DENİZLİ BASINI PASİF KONUMA YÖNELİYOR
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dr. Araştırma Görevlisi Merve Çetin, Denizli yerel basını 1990'larda daha güçlü iken, kentteki gidişatı etkileme kabiliyetine sahipken, özellikle 2000'li yılların başlarından itibaren bu gücün yavaş yavaş azaldığını ve gittikçe pasif bir konuma yönelme olduğunu kaydetti.
Çetin, Denizli basını ile yaptığı görüşmeler sonucu yayınladığı "Yerel Gazetecilik Alanı Denizli Örneği" kitabının tanıtımı dolayısıyla Denizli Gazeteciler Cemiyetinde düzenlediği basın toplantısında, bu çalışma ile Denizli basını hakkında bir profil ortaya koymak olduğunu belirterek, "Denizli yerel basınının genel profilini ortaya koymaya çalıştık. Yerel basında basında çalışan 36 kişi, 5 yerel gazete ve 3 internet haber sitesi ile görüştüm. Denizli'nin yerel basınında çalışanların birbirleriyle iç ilişkileri ve çalışanları etkileyen dış etmenlerin tümünü bir arada ele almaya çalıştık. Tüm fotoğrafı bir arada gördüğünüzde genel bir profilin ortaya çıktığını fark ediyorsunuz." dedi.
Denizli'deki yerel gazetecilerin sermaye türleri ve alandaki konumlarına yönelik bir analiz yaptıklarını ifade eden Çetin, "Burada yapmak istediğimiz şey şu: Denizli yerel basınındaki kişilerin sosyal anlamda ellerinde ne gibi doneler var, hangi konularda güçlüler, hangi konularda zayıflar. Bunları ortaya koymaya çalıştık. Gazeteciliğe giriş süreçleri nasıl? Şöyle bir şey gördük. Genellikle deneyimli gazeteciler bu mesleğe başlarken bir meslek sahibi olalım diye giriyorlar, ben gazeteci olayım diye değil de. Aslında çok bilinçli olmadan mesleğe giriliyor. Sonrasında deneyimler kazanılarak mesleğe devam ediliyor. Ama bu süreç bir nebze değişime uğruyor. Artık iletişim fakültesi mezunları çoğalmaya başladı ve onlar meselelere bir tık bilerek başlıyor." diye konuştu.
"Zengin kişiler gazeteciliği tercih etmiyor"
Gazetecilerin ebeveyn mesleklerine baktıklarında gazeteci olmaya karar veren kişilerin ekonomik düzeyi, aile profilinin genel olarak orta ve alt düzey seviyede olduklarını tespit ettiklerini anlatan Çetin, "Çok üst düzey, zengin diyebileceğimiz kişiler gazeteciliği tercih etmiyorlar. Genellikle ailesinden gazeteci mesleğini gelenekle devam ettiren yok. Genel olarak alaylı gazetecilerin çok fazla olduğunu gördük sektörde. Üniversite mezunu olanların da genellikle iletişim değil de farklı alanlardan mezun olduklarını gördük." dedi.
Yerel gazeteciğin erkine baktıklarını dile getiren "Denizli basını Türkiye'de pek çok ile göre evet güçlü. Ama 1990'larda daha güçlüymüş, o dönemde kentte bir güçmüş, erkmiş ve kentteki gidişatı etkileme kabiliyetine sahipmiş. Ama özellikle '2000'li yılların başlarından itibaren şeklinde' hep cevaplar aldık, bu güç yavaş yavaş azalmış ve gittikçe pasif bir konuma yönelme olmuş. Bunlar benim söylemim değil aslında, sizlerin bana ilettikleri. Aslında bir bakış açısı sunuyor." şeklinde konuştu.
Denizli'nin girişimci ruhunun yerel basında da görüldüğünü ifade eden Çetin, "Denizli'nin tekstilde söz sahibi olması, ekonomik anlamda iyi konumda olmasının gazeteciliğe etkisi yok aslında. Çünkü çok fazla gazetecileri desteklemiyorlar iş adamları maalesef ama dışarıdan insanlar Denizli'yi merak ettiğinde yerel basının önemi ortaya çıkıyor." dedi.
"Artık siyasiler gazeteleri şekillendiriyor"
Önceden aynı gazete çalışanları arasında bile rekabet varken günümüzde farklı gazeteler arasında da rekabetin kalmadığına işaret eden Çetin, "Gazetelerin siyaset ile ilişkilerinin ne yönde olduğuna baktık. Gazeteler güçlü konumda iken siyasiler biraz daha gazetecilerden çekiniyormuş. Ama özellikle kurumlarda basın birimlerinin kurulmasıyla artık siyasiler gazeteleri şekillendiriyor gibi olmuş aslında ekonomik sebeplerden dolayı. Çünkü gazetelerin ayakta durmak için ekonomiye ihtiyacı var. Dolayısıyla siyasilerle ilişkilerini eleştirel perspektiften değil de aradaki ilişkileri iyi kurarak süreci devam ettiriyorlar. Ekonomik anlamda haber yaparken nasıl daha fazla reklam alabiliriz kaygısı güdülüyor. Bu gazetelerin gücünü zayıflatıyor. Basın birimlerinin varlığı yerel gazetelere çok ciddi anlamda kan kaybettirmiş. 2000'li yılların başından itibaren kurumların haberlerini kendi birimlerince yaptırması yerel basının güç kaybetmesine sebep oluyor. Özetle baktığımızda Denizli yerel basını güçlü. Ama 1990'larda daha bir erk hükmüzde, kent özelinde daha bir güç sahibi iken sonrasında ise yavaş yavaş kan kaybetme durumu var. Değişim ve dönüşüm var ama bu biraz daha negatife, olumsuza doğru evrilmiş. Yeni nesil gazetecilerin varlığı ile bir habitus değişimi var." ifadelerine yer verdi.
Denizli Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Osman Nuri Boyacı da cemiyet olarak kentte olan biteni duyurmanın yanı sıra kentin kültür hayatına katkı amacıyla bazı yazarların çalışmalarına destek verdiklerini ve çeşitli kitapların basıldığını kaydetti. Boyacı, Denizli basının röntgenini çeken ve durumunu ortaya koyan PAÜ Dr. Araştırma Görevlisi Merve Çetin'e yapmış olduğu bilimsel çalışma için teşekkür etti.