DEGİAD BAŞKAN HAKAN URHAN: DEPREM BÖLGESİNDE TOPARLANMA 2026'YI BULACAK

DEGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Urhan, geçen yıl 6 Şubat'ta yaşanan deprem nedeniyle bölgede sanayi temelli bir daralma olduğunu belirterek, milli gelir düzeyi ve ihracatta deprem öncesindeki seviyeye ancak 2026 yılı itibarıyla yeniden ulaşılacağını öngördüklerini kaydetti.

Denizli Genç İş İnsanları Derneği (DEGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Urhan, 6 Şubat 2023'te merkez üssü Kahramanmaraş meydana gelen ve 11 ili etkileyen deprem felaketinin yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, deprem felaketinin bölgedeki üretim, ihracat ve istihdama etkileri hakkında bilgi verdi. İhracat, ithalat ve istihdamda yaşanan düşüşü değerlendiren Urhan, çözüm önerilerini paylaştı.

Ülkenin yaşadığı bu en büyük afette hayatını kaybeden vatandaşları anarak, ailelerine baş sağlığı ve sabır dileyen Urhan, "Bu büyük felaket karşısında yaraların bir an evvel sarılabilmesi için ülkemizin dört bir yanından insanımız canla başla bölgeye yardım eli uzattı. DEGİAD olarak biz de bölgede sürdürülebilir yaşam merkezleri kurulması ve depremzedelerin barınma ihtiyacına bir nebze olsun destek olunması adına bir Konteyner Bağış Kampanyası düzenledik. Bu kampanyamıza sadece üyelerimiz değil, ülkemizin dört bir yanındaki ve hatta yurt dışındaki hayırseverler de büyük ilgi gösterdi ve neticesinde 7.017.294,74 TL tutarında toplanan bağış 101 adet yaşam konteyneri olarak bizim tarafımızdan deprem bölgesine ulaştırıldı" dedi.

İSTİHDAM YÜZDE 20 AZALDI

Depremin ekonomik etkileri hakkında bilgi veren Urhan, “Deprem felaketi, üretimin kaleleri olan fabrikaların yıkılmasına, makinelerin zarar görmesine neden olurken altyapı ve üstyapı gibi ulaşımda yaşanan aksaklıklar da tedarik zincirlerinin kırılmasına yol açtı. Tüm bunlar deprem bölgesinin üretimini ve ihracat gücünü olumsuz etkiledi. Ülkemizde 2023 yılı ihracat hacmi, bir önceki yıla oranla yüzde 0,6 artarken deprem bölgesinde ise yaklaşık yüzde 13 daralma yaşandı. Bu da bölge ihracatında yaklaşık 2,8 milyar dolarlık kayıp yaşadığımız anlamına geliyor. Öte yandan aynı dönemde ülke genelinde ithalat hacmi yüzde 0,5 artarken deprem bölgesinde yaklaşık 5,4 milyar dolara denk gelen yüzde 23’lük daralma oldu"

Bölgedeki ihracat ve sanayi yapısının önemli ölçüde tekstil ve demir çelik sektörlerine bağlı olduğunu söyleyen Urhan, “Deprem bölgesinde sanayi temelli bir daralma var. İş gücü eksikliği, altyapı ve finansmana erişim sorunları nedeniyle de milli gelir düzeyi ve ihracatta deprem öncesindeki seviyeye ancak 2026 yılı itibarıyla yeniden ulaşılacağını öngörüyoruz” dedi. Depremden sonra geçen bir yılda bölgedeki ücretli çalışan sayısının yüzde 20 civarında azaldığını ifade eden Urhan, çalışanların bölgeye dönmemelerindeki başlıca sebeplerin barınma, sağlık ve eğitim hizmetlerindeki aksaklıklar olduğunu kaydetti.

VERGİ İNDİRİMİ VE ERTELEME

Bölgede üretim ve ihracatın desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Urhan, "Bölgedeki illerimizde yatırım iştahını artırmak ve işletmelerimizi rahatlatmak için vergi indirimleri ile ertelemelere ihtiyaç duyuluyor. Yeşil dönüşüm ve temiz enerji yatırımları için özel bir planlama yapılması da bölgesel ve makroekonomik açıdan deprem bölgelerimizdeki kentlerimizin direncini artıracaktır. Biz bu noktada DEGİAD olarak ‘Fabrika Yapan TOKİ’ modelini ısrarla savunuyoruz. Böylece kısıtlı sermaye ile iş yapan KOBİ’ler, sermayelerini makine ve işletmeleri için kullanarak daha verimli ve kaliteli üretim yapabilir, ikiz dönüşümün desteğiyle girişimlerinin başarılı olma şansını artırabilirler" görüşüna yer verdi.

TÜRKİYE'YE EN AZ ÜÇ MARMARA BÖLGESİ

Olası İstanbul depreminin ülke ekonomisine vereceği zarara da dikkat çeken Urhan, "Türkiye’ye en az üç tane Marmara Bölgesi gerekiyor. Özellikle yüksek deprem riskine sahip İstanbul, tek başına milli gelirin yüzde 31’ini üretirken, tahsil edilen verginin de yüzde 45’ini ödüyor. İhracatın yaklaşık üçte ikisi Marmara bölgesinden, 2022 yılı büyümemizin yarısı ise sadece İstanbul’dan geldi. Bu tablo, olası İstanbul depreminin ekonomimize vereceği zararı ortaya koyuyor. Bu riski kamu, özel sektör, STK ve yerel yönetim iş birliği ile ortadan kaldırmamız, ülkemiz için beka meselesidir” açıklamasında bulundu.