DENİZLİ TURİZMİNİN İKİ AYAĞINDAN BİRİ SAKAT O NEDENLE TOPALLIYOR!

Yıllarca ''Denizli turizmi'' dendiğinde sadece ' Pamukkale' akla gelmiş. Oysa Denizli turizmini ikiye ayırmak gerekir. Bana göre temel yanlışımız ve bu yanlışın doğurduğu temel sorunumuz bu ayrımı görememek.

 1- Pamukkale turizmi.

 2- Şehir (kent) merkezi turizmi.

 Maalesef, şehir merkezi, turizm konusunda hep unutulmuş ve hep Pamukkale'nin gölgesinde kalmış.

Uzun yıllar hep böyle düşünülmüş. Tüm konuşmalarda 'Denizli turizmi' diye aslında sadece Pamukkale turizmi anlatılıyor. Örneğin'' Denizli' ye iki buçuk milyon turist geldi.'' Deniyor. Ama, gelen turistin belki sadece 5-10 bini ancak kent merkezine gelip, geziyor. Diğer büyük çoğunluk Denizli'yi görmeden, Denizli' de hiç para harcamadan, Pamukkale'den geri dönüyor. Belki haklılar, çünkü Denizli kent merkezinin görülecek gezilecek yeri yok denecek kadar az maalesef. Ne bir sokağı, ne bir mahallesi, ne bir camisi, ne müzesi, ne kilisesi, ne tarihi yapıları, ne otantik bir pazarı var… Var olanlar korunup geliştirileceği yerde, maalesef yıkılmış, yok edilmiş. Peki yıkılanların yerine yenileri yapılamaz mıydı?

Elbette yapılırdı ama bunun için de tek taraflı düşünmekten, iki bacaktan sadece birini görmekten, yani Pamukkale'nin gölgesinde kalmaktan kurtulmak gerekirdi. En önemlisi, yatırım tercihlerini bu 'iki ayaklı' anlayış doğrultusunda yapmak gerekir

 Elbette Pamukkale Denizli turizminin can damarı, temeli ve ana unsuru. Pamukkale gözbebeğimiz, hiç unutulmamalı, hep konuşulmalı, desteklenmeli, düşünülmeli ama kent merkezi de aynı yoğunlukta ve aynı önemde konuşulmalı, düşünülmeli. Kent merkezi ile desteklenmeyen ve tamamlanmayan bir Pamukkale maalesef eksik kalır, tek ayaklı olduğu için sakat kalır. Pamukkale turizminin yaşadığı sorun, bence, bu nedenden kaynaklanıyor. İki ayaktan birinin sakat olmasından.

Denizli turizminin, az önce belirttiğim gibi iki ayağı var. Bu iki ayaktan biri, kent merkezi sakat bırakılmış. Sağlam olan ikinci ayak da Pamukkale, birinci ayağın sakat bırakılmasının cezasını çekiyor. 

DENİZLİ TURİZMİNİN İKİ AYAĞINDAN BİRİ SAKAT O NEDENLE TOPALLIYOR!

BU nedenle de DENİZLİ TURİZMİ TOPALLIYOR.

HEP UNUTULAN KENT TURİZMİNİN CANLANDIRILMASI İÇİN BAZI ÖNERİLERİM:

 -Kent merkezinin göbeğinde, bana göre en uygun yer, yıkılan kız meslek lisesinin yeri, Gazi İlkokulu (eğitime ara verilmeden), Atatürk parkı, eski valilik binası ve arkasındaki yerler, Erkek Sanat Okulunun bahçesi ve taş yapılar, alttaki park, itfaiyenin olduğu yer, Bayramyeri, Babadağlılar İşhanı, Sebze ve Kasaplar Hali, hamam, Atatürk evi veya müzesi, Kaleiçi… Bu geniş alan bir bütünlük içinde tekrar kent turizmi için düzenlenebilir ve bu bölge kent turizminin kalbi olmalıdır.

