40 YIL SONRA ÜRÜN VERDİ

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Fidan Yetiştiriciliği programından mezun olduktan sonra memleketi Denizli'ye dönen ve Honaz ilçesine bağlı Kızılyer Mahallesinde ziraat işiyle uğraşan Bekir Garip (31), çevresinde ata tohumlarına ilgisi ile de biliniyor. Fotoğraf çekme merakı olan bir arkadaşının mahallede sincabın peşinden girdiği eski bir evde bulduğu ata tohumlarını diken Garip, patlıcanlardan büyük verim elde etti.

En son 1983'te yaşandığı öğrenilen ve bu yıl yıkılan eski bir binada iki yıl önce torba içinde bulunan domates, biber, çörek ot ve patlıcan tohumlarını arkadaşından alan ziraat teknikeri Garip, bu ata tohumlarını 40 yıl sonra ekim zamanında ekerek toprakla buluşturdu. Sadece patlıcanlar fide verirken, diğer tohumlardan bitki çıkmadı. Uygun koşullarda saklı kalıp ürün veren patlıcanların hibritlerinden farklı olduğunu gören Garip, bunlardan tohumluk elde ederek çoğaltmaya karar verdi.

HONAZ KARASI OLARAK TESCİLLETTİRMEK İSTİYOR

Diktiği tohumlardan ikinci yıl 3 bin kök bitki elde eden Garip, bunları bahçesine dikerek bakımını yaptı. Bitkinin yaprak ve gövde yapısıyla tadının hibrit tohumlardan farklı olduğuna dikkat çeken Garip, bu yıl 15 ton patlıcan aldığını ve veriminin çok iyi olduğunu söyledi. Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü ile görüştüğünü onlardan büyük destek aldığını ifade eden Garip, hedefinin önümüzdeki yıl 10 bin kökün üzerinde bitki elde ederek bunu çoğaltmak ve ileride bulunduğu Honaz'ın ismini taşıyacak şekilde Honaz Karası olarak tescillettirmek istediğini kaydetti.

Tohumların 40 yıl sonra toprakla buluşmasının hikayesini anlatan Garip, "Bizim hikayemiz 2022 yılında başladı. Bir arkadaşım fotoğraf çekmek için eski bir eve gidiyor. Sincap görüyor, onu çekmek için gittiğinde bakıyor ki küçük keselerin içerisinde tohumlar var. O tohumları bulunca, ben de ziraat teknikeriyim, burada fidancılık yapıyorum, bana getirdi 'Abi böyle böyle ben fotoğraf çekerken bir kese buldum içinde tohumlar çıktı' dedi. Baktık tohumlara domates biber, çörek otu ve patlıcan tohumları vardı. Ekim zamanıydı zaten bunları ektik. Bunlardan sadece patlıcanlar köklendi, fide oldular. Bu fideleri bahçemize ektik." dedi.

"Bizi etkileyen olay, o bulduğumuz evdeki en son yaşayan kişi 1982 yılında yaşamış." diyen Garip, "Bu tohumlar 1982 yılından beri oradaydı. Uygun koşullarda tohum nem almadan saklı bir şekilde kalmış. Domates, biber tohumlarının daha dayanıksız, patlıcan tohumunun daha dayanıklı olduğunu öğrendik. 3 bin kök patlıcanımız var, bunların içinden en güzellerini seçip buna patent almak istiyoruz. İlçe Tarım Müdürlüğüne başvuru yaptık, elimizden gelen yardımı yapmak isteriz dediler. Bunu bulunduğu yer olan ilçemizin ismini taşıyan Honaz Karası olarak tescillemek isteriz" ifadelerini kullandı.

HİBRİT TOHUMLARDAN FARKLI

Yetiştirdiği patlıcanların hibrit tohumlardan farklı olduğunu anlatan Garip, "Bu patlıcanı diğer patlıcanlardan ayıran özelliği yapraklarının daha iri olması. Hibrit tohumlardan farkı boy yapısı, bitkinin boyu 2 metreye ulaşan var, ortalaması 1,70 gibi. Daha dikenli ve yabani bir çeşit. Hedefimiz asıl orijinal yerli tohumu çoğaltmak. Patlıcanların renk yapıları biraz daha kızılımsı, siyahtan daha açık tonda. Renk yapısı, aroması, tadı ile diğer patlıcanlardan ayırt ediliyor. Çekirdekleri az. Verim olarak da daha çok iyi, soğuğa dayanıklı. Geçen yıl gördük kış ayının gelmesine yakın zamana kadar ürün verdi. Susuzluğa da dayanan bir özelliğe sahip." diye konuştu.

Garip, bahçede patlıcanların aralarına diktiği çiçekleri de İspanya'da öğrendiğini belirterek, "Beş patlıcana bir kadife çiçeği olmak üzere diktik. Burada hiçbir şekilde bunlara zirai ilaçlama yapmadık. Bunlar beyaz sinekleri kelebekleri zararlı böcekleri kokusu sayesinde hiçbir zararlı buraya girmiyor. Zirai ilaçlama yapmadığımız patlıcanlarımız ortalama kök başına 5 kilonun üzerinde ürün verdi." ifadelerine yer verdi.