MİLLETİN ZAFERİ HER DAİM HATIRLANACAK

PAÜ’nün ‘15 Temmuz Milletin Zaferi Etkinlikleri’ kapsamında düzenlenen panel, Denizli il protokolünü bir araya getirdi. Rektör Kutluhan, 15 Temmuz'un bir gecede planlanmadığını söylerken, Eski İçişleri Bakanı ve Erzurum Milletvekili Selami Altınok da 15 Temmuz'a gidiş sürecindeki gelişmeleri anlattı.

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) tarafından gün boyu devam eden "15 Temmuz Milletin Zaferi Etkinlikleri" kapsamında PAÜ Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz Kongre ve Kültür Merkezinde panel düzenlendi. Denizli il protokolünü bir araya getiren panele, 63. Hükümet İçişleri Bakanı ve Erzurum Milletvekili Selami Altınok, “15 Temmuz’a Gidiş Süreci ve Güncel Gelişmeler” başlıklı konuşması ile, Gazeteci Yazar Yusuf Alabarda “Bizi Koruyanlardan Bizi Kim Koruyacak?” başlıklı konuşması ile çevrim içi katılırken, moderatörlüğünü İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yasemin Beyazıt'ın üstlendiği panelde Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Şehit Ahmet Özsoy Demokrasi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğr. Gör. Dr. Gazi Doğan, “Darbeler Tarihi ve 15 Temmuz” başlıklı sunum yaptı.

PAÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kutluhan, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından yaptığı açılış konuşmasında, vatanın bölünmez bütünlüğü, bayrağın dalgalanması, ezanların dinmemesi ve kardeşliğin ebedi olması için nesilden nesile bu değerlerin aktarmak zorunda olduklarını söyledi. Milletin birlik ve beraberliğine kasteden FETÖ/PDY terör örgütünün hain darbe girişimi üzerinden sekiz yıl geçtiğini hatırlatan Prof. Kutluhan, "Milli irademize ve Türkiye Cumhuriyeti Devletine yönelik gerçekleşen bu hain darbe girişimi kahraman milletimiz tarafından o gece bertaraf edilmesine rağmen hala etkileri devam etmektedir" dedi.

15 Temmuz Milletin Zaferi Etkinlikleri

Üniversitenin bu şuur ve bilinci artırmak, gelecek nesillere aktarmak amacı ile 4. panelini gerçekleştirdiğine işaret eden Kutluhan, "Nasıl milli mücadelemiz dünyadaki diğer ülkelere örnek teşkil etmişse 15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesi bertaraf edilmesi de aynı şekilde diğer milletlere örnek olmaya başlaması, Türk milletinin demokrasi anlayışının dünyada ne kadar güçlü benimsendiğini gösterir. Milletimiz bu örnek demokrasi anlayışına ulaşana kadar çok badireler atlatmıştır. 15 Temmuz basit bir olay olarak algılanmamalı çünkü onu planlayanlar bir gecede planlamadılar. Yıllar içinde bu planlarını yaptılar. Ancak yüce milletimizin basiretli duruşu, bir ve beraber olması karşısında bir gecede planları boşa çıkmıştır. Bu tarihi olay hafızalarımızda hikâye olarak kalmayacak aynı zamanda psikolojik, sosyolojik siyaset bilimine katkıda bulunarak birçok bilimsel çalışmaların oluşmasına yol açacaktır." ifadelerini kullandı. 

ESKİ BAKAN ALTINOK ÇEVRİM İÇİ KATILDI

Rektör Kutluhan’ın yaptığı açılış konuşmasının ardından moderatörlüğünü PAÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yasemin Beyazıt'ın yaptığı  "15 Temmuz Milletin Zaferi" paneline geçildi. Panelde ilk konuşmayı “15 Temmuz’a Gidiş Süreci ve Güncel Gelişmeler” başlığında 63. Hükumet İçişleri Bakanı ve Erzurum Milletvekili Selami Altınok gerçekleştirdi. 15 Temmuz'un bir toplumun, bir milletin yaşayabileceği belki de en acı tecrübelerden biri olduğunu belirten Altınok, "Sizin kendi vergilerinizle satın almış olduğunuz uçaklardan, helikopterlerden kendi yetiştirmiş olduğunuz evlatlarınızın polisin vatandaşın ve hiçbir günahı olmayan yaşlının, gencin çocukların üzerine hele hele bir de Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefli üniformasını giymiş hainler tarafından bombalar yağdırılabilmesi belki dünya tarihinde yaşanılmış veya yaşanabilecek çok kolay bir olay değil." dedi.