-Yıkılan Kız Meslek Lisesi yeniden eskisinin aynı yapılıp turizme açılabilir. Her katın, her odası yerel ürünler ve özgün hediyelik eşyalar satan küçük turistik dükkanlara dönüştürülebilir.

-Eski ve yeni valilik binasının arkasındaki yerlerde, eski Denizli Evleri yapılıp eski bir mahalle oluşturulabilir. Ya da taş döşemeli, dar bir çıkmaz sokağın iki yanında 20-30 adet eski Denizli evleri yapılıp bir sokak haline getirilebilir. Bu sokakta kafeler, hediyelik eşya dükkanları olabilir.

-Kent Müzesinin yanına mutlaka bir Arkeoloji Müzesi oluşturulmalı. Denizli Arkeoloji müzesi için çok zengin bir kaynağa sahip. O bölgede yerin altı da değerlendirilerek bir müzeler kompleksi ve otoparklar oluşturulabilir. Gerekirse eski valilik binası da müze olarak değerlendirilebilir.

DENİZLİ TURİZMİNİN İKİ AYAĞINDAN BİRİ SAKAT O NEDENLE TOPALLIYOR!

-Babadağlılar İşhanı yeniden düzenlenip üst katlarda kafe ve lokantalar oluşturulabilir. Ayrıca aynı bölgede veya şehrin başka bir yerinde sadece Denizli ürünlerinin satıldığı yeni bir Tekstil Çarşısı yapılabilir.

- Atatürk Evi müzesi ve hamam da gözden geçirilip yerli ve yabancı turistlerin gezebileceği duruma getirilebilir.

 -Bayramyerini, turizme yönelik yeniden düzenlemek gerekiyor. O bölgedeki sebze hali otantik bir dinlenme, çay-kahve içilecek yerler haline getirilebilir.

 - Aynı bölgedeki Kasaplar Hali, esnaf ikna edilip yeniden düzenlenip Kebapçılar Hali haline dönüştürülebilir (Fethiye'deki balıkçılar hali örneğinde olduğu gibi).  Turizmde gastronomi çok önemli, Denizli'nin elinde de Denizli kebabı gibi çok önemli, bilinen marka bir ürün var ama bu ürün maalesef turizme kazandırılamıyor. Kebapçıları hem o bölgeden koparmadan, hem otantikliğini ve özelliğini kaybettirmeden 50-100 kişilik turist guruplarına hizmet verir hale getirmek gerekiyor. Denizli'ye gelen turistin en az yarısının veya dörtte birinin Denizli kebabı yemesi sağlanabilir. Şu halde aynı anda 30-40 kişilik bir guruba hizmet veremez durumdalar. Kebapçıların hepsi bir hal-bahçe veya yapı içinde yan yana olurlarsa gelen turist grubu ayrı ayrı dükkanlarda bölünerek hep bir arada hizmet alabilirler.

-Kaleiçi, yeniden değerlendirilip, düzenlenip eski otantik haline getirilmeli, Çin malları baskısından kurtarılmalı. O bölgedeki esnafla toplantılar yapılıp daha nitelikli, kaliteli, yerel ürünler satmaları durumunda daha çok turistin gelip alışveriş yapacağı anlatılabilir. Kaleiçinde, Bakırcılar ve Demirciler sokağı, Buldanlılar, Kızılcabölüklüler, Babadağlılar sokaklar; Yatağanlılar (bıçakçılar), Serinhisarlılar (leblebiciler) sokaklar, Güneyli, Çallı ve Bekillili şarap üreticileri tadım sokağı gibi sokaklar oluşturulabilir.

DENİZLİ TURİZMİNİN İKİ AYAĞINDAN BİRİ SAKAT O NEDENLE TOPALLIYOR!

