KESK’TEN BÜTÇEYE KARŞI BİRLEŞME ÇAĞRISI

KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, halktan, emekten, eşitlikten, adaletten yana bir bütçe istediklerini belirterek, emeğe, geleceğe, ülkenin kaynaklarına sahip çıkmak için 29 Kasım'da İzmir'de yapılacak olan “Halk için bütçe! Demokratik Türkiye! Mitingi”ne davet etti.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, 29 Kasım'da İzmir'de yapılacak olan “Halk için bütçe! Demokratik Türkiye! Mitingi”ne ilişkin Denizli Gazeteciler Cemiyetinde basın toplantısı düzenledi. Konfederasyona bağlı Denizli’deki sendikaların temsilcilerinin de yer aldığı toplantıda, KESK Dönem Sözcüsü ve Büro Emekçileri Sendikası Denizli Şube Başkanı  Yusuf Yurdakul, “Geçinemiyoruz” şiarıyla Türkiye genelinde 4 bölgede mitingler düzenlediklerini belirterek, 29 Kasım’da Ege bölgesi olarak İzmir’de düzenleyecekleri miting için bunun için genel merkezden konuklarının  olduğunu ifade etti. Kurumları ve partiler ziyaret ettiklerini dile getiren Yurdakul, “Çünkü bu birleşik bir mücadele olacak. Bütçe zaten toplumun bütün kesimini ilgilendiren, sadece kamu çalışanları ilgilendiren bir olay değil halktan alınanların halkın hangi kesimlerine tekrar dağıtılacağına karar verilen bir anlaşmadır. Bu anlaşmada emekçilerin birlikte mücadele ederek haklarını alması için hep bir arada olarak çalışma yapmak için şu anda genel merkez yönetimi Denizli’de bulunuyor.” dedi.

YOKSULLAŞMAMIZ SAĞLANIYOR

KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, emekçilere, ücretlilere, emeklilere, kadınlara ve gençleredemokratik Türkiye için birleşme çağrısı yaparak, yıllardır hazırlanan bütçelerin, maşlardan-ücretlerden kesilen vergilerle oluşturulduğunu belirterek, asıl sermayenin yanında olan bir bütçe hazırlandığını savundu. Bütçe dağılımında da benzer sıkıntı ile karşı karşıya olduklarını vurgulayan Koçak, “Bunun bir sonucu olarak da şu anda yaşadığımız yoksullaşma hakikaten artık dayanılmaz düzeye geldi. Özellikle son yıllarda tüketimi daraltarak ekonomiyi düzeltme adına uygulanan politika ile emekçi kesim yoksullaştırılıyor. Emekçi kesimi daha da yoksullaştıran bir bütçeleme süreci işletiliyor. Biz kamu emekçileri de elbette bundan payını fazlasıyla alıyoruz. Biz bir taraftan emeğimizin hakkını almak için mücadele verirken emeğimizin karşılığı olan maaşları alamamaktan şikayetimizi ifade ediyoruz. Bir taraftan bu ülkedeki vergilendirmenin adaletsizliği üzerinden bütçedeki büyük payın aslında emeğiyle geçinen kesimler tarafından veriliyor olmasıyla ilgili sıkıntı yaşıyoruz. Diğer taraftan kamusal yatırımlar her yıl biraz daha daraltılıyor ve kamusal yatırımların daraltılması bizim bu hizmetleri alırken de yoksullaşmamızı sağlıyor. Ülkemizde artık insanlar sağlık hizmetine ulaşmak için 6 aydan fazla beklemek zorunda kalıyorlarsa, bu kamu yatırımlarının daraltılmasıyla ilgili. Eğer okullar açıldığında sürekli gündeme okulların temizliği gibi sorunlar ortaya çıkartılıyorsa, bu kamusal yatırımların güçlendirilmemesiyle ilgili.” diye konuştu.

KESK’TEN BÜTÇEYE KARŞI BİRLEŞME ÇAĞRISI

VERGİLERİN SADECE YÜZDE 11’İ SERMAYEDEN

Bir ülkenin en politik metninin bütçe olduğunu savunan Koçak, “Biz ne zaman bütçeden hakkımızı istesek, insanca yaşamaya yetecek ücret, nitelikli kamu hizmeti istesek, iktidarlar “Bütçe imkânlarımız kısıtlı” dediler.  Geldiğimiz noktada işsizlik büyüyor, gelir adaletsizliği derinleşiyor, milyonlar açlık sınırının altında yaşıyor. Ve bu koşullarda TBMM’de 2026 bütçe teklifi görüşülüyor. Peki 2026 bütçesi yaşadığımız sorunlara çözüm üretecek mi? Daha ilk adımda patronlardan-sermayeden 2,5 trilyon lira verginin alınmasından istisna ve muafiyet adı altında vazgeçiliyor. Toplanacak her 100 TL verginin ise sadece 11 TL’sinin sermayeden Kurumlar Vergisi olarak alınması, buna karşın 26 TL’sinin Gelir Vergisi, 47 TL’sinin KDV ve ÖTV, 7 TL’sinin Damga Vergisi ve Harç olarak emekçilere ve halka yıkılması hedefleniyor. Ülkeyi yönetenler her defasında “bütçeden aslan payını eğitime, sağlığa ayırdık” diyor. Ancak rakamlar bütçede aslan payının gerçekte kimlere ayrıldığını ortaya koyuyor. Toplanacak 100 TL verginin 20 TL’sinin faiz, 5 TL’sinin teşvik-prim desteği-katkı olarak sermayeye, en az 16 TL’sinin silah tekellerine, 3 TL’sinin ise geçmediğimiz köprülerin, yolların, hizmet almadığımız hava limanlarının, şehir hastanelerinin müteahhitlerine dolar cinsinden hazine garantisi olarak aktarılması hedefleniyor.” ifadelerini kullandı.

YÜK BİZE YIKILIYOR

Yaşanan temel sorunlara bütçeden yeteri kadar kaynak ayrılmadığını söyleyen Koçak, “Toplanan vergilerin her 100 TL’sinden en az 44 TL’si sermayeye, müteahhitlere, silah tekellerine gidecek. Vergi yükü çok daha ağır şekilde bizlerin omuzlarına yıkılırken bütçe bir kez daha halkın, emekçilerin değil, sermayenin, yandaşların bütçesi haline getiriliyor. Tüm bunlara ek olarak bizlerden alınan vergiler ortalama yüzde 30 artırılırken, maaş-ücret artışlarımız hedeflenen yüzde 16 enflasyonla sınırlanıyor.  Bu bir soygun ve sosyal yıkım bütçesidir. Biz KESK olarak bu bütçeyi kabul etmiyoruz. Halktan, emekten, eşitlikten, adaletten yana bir bütçe istiyoruz. Vergilerimizin eğitime, sağlığa, adalete, barışa ve demokrasiye harcandığı bir ülke, insanca yaşamaya yetecek ücret, vergide ve gelirde adalet, güvenceli istihdam istiyoruz. Gelin emeğimize, geleceğimize, ülkenin kaynaklarına sahip çıkalım. Soframızdan alınan her lokmayı, faize, rant projelerine, silahlanmaya aktarmayı hedefleyen bu bütçeye, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı birleşelim.” sözlerine yer verdi.