2 MİLYAR TON KATI ATIK DÜNYAYI TEHDİT EDİYOR
Türkiye Döngüsel Ekonomi Haftası kapsamında Denizli Sanayi Odası'nın ev sahipliğinde Döngüsel Ekonomi ile Dönüşüm Zamanı konulu program düzenlendi. AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas’ın da katıldığı toplantıda DSO Başkanı Selim Kasapoğlu, dünya genelinde her yıl 2 milyar tondan fazla katı atık üretildiğine dikkat çekti, “Dünya kaynaklarının korunabilmesi için geleneksel ekonomi modeli ile kıyaslandığında Al-Yap-At modeli yerine Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür prensibini benimseyen döngüsel ekonomiye geçiş tek yol olarak görünüyor” dedi.

Denizli Sanayi Odası'nın ev sahipliğinde Döngüsel Ekonomi ve Sürdürülebilirlik A.Ş. (DCube), Hedefler için İş Dünyası Platformu (B4G), İş Dünyası ve Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD Türkiye), Nordic Council of Ministers iş birliği ve AB Türkiye Delegasyonu katkılarıyla düzenlenen Döngüsel Ekonomi ile Dönüşüm Zamanı konulu program açılış konuşmaları ile başladı. Kamu ve özel sektör profesyonellerini, Avrupa ülkelerinden uzmanları ve sektörün önde gelen isimlerini bir araya getiren etkinlikte döngüsel ekonominin Türkiye'nin geleceğindeki kritik rolü ele alındı, yeşil dönüşüm sürecinin teorik ve pratik boyutları tartışıldı, iş dünyasının sürdürülebilir, verimli ve döngüsel bir modele geçişi üzerine çözüm önerileri paylaşıldı.
AL-YAP-AT YERİNE AZALT-YENİDEN KULLAN-GERİ DÖNÜŞTÜR
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas’ın da katıldığı programın açılışında konuşan Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu, önemli bir toplantıya ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadıklarını söyledi. Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunda döngüsel ekonomiye geçişin büyük önem taşıdığını belirten Kasapoğlu, “Bize göre döngüsel ekonomi, artık sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda iş dünyası için rekabet avantajı sağlayan, inovasyonu teşvik eden ve sürdürülebilir büyümeyi mümkün kılan bir modeldir. Küresel pazarların, tüketici beklentilerinin ve iş yapma modellerinin değiştiğini görüyoruz. Daha az kaynakla daha fazla değer yaratmak hem çevresel hem de ekonomik açıdan artık hepimiz için bir zorunluluk. Dünya genelinde her yıl 2 milyar tondan fazla katı atık üretiliyor. Bu rakamın 2050 yılında 3,4 milyar tona ulaşması öngörülüyor. Bu tüketim hızıyla, 2050 yılında dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için 3 dünya büyüklüğünde kaynağa ihtiyaç duyacağız. Bu sebeple dünya kaynaklarının korunabilmesi için geleneksel ekonomi modeli ile kıyaslandığında Al-Yap-At modeli yerine Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür prensibini benimseyen döngüsel ekonomiye geçiş tek yol olarak görünüyor” diye konuştu.
HEDEFİMİZ DENİZLİ’Yİ TEMİZ ÜRETİM MERKEZİ YAPMAK
Avrupa Yeşil Mutabakatının, döngüsel ekonomi ile sanayi, ticaret ve tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesini ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmeyi amaçladığını vurgulayan Kasapoğlu, “Ulusal Eylem Planı ile de Türkiye’nin döngüsel ekonomiye geçişini hızlandırmak ve sürdürülebilir üretim, kaynak verimliliği ve yeşil inovasyon gibi alanlarda dönüşümü hedefleniyor. Türkiye’nin bu dönüşüme uyum sağlaması, uluslararası ticarette rekabet gücünü koruması ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşması açısından büyük önem taşıyor. Denizli, Türkiye’nin en önemli ihracatçı kentlerinden biri olarak Avrupa Yeşil Mutabakatı ve döngüsel ekonomi dönüşüm sürecinde kritik bir noktada bulunuyor. Denizli Sanayi Odası olarak sürdürülebilirlik konusunda yürüttüğümüz çalışmalar ile üyelerimizin yeşil dönüşüm sürecine katkı sağlamaya devam ediyor; kurduğumuz güçlü iş birlikleri ile kentimizin bir temiz üretim merkezi haline gelmesine öncülük etmeyi hedefliyoruz” dedi.
