EN BÜYÜK SORUN ENFLASYON

Merkez Bankası eski Başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara, DİMSİAD’ın konuğu olarak Denizli’ye geldi.  İş dünyasının temsilcilerine Ekonomide Yakın Gelecek Beklentileri başlıklı sunum yapan Kara, ekonomide en büyük sorunun enflasyonu düşürmek olduğunu söyledi.

Denizli İnşaat Malzemesi Satıcıları İşadamları Derneği (DİMSİAD) tarafından The Emporia Hotel’de düzenlenen “Ekonomide Yakın Gelecek Beklentileri” başlıklı etkinlikte, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) eski Başekonomisti Prof. Dr. A. Hakan Kara, küresel ve yerel ekonomik gelişmelere dair kapsamlı bir sunum gerçekleştirdi. Kara, küresel ticaret savaşları, enflasyon, Türk Lirası’nın değeri, enerji fiyatları ve Türkiye’nin ekonomik fırsatları gibi konuları ele alarak, iş dünyasına hem mevcut durumu hem de gelecek beklentilerini değerlendirdi. Sunuma Denizli iş dünyasının yoğun ilgi gösterdi.

EN BÜYÜK SORUN ENFLASYON

Küresel Ekonomide Belirsizlik ve Ticaret Savaşları

DİMSİAD Başkanı Halil İbrahim Çerçi’nin selamlama konuşmasının ardından kürsüye çıkan Kara, küresel ekonomide belirsizliğin artığını, ticaret savaşlarının ve öngörülemez liderlerin ekonomi politikalarını karmaşık hale getirdiğini söyledi. Küresel belirsizliğin ülkelerin risk primlerini (CDS) artırdığını, Türkiye’nin CDS’sinin diğer ülkelere kıyasla daha fazla yükseldiğini kaydeden Kara, bunun yalnızca küresel faktörlerden değil, aynı zamanda iç siyasi belirsizliklerden kaynaklandığını belirterek, “Türkiye’ye özgü gelişmeler, küresel risklerle birleşince CDS’miz daha hızlı arttı” dedi.

Avrupa ve ABD ekonomilerindeki büyüme tahminlerinin aşağı yönlü revize edildiğini aktaran Kara, küresel ticaretteki yavaşlamanın Türkiye gibi ihracat odaklı ülkeleri etkilediğini, ancak Türkiye’nin bu süreçte “ortalama kazananlar” arasında yer alabileceğini söyledi. Kara, “Türkiye, ticaret savaşlarından yapısal olarak nispeten az etkilenen ülkelerden. ABD’ye ihracat payımız düşük ve uygulanan tarifeler sınırlı. Ancak iç sorunlarımız nedeniyle fırsatları kaçırıyoruz” diyerek Türkiye’nin jeopolitik avantajlarını kullanması gerektiğini vurguladı.

EN BÜYÜK SORUN ENFLASYON

Türkiye’nin En Büyük Sorunu Enflasyon

Türkiye’nin enflasyon sorununun ciddiyetine dikkat çeken Kara, “Dünyada enflasyon sıralamasında 1990’lı yıllara geri döndük. Şu anda dünyanın en yüksek altıncı enflasyon oranına sahip ülkesiyiz” şeklinde konuştu. Kara, enflasyonun hem hane halkı hem de şirketler için ciddi bir yük oluşturduğunu belirtti. Mevcut ekonomi programının enflasyonu düşürmeyi hedeflediğini, ancak bunun maliyetli bir süreç olduğunu ifade eden Kara; “Enflasyonla mücadele sadece Merkez Bankası’nın faizi artırmasıyla olmaz. Kamu harcamalarının kısılması ve beklentilerin iyileştirilmesi gerekiyor” dedi.