Tabii bunların yapılabilmesi için oralardaki dükkan sahipleri ve esnaf ikna edilmeli. Dükkan sahiplerine, bu tür değişim için dükkanlarına onarım ve kiracı desteği sağlanmalı. Kiracılara da kira yardımı yapılmalı. Örneğin, bakırcılar ve demirciler sokaklarında bakırcı ve demirci ustası-esnafı kalmamış gibi görünüyor. Bir yıl kira alınmayacağı veya kirasının yarısını ilk yıl belediye tarafından ödeneceği söylense, duyurulsa, Antep'teki bakırcı esnafı kalfasını Denizli' ye gönderip dükkan açtırıp çalıştırır.

-Şehrin merkezinde, gösterişli, büyük bir anıt yapı yapılmalı. (Saat kulesi, horoz, Pamukkale'yi tasvir eden yapılar gibi…) Bu tür anıt yapılar için belediyenin önü, Yeni Camii'nin önü, Bayramyerinin ortası ve yıkılan Özel İdare İşhanı'nın yeri uygun olabilir.

-Turistlerin gezmeleri alışveriş yapmaları için trafiğe kapatılan Mustafa Kemal Bulvarı, Bayramyeri'nden Denizli Büyükşehir Belediyesine kadar çeşitli düzenlemelerle şehrin merkez caddesi haline getirilmeli. Trafiğe kapalı bu caddede ulaşım için atsız faytonlar kullanılabilir. Caddenin iki yanında belli aralıklarda tek tip küçük (2-4 metrekarelik) hediyelik ve otantik eşya satan küçük dükkanlar yapılabilir. Bu merkez cadde Meserret Sokağı veya o bölgede oluşturulacak yeni renkli sokaklar ile de entegre edilip birleştirilebilir.

-Belediyenin oralardaki sokaklardan biri veya ikisi temiz ve güvenilir barlar sokağı ve sanat sokağı haline getirilebilir. Şarap üreticilerinin oluşturacağı şarap tadım sokağı burada da oluşturulabilir.

DENİZLİ TURİZMİNİN İKİ AYAĞINDAN BİRİ SAKAT O NEDENLE TOPALLIYOR!

-Mevcut Çamlık Parkı, botanik bir parka dönüştürülebilir ve hayvanat bahçesi büyütülüp uluslararası bir hale getirilebilir. Aynı bölgede büyük bir akvaryum da oluşturulabilir.

-Teleferik, Kent müzesi, Bozdağ Kayak Merkezi, Seyir Tepesi gibi yerlerin yanı sıra otobüslerle Laodikya  Antik Kentine getirilen turistlerin, Goncalı durağından nostaljik trene bindirilerek Denizli Garına getirilmesi ve eski itfaiyeye kadar döşenecek raylı sistem ile oluşturulacak müzeler kompleksine ulaştırılması gibi projeler de gözden geçirilip  bir an önce hayata geçirilmeli. Bu önerilerin yanında yapılmakta ve düşünülmekte olan projeler de elbette hayata geçirilmeli.

Bunlara benzer projelerle Pamukkale'ye gelen yerli ve yabancı turistlerin Denizli merkezde de gezmelerini, yiyip içmelerini, alışveriş yaparak para harcamalarını hatta bir gece konaklamalarını sağlamak gerekir. Eğer bu yapılamazsa, bugüne kadar olduğu gibi Pamukkale'ye gelen turisti, DENİZLİ'YE GELDİ SANIRIZ ve kendimizi kandırırız.

Pamukkale'ye gelen turist sayısıyla övünelim ama Kent merkezine getiremediğimiz sürece fayda sağlamak mümkün değil. Denizli, hiç olmazsa, Eskişehir' in, Urfa'nın, Afyon'un, Konya'nın, Bursa'nın, Van'ın, Antep'in, Adana'nın, Kars'ın ve bütün Karadeniz illerinin yarısı kadar turist getirebilmeli.

 Ama maalesef TEK AYAK üzerinde inşa edilen Denizli turizmi bu haliyle kalırsa, hep TOPAL KALACAK…