SARAYKÖY'DE ÇİFTÇİLERDEN TABUTLU PROTESTO

Sarayköy Ziraat Odası Başkanlığı tarafından “Toprak Altın, Cebimiz Boş” diyerek düzenlenen basın açıklamasında üreticiler girdi maliyetlerine isyan ederek temsili tabutla eylem yaptılar.

Sarayköy Ziraat Odası Başkanlığı tarafından çiftçilerin artan girdi maliyetleri karşısındaki durumunu dile getirmek için Sarayköy Kapalı Pazar Yeri'nde basın açıklaması düzenlendi. “Toprak Altın, Cebimiz Boş” diyen üreticiler, son zamla birlikte litresi 60 lirayı geçen mazot ile gübre ve ilaç fiyatlarındaki artış karşısında yaşadıkları zor durumu dile getirdiler.

CHP Denizli milletvekilleri Gülizar Biçer Karaca ve Şeref Arpacı ile CHP İl Başkanı Ali Osman Horzum, Sarayköy Belediye Başkanı Mehmet Salih Konya, Denizli Merkezefendi Ziraat Odası Başkanı Hamdi Gemici, çeşitli sivil toplum örgütü temsilcileri ve vatandaşların katıldığı basın toplantısında "Sarayköylü çiftçiler öldü" yazılı temsili tabut dikkat çekerken, "Rahmetli de icralıktı" ibareli dövizle çiftçilerin zor durumuna işaret edildi.

Sarayköy Ziraaat Odası Başkanı İbrahim Yiğit, yaptığı basın açıklamasında, ülkenin üretim gücünün bel kemiği olan çiftçilerin karşı karşıya kaldığı sorunlara dikkat çekmek ve çözüm çağrısını bir kez daha güçlü bir şekilde dile getirmek için toplandıklarını belirterek, tarımın; sadece bir sektör değil, gıda güvenliğinin, kırsal kalkınmanın ve milli ekonominin temel dayanağı olduğunu, ancak ne yazık ki son yıllarda çiftçilerin, üretim yapmayı her geçen gün daha da zorlaştıran ciddi sıkıntılarla mücadele ettiğini vurguladı.

SARAYKÖY'DE ÇİFTÇİLERDEN TABUTLU PROTESTO

TARIMIN BAŞLICA SORUNLARI

Türkiye'de tarımın başlıca sorunlarını; Girdi Maliyetlerinin Aşırı Artması, Ürün Fiyatlarındaki Dengesizlik ve Pazarlama Sorunları, Hayvancılığın Tutunabilmesi için Üreticinin Desteklenmesi, Su Kaynakları ve İklim Sorunları, Finansman ve Desteklerdeki Eksiklikler, Yetersiz ve Düzensiz Tarımsal Destekler ve Gençlerin Tarımdan Uzaklaşması olarak sıralayan Yiğit, "Tohumdan gübreye, mazottan ilaca kadar tüm tarımsal girdilerde yaşanan yüksek fiyat artışları, üreticilerimizin omuzlarındaki yükü taşınamaz hale getirmiştir. Çiftçilerimizin alın teriyle yaptığı üretim, artan maliyetler karşısında ne yazık ki kazanca dönüşmemekte; çoğu üreticimiz zarar etmeyi göze alarak tarlasını ekmeye çalışmaktadır. Bu sürdürülebilir bir durum değildir." dedi.

Üretim sezonu boyunca büyük emek veren çiftçilerin, hasat döneminde ürünlerini hak ettikleri fiyatlarla satamadığını vurgulayan Yiğit, "Üretici ile tüketici fiyatları arasındaki uçurum büyümekte, üreticinin eline geçen kazanç günden güne erimektedir. Aracılık sisteminin çok katmanlı yapısı çiftçinin gelirini azaltırken, piyasalardaki belirsizlik üretimi riskli hale getirmektedir." diye konuştu.

SARAYKÖY'DE ÇİFTÇİLERDEN TABUTLU PROTESTO

Süt ve et üreticisinin son bir yılda derinleşen bir krizle karşı karşıya kaldığına işaret eden Yiğit, "Artan yem maliyetleri, enerji fiyatları ve üretim girdilerindeki kur odaklı yükseliş, üreticinin maliyet yapısını altüst etti. Yem-süt paritesinin uzun süre 1,5 seviyesinin altına düşmesi, üreticinin en temel göstergesi olan sürdürülebilirlik eşiğinin kırıldığını gösterdi. Süt fiyatı aylarca sabit kalırken yem fiyatları hızla yükseldi; üretici zarar ederek üretime devam etmeye zorlandı. Bu durum, binlerce küçük ve orta ölçekli işletmede sağmal ineklerin kesime gönderilmesine yol açtı. Son bir yılda özellikle Anadolu’nun birçok bölgesinde damızlık kapasite hızla eridi; bazı illerde süt ineği varlığı %10–15’e varan oranlarda azaldı. Bu tablo yalnızca üreticinin değil, ülkenin gıda güvencesinin de tehdit altında olduğunun göstergesidir." ifadelerini kullandı.

"Artan maliyetler, belirsiz gelir ve zorlaşan şartlar nedeniyle gençler tarıma yönelmemekte, kırsal nüfus giderek yaşlanmaktadır. Tarımın geleceğini korumak için genç çiftçilere yönelik özel programların geliştirilmesi kaçınılmazdır." diyen Yiğit, çözüm önerilerini de şu başlıklar altında sıraladı: Borç Yükünü Hafifletici Politikalar ve Finansman Erişimde Kolaylık, Tarımsal Destek Sistemin Etkinleştirilmesi, Arazi Toplulaştırma ve Mekanizasyon, Su Yönetimi ve Modern Sulama Yöntemleri, Genç çiftçi ve Kadın Üretici Destekleri, Kooperatifçilik ve Doğrudan Satış Modelleri, İklime Dayanıklı Tarım ve Tarımsal Sigorta."

Türkiye tarımının, birçok yapısal ve ekonomik sorunla karşı karşıya olmasına rağmen güçlü bir potansiyele sahip olduğunun altını çizen Yiğit, "Üretici borçlarının hafifletilmesi, desteklerin etkin ve adil bir şekilde dağıtılması ve modern tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması, sektörü yeniden canlandırabilir. Çiftçi güçlenmeden Türkiye’nin üretim gücü güçlenemez. Çiftçimizin alın teri korunmadan gıda güvenliği sağlanamaz. Bizler, üreticilerimizin sesi olmaya; sorunlarını ilgili kurum ve makamlara iletmeye; çözüm arayışımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz." görüşüne yer verdi.