HER AN KIRILMA OLABİLİR
DSO meclisinde konuşan Başkan Kasapoğlu; “Piyasa uzun bir süredir birbirine yaslanarak maçı götürüyor. Bu, her an bir bozulmaya, her an bir kırılmaya yol açabilir" uyarısı yaptı.
Denizli Sanayi Odası Meclisi ekim ayı toplantısı odanın hizmet binasında gerçekleşti. Meclis Başkanı Okan Konyalıoğlu’nun yönettiği oturumda dış ticaret verileri, kent ihracatındaki sektörel dağılım, ihracat verileri, istihdam rakamları İSO Türkiye PMI İmalat Sanayi Raporu değerlendirildi.
Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu ihracat verilerindeki artışa rağmen sanayicilerin içinde bulunduğu koşulların giderek zorlaştığına işaret etti. Kasapoğlu; “Piyasa uzun bir süredir birbirine yaslanarak maçı götürüyor. Bu, her an bir bozulmaya, her an bir kırılmaya yol açabilir” ifadelerini kullandı.
FİNANSMAN ERİŞİMİNDE ZORLUK
Takipteki kredi oranlarının arttığını hatırlatan Kasapoğlu, sektörün finansman erişiminde yaşadığı zorluğu bir kez daha gündeme getirdi. Son dönemde faiz indirimi beklentilerinin, açıklanan enflasyon rakamları nedeniyle zayıfladığını kaydeden Kasapoğlu; “Faiz indirimleri 2025'e kalmış gibi gözüküyor" ifadesini kullandı. Tüketici kredileri ile üretici kredilerinin birbirinden ayrılması gerektiğini kaydeden Kasapoğlu, üreticilerin desteklenmeleri gerektiğine vurgu yaptı.
FIRSATÇILIK KÖRÜKLENDİ
Denizli Sanayi Odası Başkanı Kasapoğlu, meclis üyelerine yönelik konuşmasında enflasyon beklentisindeki farklılaşmaların, fiyat belirleme davranışlarını bozduğunu, hatta enflasyon fırsatçılığını körüklediğini işaret etti. Kasapoğlu, piyasa katılımcılarının, reel sektörün ve hane halkının enflasyon öngörülerindeki önemli farklılıkların fiyatlama davranışlarını bozduğunu ve enflasyon fırsatçılarının daha fazla fiyat artışı yapmasına neden olduğunu vurguladı. Bu durumun, enflasyonla mücadeleyi zorlaştırdığını ifade etti.
PMI ENDEKSİ ENDİŞE VERİCİ
İstanbul Sanayi Odası’nın, Türkiye İmalat PMI endeksinin eylül ayında 54 ayın en düşük seviyesine gerilemesini değerlendiren Kasapoğlu, imalat sanayinde ciddi bir daralmaya işaret etti. İmalat PMI'nın 6 aydır aralıksız daralmaya işaret ettiğini ve yavaşlamanın Mayıs 2020'den bu yana en belirgin düzeyde gerçekleştiğini söyleyen Kasapoğlu, “Özellikle giyim ve deri ürünleri sektöründe ciddi bir ivme kaybı yaşanırken, gıda ürünleri sektöründe ise yavaşlama daha hafif seyretti. Tüm sektörlerde girdi maliyetlerinin artması ve istihdamda düşüşlerin yaşanması, sanayicileri endişelendiriyor.” dedi.
Kasapoğlu, "Birçok firma, talepteki zayıflık ve yeni sipariş alamama sorunları nedeniyle üretim, istihdam ve satın alma faaliyetlerini azaltmak zorunda kaldı. Enflasyonist baskılar azalsa da fiyatlardaki artışlar devam ediyor ve bu durum talep ortamını olumsuz etkiliyor" diye konuştu.
PMI verilerine göre takip edilen 10 sektörde yeni siparişlerin düştüğünü kaydeden Kasapoğlu, ilk kez tüm sektörlerde istihdamda daralma görüldüğünü ifade etti. Kasapoğlu durumu; “Sektördeki yavaşlamanın üçüncü çeyrek sonları itibarıyla daha da derinleştiğine işaret eden PMI verileri Türk imalatçıları için endişe verici bir tablo çizdi" diyerek yorumladı.
OECD VERİLERİ
OECD’nin Türkiye’deki enflasyon düşüşünün etkisiyle bölgedeki enflasyonun da gerilediğini açıklaması, Kasapoğlu’na göre olumlu bir gelişme. Ancak, bu düşüşün kalıcılığı konusunda soru işaretleri olduğunu ve jeopolitik riskler ile küresel ekonomideki dalgalanmaların enflasyon üzerinde tekrar yukarı yönlü baskı yaratabileceğini belirtti.
Kasapoğlu: “Türkiye'de yıllık enflasyonun gerilemesi, ekonomideki talep koşullarının değiştiğine ve belki de mali disiplinin artırıldığına işaret. Ancak bu düşüş, yüksek enflasyon oranlarının hâlâ devam etmesi nedeniyle sınırlı bir mutluluk kaynağı. Sormamız gereken en önemli soru şu; ‘Bu düşüş geçici mi, kalıcı mı?’ bu düşüşün kalıcı olup olmadığı henüz netlik kazanmamıştır. Jeopolitik riskler, küresel ekonomideki dalgalanmalar ve arz şokları gibi faktörler enflasyon üzerinde tekrar yukarı yönlü baskı yaratabilir. Küresel piyasalardaki gelişmeler, Türkiye ekonomisi üzerinde önemli bir etkiye sahip. Özellikle gelişmiş ülkelerdeki merkez bankalarının para politikalarındaki değişiklikler, Türkiye'deki enflasyon üzerinde dolaylı olarak etki oluşturuyor” diye konuştu.
SORUNLARI ÇÖZECEK ADIMLAR BEKLİYORUZ
Gıda ve enerjiyi ayrı tutarak hesaplanan çekirdek enflasyonun hala yüksek seviyelerde olmasının enflasyonun temelde çözülmediğine işaret ettiğini belirten Kasapoğlu, “Çekirdek enflasyonun düşürülmesi için daha fazla çaba sarf edilmesi gerekiyor. Enerji fiyatlarındaki düşüş ve gıda fiyatlarındaki yavaşlama, genel enflasyonu düşüren iki önemli faktör. Türkiye, enerji ithalatına bağımlı bir ülke olarak, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara oldukça duyarlı. Dolayısıyla, enerji fiyatlarındaki istikrar, enflasyonun düşüşü için kritik bir unsur. Uzun vadede, Türkiye'nin enflasyon sorununu çözmesi için yapısal reformlara ihtiyaç var. İş dünyası olarak, üretkenliği artıracak ve arz yönlü sorunları çözebilecek adımlar atılmasını bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.