KAPIDA 39 KASADA 49!
PPK’nın politika faizini yüzde 39,5’e geriletmesine rağmen piyasa faizleri yüzde 49’un üzerinde. Sanayici indirim kararlarının piyasaya yansımadığını işaret ediyor, krediye erişimin kolaylaştırılmasını istiyor.
Merkez Bankası ekim ayı Para Politikaları Kurulu toplantısında alınan faiz indirimi kararı iş dünyasını memnun etmedi. Denizlili sanayiciler alınan indirim kararlarının piyasaya yansımadığını, krediye erişimin kolaylaştırılması gerektiğini hatırlatıyor.
Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu; “Bugün politika faizi yüzde 39,5’e düşmüş olabilir; ancak reel sektöre yansıyan kredi faizleri hâlen yüzde 49’un üzerinde seyretmektedir. Bu fark, işletmelerin yatırım planlarını ertelemelerine, üretim ve istihdam kapasitelerinin baskı altına girmesine yol açmaktadır” ifadelerini kullandı.
Kasapoğlu ayrıca, kararların reel etkilerine odaklanan adımların hızla devreye alınması ve üretici kredisini tüketici kredisinden ayrıştıracak düzenlemelerin gerçekleştirilmesi beklentisi içinde olduklarını vurguladı.
MADDE MADDE SIRALADI
Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu, Para Politikaları Kurulu kararını şu sözlerle değerlendirdi:
* Merkez Bankası’nın aldığı 100 baz puanlık faiz indirimi kararını olumlu karşılamakla birlikte, reel sektörün yaşadığı gerçeklik ile politika kararları arasındaki makasın giderek açıldığını belirtmek isterim.
* Bugün politika faizi yüzde 39,5’e düşmüş olabilir; ancak reel sektöre yansıyan kredi faizleri hâlen yüzde 49’un üzerinde seyretmektedir. Bu fark, işletmelerin yatırım planlarını ertelemelerine, üretim ve istihdam kapasitelerinin baskı altına girmesine yol açmaktadır.
* Uzun süredir vurguladığımız üzere; faiz indirimi kararlarına rağmen, bankaların kredi büyüme sınırlarındaki katılık reel sektörü zorlamaya devam etmektedir.
* Özellikle KOBİ’ler ve ihracatçı firmalar için finansmana erişim neredeyse imkânsız hale gelmiştir.
*Bir yıl sonrası için enflasyon beklentisi yüzde 20’nin altında iken yaklaşık 50 puanlık piyasa faizi yüksek bir reel faiz yaratmaktadır.
* Üretim ekonomisinin sürdürülebilirliği için, üretici kredilerinin tüketici kredilerinden ayrıştırılması artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Reel sektörün ihtiyaçlarına özel, uzun vadeli, düşük maliyetli ve üretim odaklı bir kredi sistemine geçilmesi gerekmektedir.
* Beklentimiz, Merkez Bankası ve ilgili tüm kurumların önümüzdeki dönemde kararlarını sahadaki fiili finansman koşullarını da dikkate alarak şekillendirmesidir. Çünkü üretici için asıl belirleyici olan, kâğıt üzerindeki oran değil, bankadan ulaşabildiği reel faiz düzeyidir.* Reel sektör olarak, üretimin, ihracatın ve istihdamın sürdürülebilirliği için sanayicinin üzerindeki faiz yükünün hafifletilmesini ve finansmana erişimin kolaylaştırılmasını bir kez daha güçlü biçimde vurguluyoruz. Türkiye ekonomisinin dayanıklılığının temeli üretimdir; üretim gücünü koruyamazsak, büyümenin de ihracatın da sürdürülebilirliğini konuşamayız.




