İSPAT EDİLEMEYECEK SAVUNMAYA İTİBAR EDİLMESİN

Üzerine kezzap atılması sonrası oluşan komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybeden Özbekistan uyruklu Sojida Kalandorova cinayetine ilişkin yargılamayı takip eden Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu, aksi ispat edilemeyecek savunmalara itibar edilmemesini ve takdir indirimlerinin uygulanmamasının içtihat haline gelmesi gerektiğini açıkladı.

Önceki yıl Mayıs ayında sevgilisi Özgür G. tarafından üzerine sülfürik asit olarak nitelendirilen porçöz dökülerek yaralanan Özbekistan uyruklu Sojida Kalandorova, 38 gün süren tedavi sürecinde vücudundaki yanıklarda oluşan komplikasyonlara bağlı olarak hayatını kaybetmişti.

Sanık Özgür G. hakkında ‘kasten yaralama nedeniyle ölüme neden olma’ ve ‘kasten yaralama’ suçlarından toplam 19 yıl hapis cezası talep edilen iddianame düzenlenmişti.

Fakat cumhuriyet savcılığı dün Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında mütalaasını ‘canavarca hisle öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi üzerine kurdu.

DURUŞMAYI TAKİP ETTİLER

Denizli’de kadına yönelik suçlarda yargılamaları yakından takip eden Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu bu yargılamayı da duruşma salonunda izledi. Komisyon Başkanı Merve Öğüt, Başkan Yardımcısı İrem Erdoğan ve komisyon üyeleri ­sanık hakkında ‘ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası’ kararının verilmesinden sonra yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada kadın cinayetlerinde sanık savunmalarının tahrik üzerine kurulu olduğuna vurgu yapıldı, ispatlanamayacak savunmalara mahkemelerin itibar etmemesi istendi.

KAMU VİCDANI BİR NEBZE OLSUN RAHATLADI

Açıklamada Sojida Kalandorova yargılamasına ilişkin; “Sanığa verilen cezada Türk Ceza Kanunu’nun 29. Maddede düzenlenen haksız tahrik indirimi ile 62. Maddede düzenlenen iyi hal indirimi uygulanmamış, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmiştir. Yapılan yargılama sonucunda verilen bu adil karar; bilhassa sanığın müteveffa hakkında ileri sürdüğü kendisine hakaret ettiği yönündeki iddiaların gerek iddia makamınca sunulan esas hakkındaki mütalaada, gerekse mahkeme heyetince verilen hükümde kabul görmeyerek, sanık lehine haksız tahrik indirim hükümlerinin uygulanmaması ve ayrıca sanık hakkında iyi hal indiriminin de uygulanmaması; müteveffanın ailesi ve zedelenen kamu vicdanını bir nebze olsun rahatlatmıştır” denildi.

İÇTİHAT OLMALI

Kadın cinayetlerinde sanıkların aksi ispat edilemeyecek savunmalar yaptıkları, ölen kadınlar hakkında bir takım iddialar ortaya atarak haksız hareketin karşıdan geldiğini savundaki hatırlatılan açıklamada mahkemelerin bu tür savunmalara itibar etmemesi ve bu durumun içtihat haline getirilmesi gerektiği kaydedildi. Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı: “Umudumuz ve mücadelemiz; mahkemelerce kadın cinayetlerinde sanıkların haksız tahrik hükümlerinden yararlanmak için çoğu kez suçun işleniş şekli bakımından tanık vs. delilin bulunmaması ve aksinin ispatının mümkün olmamasının verdiği güvenle; öldürdükleri kadınlar hakkında ortaya attıkları ‘ilk haksız hareketin karşıdan geldiği’ yönündeki aksi ispat edilemeyecek savunmalarına itibar edilmemesi ve iyi hal hükümleri uygulanmamasının içtihat haline gelmesidir. Ancak bu şekilde kadın cinayeti faillerinin ‘cesareti’ yargı eliyle kırılabilecektir.  Denizli Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak; kadın cinayetleriyle ve kadına yönelik her türlü şiddetle mücadeleye, şiddet mağduru kadınların adalet önündeki temsiliyetine destek vermeye devam edeceğiz”