DENİZLİ DAHİL 24 İL DİRİ FAY ÜZERİNDE
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, Türkiye'nin deprem haritasıyla ilgili çarpıcı uyarılarda bulunduğu açıklamasında, 24 ilin diri fay üzerinde oturduğunu belirterek Denizli'nin önemli bir kısmının diri faylar üzerinde oturduğunu kaydetti.
Türkiye'nin deprem haritasıyla ilgili yer bilimciler uyarılarını sürdürüyor. Geçen yıl 6 Şubat'ta yaşanan asrın felaketinde meydana gelen büyük yıkımın ardından bir yıldır deprem gündemden neredeyse hiç düşmedi. Uzmanlar bölge bölge uyarılar yapmaya devam ediyor. Son günlerde Marmara ve Ege bölgesinde kaydedilen depremler, yer bilimcileri yeni araştırmalara sevk ederken, Bursa'da daha önce haritalarda yer almayan 95 kilometre uzunluğunda aktif bir fay hattı keşfedildi. Dünyanın önemli deprem kuşaklarının biri üzerinde bulunan Türkiye'de deprem üreten diri faylar nerelerde ve ne kadar tehlikeli?
Bilim Akademisi Üyesi jeolog Prof. Dr. Okan Tüysüz, Kısa Dalga Medya'dan Demet Bilge Erkasap'a Ege'de neden bu kadar sık deprem olduğunu, Bursa'da yeni keşfedilen fayı ve 'zamansal' açıdan deprem üretme riski yüksek fayları anlattı. Türkiye'nin deprem haritasıyla ilgili uyarılarda bulunan Prof. Tüysüz, 24 ilin diri fay üzerinde oturduğunu belirterek, en riskli bölgeleri sıraladı, zamanlama açısından en tehlikeli 2 fayı açıkladı.
Ege Bölgesi'nin dünyada deprem sıklığı açısından en önde gelen bölgelerden biri olduğuna dikkat çeken Prof. Tüysüz, "Çok büyük değil, genellikle 7'yi çok ender olarak aşan özellikle orta ve küçük depremlerin sıklığı açısından da dünyada önde gelen bölgelerden bir tanesi. Bunun nedeni Anadolu'nun Kuzey Anadolu fayı Doğu Anadolu fayı boyunca batıya kaçması. Öte yandan bir tane de Girit'te bir önemli bir tektonik hat var. Bu da Batı Anadolu'yu kuzey - güney yönünde genişleten, aşağıya Afrika'ya doğru çeken bir hat" dedi.
24 İL DİRİ FAY ÜZERİNDE
Ege'deki riskli bölgelerle ilgili değerlendirmede bulunan Tüysüz, "Batı Anadolu'da çok sayıda medeniyetin depremlerden etkilendiğini, hatta bazı medeniyetlerin depremler nedeniyle yok olduğunu biliyoruz. Günümüze gelecek olursak, fayların oluşturduğu yerler genellikle düz ovalardır. İnsanlar da buralara yerleşmişlerdir. O nedenle Türkiye'deki yerleşim yerlerinin çok önemli bir kısmı diri faylar üzerinde yer alır. Türkiye'de 110 ilçe, 24 il, 580 köy diri faylar üzerinde oturuyor. Ege Bölgesi'nde de baktığımız zaman Balıkesir aşağıya doğru İzmir, Muğla Denizli'nin önemli bir kısmı diri faylar üzerine oturuyorlar" diye konuştu.
İKİ FAY HATTINA DİKKAT
Diri fayların belli aralıklarla deprem ürettiklerini, o aralığın kimi fay için birkaç yüz yıl, kimi fay için ise birkaç bin yıl olduğunu dile getiren Tüysüz, "Depremlerin tekrarlama periyodu var. Türkiye'de bu açıdan baktığımızda iki tane çok önemli yer var. Birincisi Marmara Denizi. 1766'da iki deprem yaşanmış. Bu fay üzerinde bir deprem beklentisi var. İkincisi Bingöl Yedisu. Erzincan ovasının doğusunda yer alan 1784'lerde kırılmış. O zamandan bugüne kadar da deprem üretmemiş. Bu iki bölge kırıldığında 7'nin üzerinde deprem beklentimiz var. Üçüncü olarak 6 Şubat öncesi çok defa dile getirdiğimiz Doğu Anadolu fayı var. Bu fay çok uzun yıllardır deprem üretmemişti. Uyarılarımız çok dinlenmediği için, çok ciddi can ve mal kayıplarına uğradık" ifadelerini kullandı.
DİRİ FAYLARIN İMAR PLANINA İŞLENMESİ SORUN
Türkiye'de 24 il, 110 ilçe ve 580 köyün fay üzerinde olduğunu vurgulayan Tüysüz, "Türkiye'de 485 tane bilinen deprem üretme potansiyeli olan fay var. Yerleşim birimlerinin hepsinde risk sırası dikkate alınarak inceleme yapılması lazım. Bu tespitler şu an yapılıyor ama çok az. Yerleşim birimleri içerisinden geçen fayları Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü haritalayarak yayınlıyor. Ancak haritalamış oldukları ve yayınladıkları ölçek imar planları açısından uygun değil. Yani 25 bin ölçeğinde yayınlanmış olsa orada 1 milimetrelik bir hata size 25 metre olarak yansır. Dolayısıyla bunun 1/1000 - 1/5000 gibi detay ölçeklerde yayınlanması gerekiyor. Önemli bir problem diri fayların imar planlarına işlenmesidir. İmar planına işlenebilmesi için de 1/1000'lik ya da 1/ 5000 gibi ölçeklendirilmesi ve fayların yerlerinin kesin olarak belirlenmesi gerekiyor." görüşüne yer verdi.
DİRİ FAYLARIN İNCELEMESİ BİTMEDİ
Diri faylar üzerinde yapılacak kazı çalışmalarıyla son deprem ne zaman olmuş, önceki depremler ne zaman olmuş, hangi süre içerisinde deprem olma olasılıkları var, bunların detaylı olarak araştırılması gerektiğini ifade eden Tüysüz, "Ama sözünü ettiğimiz 485 fayın ancak 200 - 250 tanesi bugüne kadar araştırılmıştır. Ama araştırmalar sürüyor. Normal koşullarda 2023'te bu işlerin bitirilmiş olması gerekiyordu. Fakat maalesef oldukça yavaş ilerledi. Bütçe problemleri, çalışacak kişi problemleri ortaya çıkınca bunlar tamamlanamadı" dedi.
Bursa'da yeni bulunan faya ilişkin de Tüysüz, Şehrin içinden geçen ve Uludağ eteklerine uzanan bir fay sistemi var. Yeni yapılan çalışmada ise ovanın içerisinden yani Uludağ etekleri değil, kentin biraz daha iç kesimlerinden geçen bir fay olduğu bir bilimsel çalışmayla iddia ediliyor. Bu fayın aşağı yukarı Mustafa Kemal Paşa, Kayapa'dan geçerek Yenişehir'e kadar uzandığı, tek bir parçalı büyük fay olduğu ve 7'nin üzerinde deprem üretme potansiyeli olduğu söyleniyor. Bu fayın olması orada kesin deprem olacağı anlamına gelmez. Kazılarla araştırılması, ondan sonra bunun deprem tehlikesinin ortaya konulabilir olması gerekiyor" ifadelerine yer verdi.




