TİCARİ KREDİLERDE VADELER UZUYOR
Bankacılık sektöründe, dezenflasyonist sürecin hız kazanmasıyla birlikte normalleşme süreci de hızlandı. Ticari kredilerin vadeleri uzarken, faiz oranlarında düşüş yaşanıyor.

Piyasanın dezenflasyon programına olan güveninin artması, bankacılık sektöründe uzun vadeli pozisyonların çoğalmasına yol açtı. Enflasyonun yılın ikinci yarısında gerileyeceği ve faizlerin düşeceği beklentisi, 18 aydan uzun vadeli ve sabit faizli kredi kullanımını artırıyor.
MERKEZ BANKASI VE EKONOMİ YÖNETİMİNİN SIKI POLİTİKASI
Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin dezenflasyon programı çerçevesinde uyguladığı sıkı para politikası, piyasanın enflasyonun düşeceğine yönelik inancını güçlendirdi. Bankacılık sektörü temsilcileri, yılsonuna doğru enflasyonda beklenen düşüşle birlikte yüzde 50 seviyesindeki politika faizinin de ineceği öngörüsüyle ticari müşterilere uzun vadeli ve sabit faizli krediler sunmaya başladılar. Son haftalarda hem kısa vadeli ve değişken faizli kredilerde faiz oranlarının yaklaşık 3 puan gerilediği, hem de 18 aydan uzun vadeli sabit faizli kredi kullandırımlarının arttığı belirtiliyor.
PİYASA BEKLENTİLERİNDE OLUMLU DEĞİŞİM
Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin yılın ikinci yarısında dezenflasyon sürecinin başlayacağını belirtmeleri ve mayıs ayı enflasyon verilerinin zirveyi gördükten sonra düşüşe geçeceği beklentisi, piyasa beklentilerini olumlu yönde etkiledi. Merkez Bankası’nın yüzde 38 yılsonu enflasyon tahmini, piyasanın tahminlerine yaklaşıyor. Bu iyileşen enflasyon beklentileri ve dezenflasyon sürecine olan inanç, bankacılık sektöründe uzun vadeli planlamaların artmasını sağladı. Belirsizliklerin azalmasıyla birlikte ticari kredilerde vadeler uzamaya, faiz oranları ise sabitlenmeye başladı.
FAİZ POLİTİKASINDA DEĞİŞİM
Bir yabancı özel mevduat bankası yetkilisi, 36 aya kadar vadeli krediler verdiklerini ve müşterinin ihtiyacına göre hem kısa hem de uzun vadeli kredi imkanı sağladıklarını belirtti. Yetkili, faizlerin düşeceği beklentisinin vade uzatmada ve faizin sabitlenmesinde etkili olduğunu vurguladı. Yerli özel mevduat bankalarından iki farklı kaynak da ticari kredilerde vadelerin uzadığını onayladı. Bu kaynaklardan biri, sektörün politika faizi yüzde 45’e çıkarıldığında bunun zirve olduğunu düşünerek sabit faizli ve uzun vadeli kredilere yöneldiğini, ancak 5 puanlık politika faizi artışının sürpriz olmasına rağmen pozisyonların çok bozulmadığını ifade etti. Kaynak, sektörün vade uzatma ve sabit faiz uygulamasının daha öngörülebilir hale geldiğini belirtti. Aynı kaynak, sabit kredi faizinin yüzde 50 politika faizinin üzerinde belirlendiğini de ekledi.
Bir diğer yerli özel mevduat bankası yetkilisi ise ticari kredilerde uzun vadeye geçiş yaptıklarını ve politika faizi ile arada çok fark olmadan en düşük yüzde 48-49 seviyesinden sabit faizli kredi verdiklerini açıkladı. Bankaların 6 ay 1 yıl sonrası için politika faizi indirimini dikkate alarak fiyatlama yaptıklarını ifade eden yetkili, piyasanın ve bankacılık sektörünün Merkez Bankası ve ekonomi yönetiminin dezenflasyon programına güvendiğini belirtti.
KREDİ FAİZLERİNDE İNDİRİMLER
Bir diğer bankacılık sektörü yetkilisi, borçlu cari hesap yani kısa vadeli ve değişken faizli ticari kredilerde faizi yüzde 62’den yüzde 59’a düşürdüklerini, iyi müşterilere ise yüzde 49-51 aralığında faiz oranları sunduklarını belirtti. Ayrıca, 18 aydan daha uzun vadeli kredileri de sabit faizle vermeye başladıklarını ifade eden yetkili, bu durumun piyasanın rahatlaması ve faizlerin düşeceğine olan inancın artmasıyla mümkün olduğunu söyledi.
NİSAN AYINDA TL KREDİ MEVDUAT MAKASI GERİLEDİ
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun nisan ayı verilerine göre, sektörün net karı 37 milyar TL olarak gerçekleşirken, net karda aylık düşüş yüzde 53, yıllık düşüş ise yüzde 4 oldu. Net karın azalmasında düşen net faiz ve komisyon gelirleri etkili oldu. Bankacılık kaynaklarına göre, net faiz marjında aylık 56 baz puan düşüş yaşandı. Bu düşüşün ana sebebi, TL kredi-mevduat makasındaki gerilemeydi. TL kredi-mevduat makası 72 baz puan azaldı. Bu düşüşte TL mevduat faizlerindeki 204 baz puan artış ve TL kredi faizlerindeki 132 baz puan artış etkili oldu. Sektörde toplam gelirler aylık yüzde 35 düşerken, bu azalışta net faiz gelirlerindeki yüzde 12 ve komisyonlardaki yüzde 9 düşüş ana etken oldu. Bankalar gelir kaybını karşılık giderlerini azaltarak telafi etmeye çalıştı. Toplam karşılıklar aylık yüzde 52 gerilerken, yıllık yüzde 5 arttı. Faaliyet giderleri ise aylık yüzde 2 düşerken, yıllık yüzde 83 arttı. Yıllık bazda kümülatif kar artışı, mart ayındaki yüzde 44,7 seviyesinden nisan ayında yüzde 31,8’e geriledi. Dört aylık kar 190,7 milyar TL’ye ulaştı. Sektörün özkaynak karlılığı aylık bazda 292 baz puan düşerek yüzde 27,8’e geriledi. Sermaye yeterliliği oranı ise 16 puan artarak yüzde 17,2’ye yükseldi. Çekirdek sermaye yeterliliği oranı yüzde 13,3 seviyesinde sabit kaldı.