AŞURE GELENEĞİ YÜZYILLARDIR YAŞATILIYOR

Bugün, bütün semavi dinlerde önemli bir gün olarak değerlendirilen Âşûrâ Günü. Bugünlerde pişirilip dağıtılan Aşure tatlısı geleneği, birlik beraberlik ve kaynaşmanın, bolluk ve bereketin sembolü olarak yüzyıllardır yaşatılıyor.

MUSTAFA DEĞİRMENCİOĞLU

Hicri-Kameri takvime göre yılın ilk ayı olan Muharrem ayının 10'uncu günü Âşûrâ olarak isimlendirilmekte. Aşura’nın başka Arapça kelime köklerinden türediği söylenmekle birlikte Arapçada 10 sayısını ifade eden "aşr-aşere" kelimelerinden geldiği kabul edilmekte. Kelimenin İbrânîceden geldiğini söyleyenler de bulunmakta.
İslam dininde önem verilen günlerden biri olan Âşûrâ Gününde çok büyük ve mühim hâdiselerin meydana geldiğine inanılmaktadır. İslam dini açısından önemli olan pek çok olay Muharrem Ayı'nın 10. gününde gerçekleşmiştir. Fıkıh alimi Ebu'l-Leys Semerkandî'ye göre, yerlerin ve göklerin yaratılması, Hazreti Âdem'in tevbesinin kabul edilmesi, Hazreti Mûsâ'nın Firavun'un şerrinden kurtulması ve Kızıldeniz'de Firavun'un helâk olması, Hazreti İbrâhim'in Nemrud'un ateşinden kurtulması, Hazreti Yûnus'un balığın karnından kurtulması, Hazreti Nûh'un gemisinin Cûdî Dağı üzerinde durması Âşûrâ Günü olmuştur. Hazreti Hüseyin'in Kerbala'da şehit edilmesi de hicri 10 Muharrem 61'de Âşûrâ Günü olduğundan İslâm tarihinde Âşûrâ'nın siyasî bir yönü de vardır ve Şîa için bu tarih matem günü olarak kabul edilir.

AŞURE GELENEĞİ YÜZYILLARDIR YAŞATILIYOR

AŞURE NASIL BAŞLADI?

Bütün semavi dinlerde önemli bir gün olarak değerlendirilen Âşûrâ Gününde pişirilen Aşure tatlısı geleneği, Muharrem ayına mahsus güzelliklerden birisidir. Aşurenin varoluş hikayesinin Hz. Nuh tufanı ile başladığına ve bu geleneğin Nuh peygamber zamanından geldiğine inanılmaktadır. Rivayete göre Hz. Nuh, kendisine iman edenleri yaptığı gemiye bindirdikten sonra gökten yağan yağmurlar ve yerden çıkan sular bütün yeryüzünü kaplar. Aylarca suda kalan gemidekiler yanlarına aldıkları yiyecekleri tüketirler. Geminin Cûdî Dağı üzerinde durduğu 10 Muharrem'de, geriye kalan yiyecekler bir kazanda toplanarak bir çorba pişirilir. Bu kıssaya dayandığına inanılan Aşure tatlısı geleneği, yüzyıllardan beri yaşatılmakta, birlik beraberlik ve kaynaşmanın, bolluk ve bereketin sembolü olarak kabul edilmektedir.

AŞURE GELENEĞİ YÜZYILLARDIR YAŞATILIYOR

AŞURE TATLISI

Muharrem ayının onuncu gününde idrak edilen Âşûrâ Gününde içindeki çeşit çeşit malzemelerle ocaklarda kaynatılıp ev halkı, akrabalar ve komşulara ikram edilen aşurenin malzemelerini ve yapılışını sizler için derledik.

Malzemeler:

2 su bardağı dövme buğday
Yarım su bardağı kuru fasulye
Yarım su bardağı nohut
50 gr kuş üzümü
50 gr çekirdeksiz üzüm
2-3 adet kuru incir
4-5 adet kuru kayısı
Yarım portakal kabuğu
10 adet karanfil
1 adet 10 cm kadar çubuk tarçın
1 adet elma (ekşi olmasın)
Bir çay kaşığı tuz (silme)
Damak tadınıza göre şeker
1 su bardağı süt (isteğe bağlı)
Süslemek için: fındık, ceviz, fıstık, nar

Aşurenin yapılışı:

Yapılışı: Buğday akşamdan pişirilir. Nohut, kuru fasulye, kuru üzüm akşamdan ıslatılır. Ertesi gün ayrı ayrı haşlanır, suları süzülür. Bütün malzeme büyük bir tencerede karıştırılır, aşurenin kıvamına göre su ilave edilir. Kaynamaya başlayınca incir, kayısı, elma ve şeker katılır ve bal rengine gelinceye kadar pişirildikten sonra aşûre bekletilmeden kâselere boşaltılıp üzeri ceviz, fındık, nar, fıstık ve tarçınla süslenir.

Aşurenin çorba gibi çok sulu olmaması için suyu ilk etapta yeterli miktarda koyup, az gelmesi halinde kaynatılarak su ekleyebilirsiniz. Buğdayı haşlarken köpüğünü almanız aşurenin renginin berrak olmasını sağlar. Aşurenin kararmaması için incir, ceviz ve gün kurusunu, pişirdikten sonra aşureye ekleyebilirsiniz.