Mayıs 2025’ten itibaren enflasyonda iyileşme beklediğini belirten Kara, aylık enflasyon oranlarının %2’lere, yıl sonunda ise %30’un altına inebileceğini öngördü. Ancak, hane halkının %60, şirketlerin %40 enflasyon beklentisiyle Merkez Bankası’nın % 24’lük hedefi arasında büyük bir güven açığı olduğunu vurgulayan Kara, “Bu beklentileri düzeltmezsek, enflasyonla mücadele maliyetli olacak ve siyasi sabır azalacak” uyarısında bulundu.

Türk Lirası’nın Değeri ve Döviz Kuru

Türk Lirası’nın (TL) reel olarak değerli olduğunu belirten Kara, son 20-25 yıllık verilere göre TL’nin yaklaşık %15-20 oranında pahalı olduğunu hesapladığını söyledi. “Big Mac endeksine bakarsak bile Türkiye pahalı bir ülke haline geldi” diyen Kara; TL’nin değerliliğinin tüketim malı ithalatını artırdığını, ancak yatırım malları ithalatını finanse etmeyi zorlaştırdığını ifade etti. “Yüksek faiz ve değerli TL, tüketimi durduramıyor ama yatırımları yavaşlatıyor. Bu sürdürülebilir değil” diyerek mevcut politika bileşiminin uzun vadede sorun yaratabileceğini vurguladı. Merkez Bankası’nın döviz kuru politikasında Euro’yu dolara göre daha serbest bıraktığını belirten Kara, bu durumun ihracatçıların rekabet gücünü bir miktar artırdığını söyledi. 

EN BÜYÜK SORUN ENFLASYON

Merkez Bankası 57 Milyar Dolar Sattı

Kara ayrıca, son yedi haftada Merkez Bankası’nın 57 milyar dolarlık rezerv sattığını, bunun da piyasalarda panik yaratma riski taşıdığını belirterek;  “Geçen hafta rezerv alımı başladı, bu iyi bir haber. Şimdilik kontrol sağlandı” dedi. Enerji fiyatlarındaki düşüşün Türkiye için önemli bir fırsat olduğunu vurgulayan Kara; “Geçmişte yıllık 80 milyar dolar enerji ithalatı yapıyorduk, bu yıl 50-55 milyar dolara düşebilir. Bu hem cari açığı azaltıyor hem de enflasyon üzerindeki baskıyı hafifletiyor” dedi. Cari açığın 12.6 milyar dolar seviyesine gerilediğini ve finansman sorununun şimdilik olmadığını belirten Kara, “Türkiye, son 40 yıldaki krizlerde genellikle cari açık patlamasıyla karşılaştı. Şu anda bu risk düşük” diye ekledi.

Sanayi ve İnşaat Sektöründe Daralma

Sanayi üretiminin son üç yıldır yatay seyrettiğini ve son 10 aydır yavaşlama eğiliminde olduğunu belirten Kara, gıda sektörü hariç tüm sektörlerde daralma gözlendiğini vurgulayarak; “Tekstil ve giyim sektörü ciddi sıkıntıda, inşaatta da malzeme maliyetleri kar marjlarını düşürüyor” dedi. İnşaat sektöründe ücretlerin konut fiyatlarıyla paralel arttığını, ancak malzeme maliyetlerinin daha hızlı düştüğünü ifade eden Kara; “Konut sektörü bir umutlanmıştı, ancak yüksek faizler bu canlanmayı erteleyecek” öngörüsünde bulundu.

Uygulanan ekonomik programdan çıkamayız

Kara, Türkiye’nin mevcut ekonomik programdan çıkmasının mümkün olmadığını, ancak daha etkin uygulanması gerektiğini vurgulayıp; “Kamu harcamalarını kısmalı, verimliliği artırmalıyız. Beklentileri iyileştirmek için güven artırıcı adımlar atılmalı” dedi. Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği müzakerelerinin güçlendirilmesi gerektiğini belirten Kara, Türkiye’nin jeopolitik pazarlık gücünün arttığını ve bunu değerlendirmesi gerektiğine vurgu yaparak; “Yeni bir risk yaratmazsak, enflasyon düşecek ve faiz indirimi için alan açılacak. Ancak bıçak sırtındayız” diyerek sözlerini tamamladı.