyor; hak mücadelemizde geriye bir adım dahi atmayacağımızın bilinmesini istiyoruz.
* Seneye 100. Yılını da büyük bir onurla kutlayacağımız Medeni Kanunumuzla teslim aldığımız medeni hak ve kazanımlarımızın;küçük bir gerici azınlıktan başka toplum nezdinde de destek bulmayan ‘Aile Yüzyılı’ söylemlerine, ‘kutsal aile’ projelerine kurban edilmesine; ‘evden çalışma modeli’ gibi sözde kadının rahat çalışma düzenini destekler gibi görünen ancak kadının kamusal alanda çalışma hakkını ihlal etme amacı güden;hukukumuzda geçerli mal rejimi ilkelerinin erkek egemen zihniyete verdiği rahatsızlık sebebiyle ortaya atılan ve kadınların evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallar üzerindeki haklarını hatta nafaka ve tazminat haklarını zedeleyecek olan ‘boşanmalarda arabuluculuk’ tasarıları gibi, kadını aile içerisinde ve erkek karşısında edilgenleştirmeye çalışarak kadına yönelik şiddeti cesaretlendiren hukuki düzenlemelere; kadınların toplumsal yaşamda hukuki, ekonomik, siyasi alanlardan uzaklaştırılıp geleneksel rollerine çekilmesi için verilen uğraşlara geçit vermeyeceğimizi bir kez daha kararlılıkla vurguluyoruz.
* Devlet erkini; sosyal eşitlik ilkesinin gerekliliklerini yerine getirmek için göreve ve duyarlılığa,gerici ve hegemonik politikalarını ivedilikle sonlandırarak, kadının hak mücadelesinde en temel insan hakkı olan yaşam hakkının korunmasını sağlayacak, kadınların temel insan haklarına yönelik tehditleri, kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini sona erdirecek, uygar Türk toplumuna yakışır, toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı toplumsal yaşam ve hukuk düzeninin hayata geçmesi için somut politikalar üretmeye çağırıyoruz.
* Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün halen mücadelemizi aydınlattığı ilkeleri ve asırlık Cumhuriyetimizin kurucu felsefelerine bağlı kalarak; Avukatlık Kanunu uyarınca üstlendiğimiz insan haklarını korumak ve savunmak görev ve yetkisi ile kadın hak ve kazanımlarını korumaya ve geliştirmeye, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanarak toplumun her alanında kadınların eşit haklara sahip olması mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.