RESMEN BAŞVURDULAR

Baklanlılar; Karacadağ, Armutalanı, Mecidiye, Hayrettin Köyü ile Beş Parmak Dağı, Tınaz Dağı ve Dağal Köyü sınırları ile çevrili orman sahasının milli park ilan edilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı’na dilekçe verdi.

Çalkebir Derneği yönetimi, bazı akademisyen ve hukukçular, bir bölümü Baklan sınırları içinde de yer alan doğal orman sahasının milli park ilan edilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığı 5. Bölge Müdürlüğü’ne resmi başvuru yaptı.

Çalkebir Kültür Derneği Başkanı Ahmet Akbay, dernek yöneticisi Mehmet Yıldırım Aycan, Prof. Drl. Ali Aydın, avukat Ahmet Atıcı, avukat M. Esmahan Akbay ve Mehmet Kocaertuğrul bölge müdürlüğüne giderek alanın tabiat parkı ve milli park ilan edilmesini içerek dilekçelerini teslim etti.

RESMEN BAŞVURDULAR

‘ZENGİNLİKLERİMİZ YOK OLMASIN’

Başvuruda bulunanlar dilekçelerinde; “Bizler, Baklan’a bağlı Boğaziçi Mahallesi’nde oturmaktayız. Köyümüz orman kenarındadır. Şu anda köyümüzün komşu olduğu orman hızla tahrip edilmektedir. Son senelerde orman kaçakçıları bölgedeki ardıç ağaçlarını, palamut meşelerini yok etmektedirler. Bölgede endemik bitki olan ters lale, orman sümbülü gibi bitkiler de vardır. Avcılar, ardıç potağı denilen kuşu da avlamaktadır. Durum var olan doğal zenginliklerimizin yok olmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle Karacadağ, Armutalanı, Mecidiye, Hayrettin Köyü ile Beş Parmak Dağı, Tınaz Dağı ve Dağal Köyü sınırları ile çevrili orman sahasının milli park alanı olarak ilan edilmesi ve bölgenin tahribatının engellenmesi için gerekli güvenlik önlemlerinin alınmasını saygı ile dileriz” ifadelerini kullandı.

RESMEN BAŞVURDULAR

HIZLA YOK OLUYOR

Bölgedeki ekosistemin oksijen deposu özelliği olduğunu söyleyen Akbay; “Tabiat bize bütün şifalı otlarını, şifalı meyvelerini sunarken bizler tarla anlarında bulunan bu güzel doğa çeşitliliği ve zenginliğini bir hızla yok ediyoruz. Bizim meralarımızda, dağımızda doğal yetişen kara kekikten tutun da kuşburnu, beyaz ve kırmızı alıç, sumak, ‘Ahlat’ dediğimiz armut, tavsanak, meşe, ardıç, akçam, kızılçam, çay otu ve mantarları, doğal olarak yetişen yiyecekler olarak sayabiliriz. Daha birçok bitki türlerimiz var” diye konuştu. Günümüzde insanoğlunun doğayı hoyratça bozup, delik deşik etmediği yer neredeyse kalmadı. Bakir kalmış doğamızı korumak bizlerin görevi olmalı… Doğaya saygılı olmalıyız. Bize her türlü yaşam fırsatı veren doğayı katledemeyiz. Doğayı korumalıyız. Ata topraklarımızda yüzyıllarca sağlıklı yaşamak istiyorsak doğa ile barışık olacağız ormanların süsü ağaçlarımızı odun gözüyle bakıp yok etmemeliyiz. Baklan’dan başlayarak Boğaziçi ormanları, milli park olsun istiyoruz. Havamız, suyumuz korunsun, kirlenmesin istiyoruz. Ağaçlarımız yok olmasın istiyoruz” şeklinde ifade etti.