Kasapoğlu, Güney Ege Kalkınma Ajansı’nın 12,8 milyon TL'lik hibe desteğiyle yakında faaliyete geçecek olan Yeşil Dönüşüm ve Verimlilik Test Merkezi ile, enerji verimliliği ve temiz üretim alanlarında üyelere destek olmak istediklerini, Sürdürülebilirlik Olgunluk Analizi Projesi ile ikiz dönüşüm çalışmalarına da ivme kazandırmayı hedeflediklerini, Denizli sanayisinin sürdürülebilirlik, verimlilik ve dijitalleşme yolculuğuna rehberlik edecek Model Fabrika’nın açılışını mayıs sonunda hizmete alacaklarını söyledi.
KÜRESEL EKONOMİ DERİN BİR DÖNÜŞÜM GEÇİRİYOR
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas ise konuşmasında Yeniden Düşün –Yeniden Tasarla – Geri Dönüştür – Ticarileştir – Büyüt kelimelerinin Döngüsel Ekonomi Haftasını en iyi şekilde tanımladığını söyledi. Küresel ekonominin derin bir dönüşüm geçirdiğini ifade eden Vilcinskas, “Başkan Trump'ın borsaların çökmesine ve ülkelerin ticaret politikalarını ayarlamak için çabalamasına yol açan tarife kasırgasından bahsetmiyorum. Aklımda geleneksel doğrusal "al, yap ve at" ekonomisi modeline karşı sessiz bir devrim ve başkaldırı var. Üretmek, tüketmek ve çöplüklere atmak artık ne ahlaki ne de ekonomik olarak işe yaramıyor. Dairesel Ekonomiye geçiş, etrafımızda gerçekleşen endüstriyel ve enerji devrimi 4.0'ın merkezinde yer alıyor. Dairesellik, yapay zeka kullanarak ürünleri nasıl tasarladığımızın, iş kararlarını nasıl aldığımızın temel ilkesidir veya yakında öyle olacaktır. Tekstilden akıllı telefonlara sürdürülebilir, yeşil ve dijital büyümeyi benimsemekten başka Avrupa alternatifi yoktur. Yenilenebilir enerji kaynaklarını benimsemez ve çevreye önem vermezsek, insanlık olarak ilerlememiz yönetilemez iklim değişikliği ve eşitsizlik gerçeğiyle çarpışacaktır. Türkiye ve AB, dairesel ekonomiye birlikte ve hızlı bir şekilde geçiş yaparsak büyük fayda sağlayacak. Neden acele etmemiz gerekiyor? Hem AB hem de Türkiye için riskler yüksek. İthal enerji ve ham maddelere çok güveniyoruz. Bu bağımlılığı azaltmak sadece akıllıca bir politika değil, aynı zamanda sağduyulu bir ekonomik anlayış” diye konuştu.
DENİZLİ, DÖNGÜSEL EKONOMİDEN FAYDALANMAK İÇİN MÜKEMMEL KONUMDA
Türkiye'nin AB'nin tedarik ve değer zincirlerine sıkı bir şekilde entegre olmuş durumda olduğunu, AB şirketleri için sadece büyük bir üretim merkezi değil, aynı zamanda önemli bir Pazar olduğuna vurgu yapan Vilcinskas, “Türkiye ve Avrupa Birliği, endüstrinin rekabet gücü, araştırma, teknoloji ve inovasyon söz konusu olduğunda birçok hedefi paylaşıyor. Türkiye, 2007'den bu yana rekabet gücü ve inovasyon alanında 780 milyon avroluk AB hibesinden yararlandı. AB için dairesel ekonomi, enerjiden biyoçeşitliliğe kadar uzanan AB Yeşil Mutabakatının tam kalbinde yer alır. Bir Avrupa yol haritamız var, 2020 Dairesel Ekonomi Eylem Planı. Bugün dairesellik girişimine yatırım yapmak, yüksek katma değer, daha yüksek karlar ve daha yüksek tasarruflar, daha yüksek maaşlar, daha akıllı insanlar ve daha güçlü iş ekosistemleri anlamına gelir. Ve bunu yapmazsak ikimizin de rekabet merdiveninden düşeceğimizi garanti ederim. Türkiye'nin Ulusal Dairesel Ekonomi Stratejisi ve Eylem Planı'nın ve tek kullanımlık plastikler ve deniz çöpü yol haritasının kabul edilmesini ve uygulanmasını dört gözle bekliyoruz. Denizli, daha akıllı kaynak kullanımı, verimli üretim ve yenilikçi geri dönüşüm yoluyla dairesellikten faydalanmak için benzersiz bir konumda” şeklinde konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından kamu ve özel sektörden uzmanlar beş ayrı oturumda döngüsel ekonomi eylem planı, döngüsel ekonominin finansmanı, iyi uygulamalar, tekstil ve demir çelik sektörlerinde üretim ve döngüsellik stratejilerini katılımcılarla ele aldı.