selami altınok

Darbelerin tamamının kötü olduğunu vurgulayan Altınok, "Ama bu kadar alçakçasını dünya tarihinde görebilmek mümkün değildir. 15 Temmuz’a nasıl, nerelerden geldik? FETÖ terör örgütünün kuruluşu 1966’ya İzmir Basmane’ye gider. 60 yıllık bir geçmişi olan bir yapı. İlkokul mezunu dahi olmayan bir cahilin önderliğinde oluşturulmuş bir yapı. 50 yıllık bir süreçten sonra Türkiye’de darbe yapabilme noktasına gelmesinin hikâyesini okuyabilmek, değerlendirebilmek lazım. Farklı dönemlerde, FETÖ terör örgütü üyelerine Erzurum’da Komünizmle Mücadele Derneklerinin kurdurulması, arkasındaki güçler tarafından parlatılmaya çalışılması ve destekçilerinin önünün açılması karşımıza çıkan bir süreçtir. Ben özellikle 1 Mart 2003 tarihini önemsiyorum." diye konuştu.

Irak’ın işgalini düşünen ABD'nin, Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinden Amerikan askerlerinin Irak’a girebilmesi noktasındaki talebinin 1 Mart 2003’te TBMM tarafından kabul edilmemesi üzerine bir tavır aldığına işaret eden Altınok, "Özellikle bu tavrı Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) karşı aldı. Eğer asker isteseydi bu tezkere meclisten geçerdi algısıyla TSK’ya karşı bir tavır geliştirdi ABD ve onun istihbarat yapısı. Bunu da bir şekilde, Kuzey Irak’ta askerlerimizin başına çuval geçirilmesi olayını hatırlayın. Peşine de yıllardır istihbarat örgütleri vasıtasıyla organize ettiği terör örgütünü kullanışlı aparatları üzerinden TSK’ya karşı bir operasyon başladı. Hepimiz hatırlıyoruz, 1 Mart Tezkerelerinin geçmemesinden sonraki süreçte Ergenekon ve Balyoz olayları. Özellikle FETÖ’cü basın yayın organları üzerinden ve kullanışlı yerel aparatlar üzerinden TSK’nın genel yapısına ve şerefli insanlarına karşı genel bir tavır sergilenerek operasyonlar yapıldığını hatırlıyoruz. 2009-2010 yıllarına kadarki süreçte bu kullanışlı aparat, o zamanki tabirle cemaat, hizmet hareketi denilen sözde yapıların üzerinden TSK’ya operasyon çekildi." dedi.

Eski Bakan Altınok, 1 Mart tezkeresinin 5-6 yıl öncesinde PKK elebaşının Kenya’dan Türkiye’ye teslim edilmesi süreciyle, FETÖ terör örgütü liderinin tedavi bahanesiyle ABD’ye gidip yerleşmesi sürecinin birbirine denk geldiğini ifade ederek, "ABD’yi yalnızca TSK ile ilgili FETÖ kullanılarak yapılan operasyon tatmin etmedi 1 Mart tezkeresine yönelik genel tavrı. Siyaseten de bedel ödetilmek isteniyordu. FETÖ çok kullanışlı bir aparat olarak gerçekten hazırdı. 60 yıllık bir süreçte zaman içerisinde palazlanmış ve devletin kılcal damarlarına girebilecek kadar hazırlanmış bir yapıydı. Bunun üzerine TSK’ya gerekli operasyonların yapıldığı algısı ve anlayışı oluştuktan sonra TSK’nın arkasında duran ve TBMM’de yeterli çoğunluğu ve desteği vermeyen AK Parti’ye de kendi deyimleriyle bir ders verilmesi lazımdı. Bu dersi yine kullanışlı aparat FETÖ üzerinden vermeye kalktılar. 7 Şubat 2012’de MİT Müsteşarımıza karşı FETÖ’nün gerçekleştirmek istediği ama Sayın Cumhurbaşkanımızın müdahalesi ile engellenmiş bir operasyon var." ifadelerine yer verdi.

