DENİZLİ BAROSU'NDAN TORBA YASAYA TEPKİ

Denizli Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu, TBMM'de kabul edilen torba yasa teklifine karşı çıkarak, teklifin çevreyi, tarımı ve mülkiyet haklarını ciddi şekilde tehdit ettiğini bildirdi.

Denizli Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Egecan Ormancı, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda 20 Haziran 2025 tarihinde kabul edilen “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ne karşı kamuoyuna açıklamalarda bulundu.

Ormancı’nın açıklamasında, teklifin çevreye, tarım alanlarına ve mülkiyet haklarına yönelik ciddi tehditler içerdiği vurgulandı.

KOMİSYON GÖRÜŞMELERİNDE FİZİKİ MÜDAHALE İDDİASI

Ormancı, komisyon görüşmelerine katılan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu üyeleri ile bazı sivil toplum kuruluşu temsilcilerine fiziki müdahalede bulunulduğunu ifade etti. Ormancı açıklamasında, “TBMM Komisyon görüşmelerine, TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu adına katılan bazı meslektaşlarımıza, görüşlerini açıklamak isteyen birçok sivil toplum kuruluşu temsilcisine ve vatandaşlara karşı fiziki müdahalede bulunulmuş, bazı arkadaşlarımıza kaba kuvvet uygulanmıştır. Buna rağmen, 20 Haziran günü komisyonda yasanın tümüyle hukuka aykırılığı ile ilgili görüşlerimizi sunmuş olsak da, tüm Anadolu coğrafyasının maden şirketlerinin sahası olmasına yol açabilecek teklif komisyonda kabul edilmiştir” diye konuştu.

DOĞAL ALANLAR MADENCİLİĞE AÇILIYOR

Ormancı, yasa teklifinin, ormanlar, zeytinlikler, meralar ve tarım alanları gibi doğal kaynakları maden projelerine açtığını vurgulayarak, “Ormanlar, zeytinlikler, meralar, tarım arazileri ve korunan doğal alanlar 2004 yılından bu yana madencilik ve enerji projelerine açıkken bu teklif ile meralar, tarım alanları, doğa koruma bölgeleri maden bölgesi olarak düzenlenmiştir. Ayrıca Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerinde kısaltmalar ve hatta fiilen devre dışı bırakmalar gündeme gelmektedir” ifadelerini kullandı.

Ormancı, teklifin Anayasa'nın çevre koruma yükümlülüklerini düzenleyen 56. ve 169. maddeleri ile çeliştiğine dikkat çekti.

ZEYTİNLİK, ORMAN VE MERALARA TEHDİT

Ormancı, birçok kanunda değişiklik yapmayı öngören torba yasa teklifinin kamu yararını değil, şirket çıkarlarını gözettiğini belirterek, “Tek bir torba kanun ile Maden Kanunu’nu, Zeytincilik Kanunu’nu, Mera Kanunu’nu, Orman Kanunu’nu ve Çevre Kanunu’nun ilgili maddelerini hükümsüz kılacak bu teklif, eğer TBMM Genel Kurulu’ndan geçerse, toplumun genel kamu yararından çok bir avuç şirketin çıkarları gözetilmiş olacaktır” dedi.

ACELE KAMULAŞTIRMA VE MÜLKİYET HAKKI İHLALİ

Ormancı, yasa teklifinde yer alan “acele kamulaştırma” maddesinin köylü, çiftçi ve mülk sahipleri açısından ciddi hak ihlallerine neden olacağını sözlerine ekledi. Ormancı, “Bir anda Cumhurbaşkanı kararıyla veya kurul kararıyla köydeki meranızın, tarlanızın elinizden alındığını görebilirsiniz. Bu, mülkiyet hakkı ve adil yargılanma hakkı açısından kabul edilemez bir durumdur” ifadelerine yer verdi.

SÜPER YETKİLİ KURUL KURULUYOR

Ormancı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde kurulması planlanan “Üstün Kamu Yararı Kurulu” hakkında da değerlendirmelerde bulunarak, “Bu kurul, kamuoyunda ‘süper izin kurulu’ olarak da anılmaktadır. Kurul olumlu karar verirse, ilgili kurum 1 ay içinde gerekli izni vermek zorunda kalacak ve maden ruhsatı düzenlenecektir” dedi.

Ormancı ayrıca, bu kurulun koruma altında olan doğal alanlarda bile madencilik projelerini onaylayabileceğini vurguladı.

“EKONOMİK HESAPLAR YANLIŞ, DOĞAL VARLIKLAR KAYBEDİLİYOR”

Ormancı, teklifin ekonomik gerekçelerle savunulmasına karşı çıkarak, “İklim ve orman fakiri ülkenin bu kaynaklarının ekonomik değeri gözetilmeden, kaynak planlaması yapılmayarak, ekonomik israfa da yol açılmaktadır. Sadece çevresel değil, ekonomik varlıkların da yok edilmesi söz konusudur” diye konuştu.

“MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Ormancı, sözlerini şu çağrıyla tamamladı: “Kanun Teklifinin TBMM Genel Kurulu’ndan geçmemesi için meslektaşlarımızı, meslek örgütlerini, sivil toplum örgütlerini, yurttaşlarımızı ve TBMM’de üyesi bulunan tüm siyasi partileri kanunun geçmemesi için mücadele etmeye çağırıyoruz. Bu topraklar, bir avuç şirkete değil tüm yurttaşlara ve gelecek kuşaklara aittir!”