TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN REFORM ÇAĞRISI

BASİAD Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Değirmenci, Türkiye ekonomisindeki yapısal sorunlara dikkat çekerek üretim odaklı çözüm önerilerini paylaştı.

Babadağlı Sanayi ve İş İnsanları Derneği (BASİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Değirmenci, Türkiye ekonomisindeki yapısal sorunlara ve çözüm yollarına ilişkin açıklamalarda bulundu. TÜİK’in Nisan 2025 enflasyon verilerine göre aylık TÜFE artışı yüzde 3,00, yıllık TÜFE yüzde 37,86, yılbaşından itibaren artış ise yüzde 13,36 olarak açıklandı. Değirmenci, verilerin beklentilerin altında kalmasına rağmen yurtiçi ve yurtdışındaki gelişmelerin olumsuz etkilerinin sürdüğünü belirtti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) yıl sonu için yüzde 24 olarak belirlediği enflasyon beklentisinin, Mayıs ayı Enflasyon Raporu’nda yukarı yönlü revize edilebileceğini ifade etti.

MERKEZ BANKASI VE PİYASA BEKLENTİLERİ

Değirmenci, TCMB’nin faiz indirimlerine başlamasının mevcut verilerle zorlaştığını vurguladı. Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre, 12 ay sonrası için hane halkı beklentisi yüzde 59,3, reel kesim beklentisi yüzde 41,7 ve piyasa profesyonellerinin beklentisi yüzde 25,6 olarak kaydedildi. Haziran’da faizlerin sabit kalacağı, en erken Temmuz’da indirim beklendiğini belirten Değirmenci, yüksek faizlerin TL’yi cazip kılsa da güven kaybının dövize yönelimi engelleyemediğini ve artan DTH’larla bu durumun teyit edildiğini söyledi.

EKONOMİK KIRILGANLIKLAR VE GÜVEN EKSİKLİĞİ

Türkiye’nin küresel piyasalardaki yükseliş trendinden negatif ayrıştığını belirten Değirmenci, son 5 haftada tahvil piyasasından 9 milyar dolar çıkış yaşandığını ve TCMB’nin net rezerv kaybının 53 milyar dolara ulaştığını aktardı. Artan dolarizasyon eğiliminin TCMB’nin en büyük endişesi olduğunu vurgulayan Değirmenci, faiz artışı yerine güven tesis etmenin kritik olduğunu ifade etti. REF endeksinin 49 seviyesinin üzerinde olması ve kurun baskılanmasının piyasa dinamiklerini bozduğunu belirtti. Ayrıca, kısa vadeli sıcak para odaklı politikaların enflasyonla mücadelede öncelik kazanmasının temel bir çelişki olduğunu söyledi. IMF’nin 2025 yıl sonu enflasyon tahminine göre Türkiye’nin Arjantin’i geçeceği öngörüsünün kabul edilemez olduğunu vurguladı.

BORSA VE TÜKETİCİ GÜVENİ ZAYIF

Ekonomik göstergelerdeki zayıflığın devam ettiğini belirten Değirmenci, büyümede durgunluk sinyalleri alındığını ve Tüketici Güven Endeksi’nin son 5 yıldır kötü seyrettiğini ifade etti. Borsa İstanbul’un yıl başında umut vadetmesine rağmen 19 Mart’taki olaylar sonrası sadece 4 işlem gününde yüzde 20 gerilediğini hatırlattı. Değirmenci, “Unutulmamalı ki borsa beklentilerle hareket eden bir piyasadır ve güven ile makroekonomik dengeler sağlanmadan toparlanma mümkün görünmüyor” dedi.

ÜRETİM ODAKLI ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Değirmenci, Türkiye’nin sorunlarının temelinde kur baskısı, dolarizasyon, enflasyon ve güven eksikliği gibi yapısal problemlerin yattığını belirtti. Çözüm için güven tesis edici reformlara, TL’nin değer kaybının önlenmesine, tutarlı enflasyonla mücadele adımlarına ve yabancı yatırımcı için cazip bir ortamın oluşturulmasına ihtiyaç olduğunu söyledi. Asıl odaklanılması gereken noktanın “üretim ekonomisi” modeli olduğunu vurgulayan Değirmenci, “’Üreten Türkiye’ vizyonuyla hareket edilmediği takdirde, rezerv kaybı, enflasyon ve döviz kuru istikrarsızlığı gibi sorunlar varlığını sürdürecektir” dedi. Sürdürülebilir kalkınma için üretim kapasitesinin artırılması, katma değerli ihracatın desteklenmesi ve reel sektörün canlandırılması gerektiğini ifade etti. Yüksek faizlerin yatırımı engellediğini ancak sektörel teşviklerle bu eksikliklerin giderilebileceğini belirtti. Değirmenci, “Türkiye Ekonomisi bunları yapabilecek kapasiteye ve yeteneğe sahiptir” dedi.

GÜVEN VE REFORM VURGUSU

Yeni ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelede sadece para politikasının yetersiz kaldığını gösteren bir süreç yaşadığını belirten Değirmenci, siyasal çalkantılarla yok olan güven ortamının yeniden tesis edilmesi gerektiğini söyledi. Doğru iletişim dili, kamu harcamalarında tasarruf, bütçe disiplini, vergi reformu, kayıt dışı ekonomiyle mücadele, hukukun üstünlüğü ve yatırım ikliminin iyileştirilmesi gibi konuların gündeme alınması gerektiğini vurguladı. Aksi takdirde finansal piyasalardaki kırılganlığın devam edeceğini ve ekonomik istikrarın hayal olacağını ifade etti.