Süreci iyi okumak gerektiğini ifade eden Altınok, 14 Mayıs 2013'te Türkiye'nin IMF'ye olan borcunu tamamen kapattığını, gecelik borçlanma faizlerinin Cumhuriyet tarihinde ilk defa yüzde 4,5'lara gerilediğini, yıllık büyüme oranlarının yüzde 7,5-8'lere çıktığını belirterek,  bundan 15 gün sonra Gezi olaylarının başlatıldığını hatırlattı. Altınok, "Çevreci bir algı yaratarak orada olayları başlattılar. Fakat daha ilginç olanı, mülki idaresi, polisi, adli makamları gibi diğer yöneticiler süreci daha iyi yönetebilme imkânına sahip olsalardı ya da yönetmiş olsalardı süreç daha farklı sonuçlanabilirdi. FETÖ, toplumsal bir kalkışma başlattı. Belki cumhuriyet tarihinde özellikle Beyoğlu şeridinde çok fazla görmediğimiz bir vandalizm oluştu. Polis araçları, tanklar tahrip edilmeye, yakılıp yıkılmaya başlandı. Allah muhafaza, Taksim Anıtı’nın üzerine, AKM’nin üzerine bölücü terör örgütünün başındaki İmralı’daki şahsın resimlerini asmaya kalktılar. Bir sürü bunun gibi toplumun sinir uçlarını rahatsız edebilecek görüntülerin oluştuğu bir ortam oluştu. Bu da bir kalkışma hareketi idi." şeklinde konuştu.

CNN International'ın, bir sürü önemli olaylar olmasına rağmen 24 saat Taksim’den canlı yayın yaptığını hatırlatan Altınok, Orta Doğu’da gerçekleştirilmeye çalışılan Arap Baharı anlayışının Türkiye’de "Türk Baharı" yaratılabilmesi ve milletin cezalandırılması noktasında bir batılı emperyalizmi Türkiye’de vizyona koyma olduğuna işaret ederek, sözlerini söşle tamamladı: "O süreci yine iyi yönettik, Allah razı olsun. Türkiye’nin her vilayetinde tencereler, tavalar ışıklar yanıp sönüyordu. Bugünler de yine birileri ışıkları yakıp söndürmeye yine gayret ediyor. Buna benzer hareketlerin de tekrar canlanması arzusu hiçbir zaman birilerinin kafasından çıkmıyor. Türkiye; milletiyle ve devletiyle ve hükümetiyle Cumhurbaşkanımızın kararı ile üstesinden gelmeyi başardı ama maliyeti, görüntüsü, dokusu, toplumsal bakışı çok farklı oldu. Yetmedi bu olayların peşinden, otuz-kırk yıldır polisin ve yargının içerisine kümelenmiş olan FETÖ elemanları ve aparatları, istihbarat örgütlerinin aparatları 17 Aralık 2013 sabahı Türkiye uyandığında çok yoğun bir şekilde medya üzerinden yaratılan algılarla çok büyük operasyonlar yaparak bir şekilde medyayı ve algıyı da kullanarak Türkiye’de kıyamet kopuyormuş gibi bir algı oluşturdu. Hangi ideolojiye bağlı olursak olalım. Aklımızı hiçbir kimseye kiraya vermedik. Hele özellikle kamu görevlilerinin bağlılığının sadece ve sadece hukuka ve hukukun belirlemiş olduğu düzende olduğu müddetçe iyi inanıyorum ki, hangi terör örgütü, hangi istihbarat örgütü, hangi devlet, düşman olursa olsun bu milleti hiç kimsenin yıkabilme şansı ve imkânı olmayacak. Allah bir daha bu millete 15 Temmuzlar gibi hainlerin eline fırsat verip böyle kalkışmaya girişebilecekleri bir imkân vermesin, diyorum. Sabrınız için teşekkür ediyorum." 

