‘KARANLIĞA TESLİM OLMAYACAĞIZ’

Denizli’de sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerin oluşturduğu Laiklik Platformu, Çınar Meydanı’nda eylem yaptı. Grup, “Karanlığa teslim olmayacağız” diye slogan attı, din ve vicdan özgürlüğünün teminatı olarak gördükleri laikliğin yok edilmeye çalışıldığını savundu. 

Denizli’de 33 sivil toplum kuruluşu ve siyasi partinin oluşturduğu Laiklik Platformu, Delikliçınar Meydanı’nda eylem yaptı. Laikliğe yönelik saldırıların her geçen gün arttığına dikkat çekmeye çalışan kalabalık Gazi Bulvarı üzerinden gruplar halinde meydana yürüdü. 

Düdük çalarak ilerleyen gruplar ‘Laik Yaşam, Laik Eğitim’, ‘Karanlığa Teslim Olmayacağız’ ve ‘Dinci Gerici Eğitime Hayır’ sloganları attı. 

Platform adına açıklamayı Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu Üyesi avukat İrem Erdoğan yaptı. Anayasa’nın 4. maddesinde yer alan ‘Laiklik ilkesi değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez’ hükmünü hatırlatan Erdoğan; “Bu anlamıyla laiklik din, vicdan ve ibadet özgürlüğünün en temel koşuludur. Laiklik; aklın, bilimin, hukukun üstünlüğünün esas alındığı onurlu bir yaşamın harcı niteliğinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin harcını oluşturur. Ayrıca laiklik ilkesi ve bu çerçevede yapılandırılmış eğitim sistemi toplumdaki farklı inanç, farklı  mezhep, farklı kimlik, farklı cinsiyet ve cinsel kimlikler ile inananlar ve inanmayanların bir arada barış  içinde yaşayabilmeleri için son derece önemlidir. Bugün laikliği savunmak otoriterleşmeye karşı  demokrasinin, özgürlüğün, eşitliğin, başta kadınların ve tüm yurttaşların toplum hayatına eşit bireyler  olarak katılımının biricik şartıdır” ifadelerini kullandı. 

 

 

ÇEDES PROTOKOLLERİNİ HATIRLATTI

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ÇEDES protokolleri kapsamında okullarda din görevlisi görevlendirmelerine atıfta bulunulan açıklamada; “5 Şubat 2024 itibariyle güzel ülkemizde karşılaştığımız manzara şöyledir:  Eğitim alanında; devlet okulları cemaat ve tarikatların arka bahçesi yapılmaya çalışılmakta, ÇEDES  protokolleri ile ‘diyanet gönüllüleri’ ile okul öncesi yavrularımızdan başlamak üzere ilkokulların 3. ve  4. sınıflarına kadar uzanan bir pervasızlıkla “dinî ve ahlaki” eğitim kisvesiyle okullarımıza öğretmenler  dışında bazı kişiler sokulmaktadır. Oysa okullarda öğretmenler dışında hiç kimse derslere giremez. Öte  yandan MEB verilerine göre 1,5 milyona yakın öğrencimiz mesleki eğitim adı altında (MESEM)  sermayeye ucuz işgücü olarak peşkeş çekilmektedir 2023-2024 Eğitim-Öğretim dönemi olan Eylül’den  bugüne bu kuralsız, kontrolsüz düzen 8 öğrencimizi iş cinayetleri ile hayattan koparmıştır. Acilen  MESEM uygulamalarında çocuk işçiliğine son verilmelidir. Sonuç olarak Tevhid-i Tedrisat Kanunu yerle bir edilmiş, eğitimde eşitsizlikler ve hak gaspları ciddi  boyutlara ulaşmıştır.  Hukuk alanında; Medeni Kanunu yok saymaya yönelik gerici saldırılarla kadınların Cumhuriyet  sayesinde elde edilen tüm kazanımları yitirilmek üzeredir. Kadınlar evlere hapsedilmek ve iş  yaşamından koparılmak istenirken eşitlikçi aile yapısı yerine ‘Kadınların çalışması kocalarının iznine  bağlıdır’ anlayışı yine diyanet tarafından yerleştirilmeye çalışılmaktadır. Bunlara bağlı olarak kız  çocuklarının okuması önündeki bariyerler giderek yükseltilmekte ve okullaşma oranları düşmektedir. 

17 Şubat Medeni Kanunun yıldönümüdür ve bir kez daha ifade ediyoruz ki Medeni Kanuna yönelik her  türden saldırıya karşı biz kadınlar başta olmak üzere bu ülkenin yurtseverleri buradayız ve haklarımızın bekçisiyiz” ifadelerine yer verildi. 

 

 

LAİKLİKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi: “Bizler anayasal güvence altına alınmış laiklik ilkesinden ve Medeni Kanun’dan asla  vazgeçmeyeceğimizi ilan ediyoruz. Artık bıçak kemiktedir. Bu fakr-u zaruret içinde Denizli’nin  kadınları, yurtseverleri, aydınları, eğitimcileri, öğrencileri, velileri, sivil toplum örgütleri, siyasi partileri  olarak laiklik mücadelesini yükselteceğimizi beyan ederiz”