SAHTE DİPLOMA SKANDALI EĞİTİMCİLERİ KIZDIRDI

Denizli Eğitim-İş 2 No’lu Şube, sahte diploma çetesi iddialarına sert tepki gösterdi. Kamu kurumlarındaki liyakatsizlik ve kurumsal yozlaşma eleştirilirken, yetkililere şeffaf soruşturma çağrısı yapıldı.

Son dönemde kamuoyuna yansıyan sahte diploma çetesi iddiaları, eğitim sisteminden kamu istihdamına uzanan ciddi sorunları gündeme getirdi. E-imzaların kopyalanmasıyla sistemlere yetkisiz erişim sağlanarak sahte diploma, sürücü belgesi ve personel kimlikleri üretildiği ortaya çıktı. Aralarında doçent ve profesör unvanı taşıyan yüzlerce kişinin akademik kadrolara usulsüz atandığı belirtildi. Eğitim-İş Denizli 2 No’lu Şube Yönetim Kurulu adına Şube Sekreteri Kadir Yıldırım, bu durumun kurumsal denetim eksikliğini ve liyakatin sistem dışına itildiğini gösterdiğini ifade etti.

KURUMSAL ÇÖKÜŞ VE LİYAKATSİZLİK

Eğitim-İş, sahte belgelerin kamu kurumlarında kolayca geçerlilik kazanmasının, uzun süredir kurumsal denetimin askıya alındığını, liyakatin yerine ideolojik sadakatin geçtiğini ve kamu hizmeti anlayışının keyfiliğe teslim edildiğini ortaya koyduğunu belirtti. Açıklamada, “Eğitim sisteminden kamu istihdamına kadar uzanan bu yapısal çöküş, cemaatlerin, tarikatların ve çıkar koalisyonlarının devlet aygıtı üzerindeki etkisiyle daha da derinleşmiştir. Atamalar, terfiler ve karar alma süreçleri; bilimsel liyakat yerine ideolojik sadakat temelinde şekillendirilmiş; böylece kurumların tarafsızlığı ve toplumun kamuya olan güveni telafisi zor biçimde zedelenmiştir” denildi. Bu durumun, 23 yıldır sürdürülen siyasal tercihlerin bir sonucu olduğu vurgulandı.

GENÇLERİN EMEĞİ GASP EDİLİYOR

Açıklamada, sahte diploma ve torpilli atamaların, gençlerin emeğini değersizleştirdiği belirtildi. “Bu düzenin en ağır bedelini, atanmadığı için hayatına son veren öğretmenler, KPSS’ye her yıl gece gündüz çalışıp torpilsiz diye elenen binlerce genç, üniversite bitirip market kasasında çalışan gençler ödüyor. Onların emeği, sahte diplomalıların, torpilli atamaların gölgesinde her gün biraz daha değersizleştiriliyor” ifadelerine yer verildi. Cumhuriyet’in kamusal adalet, eşitlik ve liyakat ilkelerinin zedelendiği, yurttaşlık bağının zayıfladığı ve kamu hizmetinin işlerliğini yitirdiği kaydedildi.

GEÇMİŞ SORUŞTURMALARI HATIRLATTI

Eğitim-İş, 2020 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın yürüttüğü ve TBMM’ye taşınan sahte diplomalı öğretmen soruşturmalarını hatırlattı. 2018’e kadar 191 öğretmenin sahte diploma ile görev yaptığı, 2016’da 109, 2018’de 146 öğretmenin sahte diplomayla atandığı resmi kayıtlara geçmişti. Ancak sonraki yıllarda bu soruşturmaların sonuçlarının kamuoyuyla paylaşılmadığı, sürecin kapalı kapılar ardında bırakıldığı ifade edildi. Eğitim-İş, yetkililere şu soruları yöneltti: 

2020 yılında başlatılan bu soruşturmanın sonuçları nedir? 

Sahte diplomalı öğretmen sayısı toplam kaçtır? 

Bu kişiler hangi tarihlerde, hangi illerde göreve başlamıştır? 

Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu kişiler ve sahte diploma düzenleyen şebekeler hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunuldu mu? 

Bu suç duyuruları neticesinde açılan davalar var mıdır?

Açıklamada, bu sorulara yıllardır şeffaf bir yanıt verilmediği, soruşturmanın AKP bürokratları, bazı siyasiler ve örgütlü yapılar nedeniyle sessizce kapatıldığı öne sürüldü.

ŞEFFAF SORUŞTURMA İSTEDİLER

Eğitim-İş, sahte diploma şebekesinin tüm bağlantılarının ortaya çıkarılmasını, siyasal uzantılarının ifşa edilmesini, sahte diplomalıların teşhir edilerek görevlerinin iptal edilmesini ve haklarında yargı sürecinin başlatılmasını talep etti. Açıklamada, “Bu düzen, artık sadece bir çürüme değil, açık bir tehdittir. Kamu hizmeti liyakatsizliğe teslim edilmiştir. Bu krizi durdurmak; yalnız bugünün değil, geleceğin de sorumluluğudur” denildi. Eğitim-İş, gece gündüz çalışan gençlerin, atanmayan öğretmenlerin ve işsiz akademisyenlerin haklarını savunmaya devam edeceğini vurguladı. “Gerçek diploma; emekle, bilimle ve onurla kazanılır. Ve o emeği sahtecilikle gasp eden herkes, mutlaka hesap verecektir” ifadeleriyle açıklama sona erdi.