GAZETECİ ALABARDA MİLLET İRADESİNİN ÖNEMİNİ ANLATTI

Panelde ikinci konuşmayı, “Bizi Koruyanlardan Bizi Kim Koruyacak?” başlıklı konuşması ile gerçekleştiren Gazeteci Yazar Yusuf Alabarda, "Silahlı Kuvvetlere girdiğim zamandan binbaşı rütbesine geldiğim tarihe kadar ben, Meclis'in milleti temsil ettiğine, millet iradesinin ne kadar önemli olduğuna dair tek kelime bir derste bile görmedim." dedi. FETÖ hain bir terör örgütü olduğunu ifade eden Alabarda, "Kendi içerisinde ayrıca değerlendirilmeyi hak etmektedir çünkü dini bir kisve altında ilk kez bir darbe ortaya koyulmuştur. Fakat bu konuyla ilgili dokusu her ne olursa olsun 15 Temmuz; 1960 darbesinden günümüze kadar gelen devam ede gelen darbeler sürecinin devamıdır ve ucu dışarıdadır." dedi.

gazi doğan

DR. ÖĞR. ÜYESİ DOĞAN: DARBELERDEN DERS ÇIKARILMADI

Panelde son konuşmayı “Darbeler Tarihi ve 15 Temmuz” başlıklı konuşması ile gerçekleştiren Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Şehit Ahmet Özsoy Demokrasi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğr. Gör. Dr. Gazi Doğan da 27 Mayıs 1960'tan günümüze kadar 15 Temmuz’a kadar yaşanan darbelerin, bir öncesiyle hesaplaşılmadığı için tekrar edip durduğunu belirtti. Doğan, "Tarih aslında bu olaylardan ders çıkarabilme imkânı verdi bize ama maalesef Türkiye'nin siyasi tarihindeki darbeler kısmına baktığımızda pek bunlardan ders çıkarabildiğimizi göremiyoruz ve yeteri kadar da tedbir alamamışız. Toplumun büyük bir bölümü, herhangi bir iradesi olmayan bir çoğunluk olarak tabirimi mazur görün ama bir sürü psikoloji içerisinde değerlendirildiği için Türk toplumunun bu kendi iç dinamikleri ve gücü de ciddi anlamda yeterince ele alınamadı. 15 Temmuz aslında hem içeride hem dışarıda Türk toplumunu yeterince güçlü görmeyen veya çok çabuk bir şekilde sürü şeklinde güdülebilir bir toplum olmadığını bize gösterdi. Yani 15 Temmuz Milli Birlik Günü sadece içeride bir mesaj vermedi. Aynı zamanda dışarıya çok net bir mesajla Türkiye’nin milli birliği ve beraberliği bütünlüğü dikkate alındığında toplumun yeknesak bir vücut şeklinde müsebbibiyle karşı koyabildiğimizi gösterdi." diye konuştu.

15 Temmuz Milletin Zaferi Etkinlikleri

ETKİNLİKLER GÜN BOYU DEVAM ETTİ

Panelin sonunda ise Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun ve Rektör Prof. Dr. Ahmet Kutluhan programa çevrim içi katılım gösteren 63. Hükümet İçişleri Bakanı ve Erzurum Milletvekili Selami Altınok ile Gazeteci Yusuf Alabarda’ya teşekkürlerini sunarken, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Şehit Ahmet Özsoy Demokrasi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğr. Gör. Dr. Gazi Doğan’a ve Prof. Dr. Yasemin Beyazıt’a katkı ve katılımlarından dolayı teşekkür belgesi takdim ettiler.

Gün boyu süren etkinlikler kapsamında; PAÜ Havacılık Topluluğu tarafından 15 Temmuz Şehitlerine Saygı Uçuşu, Müftü Ahmet Hulusi Efendi Camii’nde 15 Temmuz Şehitlerini Anma ve Mevlid Programı, PAÜ Kınıklı Merkez Kampüs ana girişinden PAÜ 15 Temmuz Şehitler Anıtına 15 Temmuz Kortej Yürüyüşü, PAÜ 15 Temmuz Şehitler Anıtı Önünde Kur’an-ı Kerim Tilaveti ve katılımcılara ikram gerçekleştirildi.