EĞİTİM-İŞ DENİZLİ’DEN TOPLU SÖZLEŞME ÇAĞRISI
Eğitim-İş Denizli 2 Nolu Şube, toplu sözleşme öncesi grev hakkı ve eğitim emekçilerinin taleplerini kamuoyuyla paylaşarak mücadele başlattığını duyurdu.

Eğitim-İş Denizli 2 Nolu Şube, 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu kapsamında yapılacak toplu sözleşme öncesi taleplerini açıkladı. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun ilk kez masada yer alacağı süreçte, eğitim emekçilerinin haklarını savunmak için mücadele başlatıldı. Şube Başkanı Gökhan Okulu, grev hakkının memurlara tanınması gerektiğini vurgulayarak, “Grevsiz toplu sözleşme olmaz. 6356 Sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’na grev hükümleri eklenmeli, TBMM’de yasal düzenleme yapılmalıdır” dedi.
EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN TALEPLERİ
Eğitim-İş, taleplerini eğitim çalışanlarının beklentileri ve önerileri doğrultusunda şekillendirdi. Okulu, sosyal ve ekonomik talepleri kamuoyuyla paylaşarak şu açıklamayı yaptı: “Siyasi kadrolaşmaya, bilgi ve belge olmaksızın yapılan sürgünlere, görevde yükselmelerde ve atamalarda adam kayırmacılığına derhal son verilmelidir. Farklı şekillerde çalışanlar üzerinde kurulan mobbing bir suçtur. Bu suça ortak olanlar ve siyasi iktidardan aldıkları güç ile makamlarını mobbing amaçlı kullananların önüne geçilmelidir. Özel program ve proje okul uygulaması sona erdirilmelidir. Bu okullara atama süreçlerinde objektif olmayan, adam kayırmacı ve amacının dışında makam gücünü kullanma gibi unsurlar böylece ortadan kalkacaktır. Kadrolu, sözleşmeli öğretmenlik uygulaması son bulmalıdır. Kadrolu ve güvenceli istihdam hayata geçirilmelidir. Vekil öğretmenlik uygulamasıysa aynı özlük ve ekonomik şartlar ile yapılmalıdır. Kariyer basamakları uygulamasına son verilmeli, adaylık süreci biten her öğretmen uzmandır. Meslekte 10 yıla kadar olan sürede yüzde 60 ve 10 yıldan sonraki süre için yüzde 120 ek tazminat ödenmeli ve taban aylığa yansıtılmalıdır. Şube Müdürleri, Maarif müfettişleri ve yardımcıları bu durumdan yararlanmalıdır. Ek ödeme artışlarının kapsamı genişletilmelidir. 666 sayılı KHK ile sağlanan artışlardan öğretmen ve akademisyenler faydalanmalı ve bu artışlar emekliliğe yansıtılmalıdır. Bu taban aylıkların yükseltilmesi ile gerçekleştirilebilir. Gelir vergisi yıl boyunca yüzde 15’e sabitlenmelidir. Tüm eğitim çalışanlarına ulaşım, barınma, yemek ve kreş hakkı verilmelidir. Tüm eğitim çalışanlarına 14.765 TL kira desteği sağlanmalıdır. Toplu taşıma ücretsiz olmalı, günde bir öğün yemek için 264 TL yemek bedeli ödenmelidir. 50 ve daha fazla çalışanı olan iş yerlerinde kreş açılmalı, ellinin altında çalışanı olan yerlerdeyse işyerleri birleştirme yoluyla kreş imkanı sağlanmalıdır. Eğitim öğretim hazırlık ödeneği tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında verilmelidir. Ayrıca Öğretmenler Günü’nde tüm öğretmenlere bir maaş ikramiye verilmelidir. Sınıfta öğrencisi gelmeyen öğretmenin hazırlık ve planlama yapmasından dolayı ek dersi kesintisiz ödenmelidir. İkili eğitim yapan kurumlardaki yöneticilere haftada 10 saat artırımlı ek ders ödenmelidir. Eğitim çalışanlarına bilgisayar vb. ekipman alımlarında KDV ve ÖTV muafiyeti getirilmelidir. Destekleme ve Yetiştirme Kurslarında görev alan yönetici öğretmenler hariç olmak üzere çalışan memurlara fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Doğum izinleri anne için 24 ay, baba için 12 ay ücretli izin şeklinde olmalıdır. Süt izniyse bebeğin ihtiyaç durumuna göre annenin belirlediği saatlerde olmalı ve ek ders kaybına yol açmamalıdır. Okul öncesi eğitim zorunlu hale getirilmelidir. Bu eğitim Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde yer alan kurumlarda ücretsiz olarak verilmelidir. Okul öncesi kurumlarda 40 dakikalık derslerden sonra 10 dakikalık aralar olmalı, her sınıfta çocuk gelişimi eğitimi almış personel bulunmalıdır. Sınıf mevcudu 20 öğrenciyi aşmamalıdır. İlkokullarda Beden Eğitimi, Görsel Sanatlar ve Müzik derslerine branş öğretmenleri girmelidir. Okullarda öğrencilerin bu eğitimi alabilecekleri spor salonu, Görsel Sanatlar atölyesi, Müzik sınıfı gibi çalışma ortamları oluşturulmalıdır. Sınıf mevcutları 24’ü geçmemelidir. Öğretmen temininde güçlük yaşanan bölgelerde ilave tazminatlarla bu bölgeler cazip hale getirilmelidir. Tüm yerleşim alanlarında ihtiyaca yönelik okullar açılmalıdır. Tüm okullara okul hemşiresi ataması yapılmalıdır. Ayrıca oluşturulacak dar alanlı bölgelerle İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı istihdam edilmeli, okullar daha güvenli ortamlara dönüştürülmelidir. İLKSAN demokratik bir yapıya sahip olmalı, üyelik zorunlu olmaktan çıkarılmalıdır. Maarif modeli yürürlükten kaldırılmalı, çağdaş, bilimsel, laik eğitim anlayışı hakim kılınmalıdır. Cemaat ve tarikatlarla protokol uygulamasına, ÇEDES uygulamasına son verilmelidir. Kamucu bir müfredat hazırlanmalı, müfredat hazırlanırken sendikalardan, demokratik kitle örgütlerinden, üniversitelerden ve alanında yetkin kişilerden oluşan komisyon kurulmalı ve bu yönde çalışmalar başlanmalıdır.”