CAVUR PARASIYLA 5 PARA ETMEZ

UBC profesörlerinden, Kanada devlet nişanı sahibi Denizlili bilim insanı Yusuf Altıntaş katıldığı söyleşide Türkiye’deki eğitim sistemini değerlendirdi. Bekilli şivesiyle konuşan Altıntaş; “2-3 tane özel üniversite hariç hiç birisi maalesef, Bekillilerin dediği gibi; 5 para etmez cavur parasıyla. Eğitim çok kötü. Özel okul davası, işi tamamen ticarete döktü. Türkiye’de eğitim iyice çökmüş durumda” ifadelerini kullandı.

Kanada’daki British Columbia Üniversitesi’nde (UBC) Makine Mühendisliği Profesörü olarak ders veren, UBC Üretim Otomasyonu Laboratuvarının kurucusu ve yöneticisi Prof. Dr. Yusuf Altıntaş, Denizli’de bir söyleşiye katıldı.

Metal kesme dinamiği ve makine araçlarının bilgisayar kontrolleri alanlarında yaptığı katkıdan dolayı Kanada’da devlet nişanıyla ödüllendirilen ilk Türk bilim insanı olan Prof. Dr. Altıntaş, Bekilliler Kalkınma ve Dayanışma Derneği’nde hemşehrileriyle buluştu.

“FIRSAT EŞİTLİĞİ DİYE BİR ŞEY KALMADI”

Derneğin Sohbet Toplantıları’nda Türk eğitim sistemini eleştiren Prof. Dr. Altıntaş, “Biz, şanslı çocuklardık. Çünkü okulların kalitesi çok iyiydi. Denizli Lisesi de çok kaliteliydi, zordu. Sınıfta kalanlar çok oluyordu. O zamanlar ortaokulu okuyup liseyi bitirmek, epey bir başarıydı. Ben İstanbul Teknik’e okul ücreti olarak yılda 10 lira verdim. O da diş bakımı için. Bir fırsat eşitliği vardı. En fakir aile bile çocuğunu okutabiliyordu. Şimdi imkansız, ‘Fırsat Eşitliği’ diye bir şey kalmadı. Parası olmayanın okuması neredeyse imkansız. Hangi aile, minimum ücretle geçinip de çocuğunu okutabilir? İmkansız. Bu, Türkiye’nin büyük bir problemi. Gelişmiş ülkelerde böyle bir problem yok” diye konuştu.

“BEKİLLİLERİN DEDİĞİ GİBİ; 5 PARA ETMEZ CAVUR PARASIYLA”

Kendisinin okuduğu dönemlerde liselerde özel okulların olmadığını  belirten Prof. Dr. Altıntaş, “Yabancı kolejler vardı. Onlar da Anadolu çocuklarına uzaktı. Özel üniversiteler ise 1971’de kapandı. 68’inci Gençlik çok protesto etti. 1971’de bizim girdiğimiz dönemde özel okul yoktu. Özel okullar 1980’den sonra tekrar fırladı. Şu anda üzülerek söylüyorum 2-3 tane özel üniversite hariç hiç birisi maalesef, Bekillilerin dediği gibi, 5 para etmez cavur parasıyla. Eğitim çok kötü. Özel okul davası, işi tamamen ticarete döktü. Ülkenin geleceği o gençlerin elinde. Ben şimdiye kadar epey Türk mühendis yetiştirdim. Yüksek mühendis, doktoralı mühendis. Çoğu da profesör oldu. Şimdi İstanbul Teknik Üniversitesi’nden de gelen öğrenci, çok zayıf yetişmiş olarak geliyor” şeklinde ifade etti.

“TÜRKİYE’DE EĞİTİM İYİCE ÇÖKMÜŞ DURUMDA”

Türk-Alman Üniversitesi’nin Makine bölümünün kurucusu olan Yunanlı bir arkadaşının kendisine aktardığı anekdotu paylaşan Prof. Dr. Altıntaş; “İstanbul’da işini bitirdi. Türkiye’nin her yerini iyi bilen birisidir. Ağustosta bana anlattı. ‘Yusuf, 3’üncü sınıf makine mühendisliği öğrencisi geldi. ‘Hocam bunu anlayamadım. Pi sayısı nedir?’dedi. Durum o kadar kötü. Türkiye’de eğitim iyice çökmüş durumda.

“HEPSİNİN KONUSU AYNI”

Amerika ve Kanadaki üniversite sisteminden bilgiler veren Altıntaş, buralardaki eğitim sisteminin dünyanın pek çok ülkesinden daha değişik olduğunu belirtti. Türkiye’deki sistemden söz eden Prof. Dr. Altıntaş; “Üniversitelerin makine bölümlerine gidiyorum. Yüzde 90’ı hoca gelmiş öğrencisini almış. O onun öğrencisini almış. Hepsinin konusu aynı. Bir hastane düşünün sadece iç hastalıları uzmanı var. Başka hiç kimse yok. Bu hastane çalışır mı? Makine mühendisliği bölümünün yüzde 90’ı aynı, aynı işi yapıyorlar. Dolayısıyla hiçbir şey çıkmıyor. Türkiye o halde. Bu sadece yandaşlıktan dolayı değil, kültürel olarak da zayıf.

GENÇLERE ÖNERİ

Son olarak öğrencilere önerilerde bulunan Prof. Dr. Altıntaş, şunları kaydetti: Bir ders alırken konuyu mutlaka sorgulasınlar. Sırf dersi geçmek için değil, öğrenmek için çalışsınlar. O zaman hayatta daha başarılı olurlar.”