DÜZENLEME GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

Denizli Psikologlar Topluluğu, düzenledikleri basın toplantısında 29 Mart’ta çıkan Serbest Çalışma Yönetmeliği ile psikologlara serbest çalışma hakkı verilmediğini belirterek, düzenlemenin gözden geçirilmesini istediler.

Denizli Psikologlar Topluluğu, 10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü dolayısıyla Denizli Gazeteciler Cemiyetinde basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda psikologun katıldığı toplantıda, topluluk adına Psikolog Prof. Dr. Kamil Orhan açıklamada bulundu. Denizli Psikologlar Topluluğu Sözcüsü Prof. Dr. Kamil Orhan, içinde bulunulan koşulların, yaşanılan olayların bir toplum için psikolojinin ne kadar önemli bir bilim olduğunu gösterdiğini belirterek, “Birtakım olumsuzluklar, mesleğimiz adına düzenlenmiş yasaların yaratmış olduğu sorunlarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu konuda kamuoyunu bilgilendirmek istiyoruz. Arkadaşlarım bununla ilgili bir metin hazırladı. Denizli’deki psikologlar olarak biz, öncelikle Denizli halkı için ve kendimiz için, daha sonra da mensubu olduğumuz bu değerli bilim için bir şeyler yapmak istiyoruz” dedi.

MESLEKİ HAKLARI KORUYACAĞIZ

Psikologların hazırladığı konuşma metnini okuyan PAÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kamil Orhan, psikologların mesleki haklarını ve halk sağlığını savunduklarını belirterek, “Yükseköğretim Kurulu'nun (YÖK) resmi tanımına göre, "psikolog" unvanı, psikoloji lisans eğitimini başarıyla tamamlayan bireylere verilen mesleki bir unvandır. Psikoloji bölümleri, ülkemizde YÖK onayıyla açılmış; bilimsel, kuramsal ve uygulamalı altyapısı güçlü olan akademik programlardır. Bu programlar bireylerin davranışsal, bilişsel, duygusal ve sosyal işleyişlerini bilimsel temelde anlamayı, analiz etmeyi ve uygulamayı hedefler.” dedi.

Psikolojinin yalnızca bir akademik formasyon değil, mesleki yeterlilikler ve toplumsal faydayı gözeten uygulama becerileri kazandıran bir meslek eğitimi olduğunun altını çizen Prof. Orhan, “Bu bağlamda, psikolog unvanı yalnızca bir yükseköğrenim mezuniyetini değil, aynı zamanda bireyin uzmanlık alanındaki sorumluluğunu ve toplum sağlığına yönelik katkı potansiyelini de ifade eder. Bu yetkinlik, yalnızca bir alt disipline indirgenemeyecek kadar kapsamlı ve çeşitlidir. Psikologlar, klinik psikolojiye ek olarak; gelişimsel, nöropsikolojik, örgütsel, adli, spor, sağlık ve eğitim gibi çok çeşitli alanlarda uzmanlaşarak bireylerin ve toplumun ruh sağlığına doğrudan katkı sağlarlar.” diye konuştu.

DÜZENLEME GÖZDEN GEÇİRİLMELİ

HAKLARIMIZ SINIRLANDIRILDI

Prof. Orhan, 29 Mart 2025 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren "Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmelik"in, psikologların mesleki hakları açısından ciddi kaygılara neden olduğuna işaret ederek, “Bu yönetmelikle, yalnızca klinik psikologlara mesleklerini bağımsız olarak icra etme hakkı tanınırken, psikoloji lisans mezunu psikologların tümü kapsam dışı bırakılmış; özel sektörde yıllardır hizmet sunan, etik çerçevede çalışan, donanımlı psikologların çalışma hakları açıkça sınırlandırılmıştır. Oysa psikolog unvanı, ülkemizde psikoloji lisans programlarından mezun olan bireylere verilen yasal ve akademik bir unvandır. Psikolog olmak, dört yıllık yoğun bir bilimsel eğitimin sonunda elde edilen bir meslek edinimidir. Meslek kavramı yalnızca bir uzmanlık programı üzerinden değil, temel lisans eğitimi üzerinden değerlendirilmelidir. Bu açıdan bakıldığında, lisans mezunu psikologların görmezden gelinmesi yalnızca mesleki bir haksızlık değil, aynı zamanda bilimsel emeğin değersizleştirilmesidir.” ifadelerini kullandı.

Psikolojinin, yalnızca "klinik psikoloji" alanından ibaret olmayıp birçok uzmanlık alanı ile toplumun ruh sağlığına, davranışsal refahına ve sosyal işlevselliğine doğrudan katkı sunduğunu vurgulayan Orhan, “Yeni yönetmelikte kamu personeli olan psikologların uygulama yetkileri korunurken, özel sektörde hizmet sunan meslektaşlarımızın dışlanması, eşitlik ve hakkaniyet ilkeleriyle çelişmektedir. Halihazırda özel kliniklerde, danışmanlık merkezlerinde ve serbest ofislerde çalışan çok sayıda psikolog, mesleğini etik, bilimsel ve insan odaklı biçimde icra etmekte; binlerce danışanın yaşamına temas etmektedir. Bu uzmanların meslekten dışlanması, yalnızca meslektaşlarımızın değil, aynı zamanda ruh sağlığı hizmeti alan toplumun da mağduriyetine neden olacaktır.” ifadelerine yer verdi.

HER ZAMANKİNDEN FAZLA İHTİYAÇ VAR

Günümüzde ruhsal sağlık sorunları giderek artarken, psikologlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Orhan, “Ruh sağlığı, fiziksel sağlık kadar yaşamsal ve korunması gereken bir alandır. Bu noktada, serbest çalışan psikologların sistem dışına itilmesi, hizmete erişimi zorlaştıracak, ruhsal iyilik hâlini koruma çabalarını sekteye uğratacaktır. Ayrıca dikkat çekilmesi gereken bir başka önemli nokta da şudur: Bu düzenleme, bilimsel eğitimi ve mesleki donanımı olan psikologlara kısıtlama getirirken; herhangi bir akademik temele dayanmayan, "yaşam koçluğu", "bioenerji", "reiki" gibi sözde bilimsel alanlar hâlâ serbestçe faaliyet göstermektedir. Bu çelişki, halk sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturmakta; toplumun ruh sağlığı konusunda bilim dışı uygulamalara yönlendirilmesine zemin hazırlamaktadır. Bizler, psikoloji bilimine gönül vermiş psikologlar olarak, bu yönetmeliğin bilimsel, hukuki ve toplumsal yönleriyle yeniden değerlendirilmesini talep ediyoruz.” görüşüne yer verdi.

Yasal düzenlemenin gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Orhan, Denizli’de mesleğini yapan ne kadar psikolog olduğunu tam bilmediklerini ama meslektaşlarını bir çatı altında toplamaya çalıştıklarını kaydetti.