ÖLDÜRÜLEN KADINLAR İÇİN SOKAKLARA DÖKÜLECEKLER
Türkiye’de 2024 yılı ocak ayından itibaren 327 kadının erkekler tarafından öldürdüğünü belirten ve KESK Kadın Meclisi sözcüsü Özge Sarma, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde alanlarda olacaklarını ifade etti.
KESK Kadın Meclisi, 25 Kasım Günü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde basın açıklamasında bulundu. Eğitim Sen Eğitim Sekreteri Sevil Özdemir ve Eğitim Sen üyesi Gamze Aksu Karagöz’ün de katıldığı toplantıda konuşan Eğitim Sen Kadın Sekreteri Özge Sarma; “Hem Türkiye’de hem dünyada hükümetlere başkanlık eden otoriter liderler, cinsiyetçi, dinci, milliyetçi ideolojileriyle kadının bedenine, kimliğine ve emeğine dönük saldırılarını sürdürüyor. Türkiye’de yıllardır devam eden mücadelemiz geçtiğimiz aylarda önce Narin’e, Sıla bebeğe yaşatılanlar yine Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’in yarımşar saat arayla vahşice katledilmeleri kadınların öfkesini ve mücadele direncini arttırdı. Türkiye’nin tüm kentlerinden okul önlerinden üniversite kampüslerine mahallelerden kent meydanlarına kadar örgütlü bir ses yükseldi ‘Kadın Cinayetleri Münferit Değil Politiktir’, şiddetin meşrulaştırılması erkek egemen sistemin yarattığı erkek şiddetini besleyen politikalarınızdır” dedi.
“2024’TE 327 KADIN ERKEKLER TARAFINDAN ÖLDÜRDÜ”
Kadın ve çocuk cinayetlerinin arttığını belirten Sarma; “Türkiye’de sadece 2024 Ocak ayından bu yana erkekler, 327 kadını öldürdü, en az 39 çocuğu öldürdü, 240 kadının ölümüyse ‘şüpheli’ olarak kaydedildi. 2023’ün ilk on ayıyla kıyaslandığında 2024’te kadın ve çocuk cinayetleri, çocuk istismarı arttı ve daha çok kadın erkek şiddetine maruz kaldı. Geçtiğimiz yılın 25 Kasım’ından bu yana AKP-MHP iktidarı kadına aile dışında var olma imkânı tanımayan söylemlerinin yanı sıra kadın ve çocuk cinayetlerini, şiddet ve istismarı münferit olaylar ve bireylerin sapkınlıkları olarak değerlendirmeyi sürdürdü” şeklinde konuştu.
“HAKLARIMIZ VE HAYATLARIMIZ İÇİN MÜCADELEDE BİRLEŞİYORUZ”
Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında erkeklerden fiziksel veya cinsel şiddet gören kadın oranının en yüksek ülke olduğunu ileri süren Sarma; “Bizler kadına yönelik şiddetin münferit olmadığını biliyoruz. Kadına yönelik şiddetin sürmesini sağlayan ataerkil politikalarınızdır. Dini siyasallaştıran, siyaseti ise dinselleştiren politikalarınız eşit, özgür ve laik yaşama müdahaledir ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştirmektedir. Bunu kabul etmiyoruz ve bu 25 Kasım’da da Mirabal kardeşlere dair hafızayı bugünlere taşıyarak, kadınların kolektif hafızalarını katletmeye çalışanlara karşı, geçmişten bugüne kararlılıkla mücadele etmeyi sürdürdüğümüzü yineliyor, ‘Haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşiyoruz’ şiarını yükseltiyoruz” ifadelerini kullandı.
“25 KASIM’DA ALANLARDAYIZ”
“Artık yeter” diyen Sarma; “Bizler dünyanın dört bir yanındaki kadınlar; emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz için işyerlerimizde, evlerimizde, sokaklarda ve yaşamın her alanında savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşeceğiz. Taleplerimizde ısrarcı, mücadelede kararlıyız. Haklarımız ve hayatlarımız için mücadelede birleşelim şiarıyla 25 Kasım’da alanlardayız” diye konuştu.