IŞIKLI GÖLÜ VE KÜFİ ÇAYI YOK OLMANIN EŞİĞİNE GELDİ

Büyük Menderes İnisiyatifi, Denizli’nin Çivril ilçesinde bulunan Işıklı Gölü ve onu besleyen Küfi Çayı’nın hızla kurumasına dikkat çekmek amacıyla bir basın açıklaması düzenledi. Bölgedeki su kaynaklarının yanlış yönetimi, kuraklık ve çok sayıda gölet projesi nedeniyle gölün can suyunun kesildiğini belirten çevreciler, ekolojik yıkımın önüne geçilmesi için yetkilileri acil önlem almaya çağırdı.

 

Büyük Menderes İnisiyatifi üyeleri, Çivril’de bir araya gelerek havzanın en önemli su kaynaklarından biri olan Işıklı Gölü’nün ve gölü besleyen ana damarlardan Küfi Çayı’nın tamamen kuruduğunu kamuoyu ile paylaştı. Basın açıklamasını grup adına okuyan Ahmet Ergun, bölgedeki su kaynakları için yaşamla ölüm arasındaki sınırda bulunduklarını belirterek durumun ciddiyetini vurguladı. Büyük Menderes Nehri ve havzasının 9 bin yıldır çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yaptığını hatırlatan Ergun, Dinar’dan Ege Denizi’ne uzanan ve son buzul çağında şekillenen bu havzanın bugün hidroelektrik santralleri ve sulama barajları ile kuşatıldığını ifade etti. Ergun, geçmişte gürül gürül akan nehirlerin bugün enerji ve tarımsal sulama amaçlı yapılar nedeniyle doğal akışını kaybettiğini dile getirdi.

KÜFİ ÇAYI VE IŞIKLI GÖLÜ İÇİN KRİTİK UYARI

Ahmet Ergun, coğrafi ortamın bugün karşı karşıya kaldığı en büyük sorunların kirlilik, kuraklık ve susuzluk olduğunu belirterek Küfi Çayı'nın eski halinden eser kalmadığını aktardı. Yakın geçmişe kadar belirli bir debinin altına düşmeden akan Küfi Çayı’nın ve Akdağ’dan gelen suların Işıklı Gölü’nü beslediğini anlatan Ergun, “Bizler Işıklı Gölü yaşamdır kararmasın derken, gözlerimizin önünde yok olmaya doğru giden bir canlı yaşamın kurtarılması için acil önlem ve eylem çağrısında bulunuyoruz. Bugün gelinen noktada can suyunun dahi görülememesi söz konusudur. Küfi tamamen kurumuştur. Canlı yaşamı, balıklar, kurbağalar susuzluk sonucu, ekosistemin tamamen bozulmasıyla yok olmuşlardır. Işıklı Gölü ise imdat çığlığını atalı hayli zaman olmuştur” şeklinde konuştu.

ACİL ÖNLEM TALEBİ

Yapılan açıklamada, Devlet Su İşleri ve diğer resmi kurumların su sorununun nedenini yalnızca kuraklık ve çiftçilerin yanlış sulama tekniklerine bağlaması eleştirilerek sorunun kaynağının daha derin olduğu savunuldu. Dinar sonrasında Küfi Çayı güzergahı üzerinde bulunan 12 farklı noktada yapılan göletlerin ve küçük sulama barajlarının suyu tuttuğuna dikkat çeken İnisiyatif, suyun doğal akışının engellendiğini belirtti. Kuraklığın bir kader değil, insan müdahalesinin bir sonucu olduğunu vurgulayan Ahmet Ergun, çözüm için bütünleşik havza yönetiminin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. Damlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması, nehrin akışını engelleyen yapıların kaldırılması ve kirlilik yaratan tesislere karşı etkin mücadele edilmesi gerektiğini belirten grup, “Sesimizi yükseltip suyumuza sahip çıkarsak, her tutulan su kaynağı ve kolu nehir yatağına kazandırılırsa Küfi Çayı da Işıklı Gölü de geri dönecektir” ifadeleriyle sözlerini noktaladı.