TARAFSIZ DENETİM ORTADAN KALKABİLİR

Yapı denetimine ilişkin sunulan kanun teklifinde, denetçiyi müteahhidin seçmesini sağlayan düzenleme tepki çekti. Denetçiler yeni düzenlemenin tarafsız uygulamayı ortadan kaldıracağını savundu.

Yapı denetim sisteminde denetçilerin müteahhit tarafından seçilmesine imkan tanıyan kanun teklifi yapı denetçilerinin tepkisini çekti. Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği Denizli Şube Başkanı Adem Yokuş, Denizli Gazeteciler Cemiyeti’nde basın toplantısı düzenleyerek; önerilen kanun teklifinde ciddi kaygılarının olduğuna dikkat çekti.

Türkiye ve Denizli’nin yüksek risk taşıyan bir deprem bölgesinde bulunduğunun altını çizen Yokuş, “Söz konusu taslak özellikle denetim sürecini köklü bir değişime zorlamaktadır. Gerekçeler oluşturulurken taraflardan biri olan ‘Yapı denetim kuruluşları hiç mi dinlenmedi acaba?’ diye düşünüyoruz. Yoksa yapı denetim firmalarının da zaten gerekçede belirtildiği gibi uzak mesafeli küçük işlerdeki geliri karşılamayacak derecede düşük bedeller için bir önerisi muhakkak olmuştur. Sahada yaşanan saldırıların sebebi yüzde 90 oranda yapı müteahhidince yapı denetim personeli tarafından tespit edilen aykırılığın düzeltilmek istenmemesinden kaynaklanmaktadır. Yoksa bizler, yapı sahibi ile yapı müteahhidini denetlemek üzere yaptığımız hizmet sözleşmelerini önceden oluşan bir husumet üzere reddetmiyoruz” ifadelerini kullandı.

“DÜZENLEME, TARAFSIZ DENETİMİ ORTADAN KALDIRMAKTA”

Yeni düzenlemenin, yapı denetim kuruluşlarını müteahhitlerin seçmesine olanak tanıyacağını söyleyen Yokuş kaygılarını şu şekilde özetledi:

* Düzenleme, yapı denetim kuruluşlarını müteahhitlerin seçmesine olanak tanıyarak tarafsız denetimi ortadan kaldırmaktadır.  Yapı denetim sisteminin, kamu güvenliğini temin etmeyi amaçlayan bir kamu hizmeti olduğunu unutmamalıyız.

* Bu düzenleme, denetim mekanizmasının bağımsızlığını yitirmesi, adaletli eşit iş dağılımı ve sektörde şeffaflık ilkesinin zedelenmesi anlamına gelmektedir.  Bakanlık 2018 yılında elektronik dağıtımı çıkaracağı zaman gerekçe olarak ‘Yapı denetim sektörünün en büyük sorunu olan yapı denetim kuruluşları ile yapı müteahhitleri arasındaki ticari bağın kesilerek yapı denetiminin daha etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi’ görüşünü savunurken, elektronik dağıtımın çıkma gerekçesini hiçe sayacak olan bu taslak, denetimsizliğin önünü açarak toplumsal can güvenliğimizi tehdit eder hale gelecektir.

* Şimdi ne oldu da sektörün en büyük sorunu olarak tabir edilen ve mevzuata aykırı bir şekilde kurulduğu düşünülen bu ticari bağ yeniden oluşturulmak isteniyor?” ifadelerini kullandı.

“YAPI DENETİM PERSONELİ ŞANTİYE ŞEFİ DEĞİL”

Taslaktaki yapı denetim firmalarına ve çalışanlarına uygulanacak cezalar hakkında da konuşan Başkan Yokuş; “Elbette işini doğru yapmayan her kurum, kuruluş kişi cezalandırılmalı. Yapı denetim firması kendi denetlediği bina dışında çevresinde yer alan bir yapının taşıyıcı sisteminin onarılamaz bir hasar görmesinden nasıl sorumlu tutulabilir? Yapı denetim personelinin bir şantiye şefi olmadığı, bitmiş imalatı kontrol etmekle görevli olduğu, yapım aşamasında oluşan hasar sırasında da bu gerekçe ile sahada olmayabileceği biliniyor iken, denetim firmasını belgesini iptal ettirmek, hapis cezası ile yargılamak ve teminatına el koymak derecesinde suçlu kılan şey nedir? Bu fiili işleyen, fiilin işlenmesi sırasında o mahalde olmak zorunda bulunan teknik kişiler veya kuruluşlara nasıl bir ceza verilecek? Bu kanun maddesini teklif edenler bize bir açıklama borçlular diye düşünüyoruz” diye konuştu.

“DERHAL DÜZELTİLMELİ”

Türkiye genelinde 2 bin 500, Denizli’de de 33 yapı denetim firmasının faaliyet gösterdiğine dikkat çeken Başkan Yokuş; “Bu firmalar, sadece güvenli yapılaşmayı sağlamakla kalmayıp, ekonomiye ve istihdama da önemli katkılar sunmaktadır. Böylesine önemli bir sektörün zayıflatılması, ekonomik ve sosyal açıdan telafisi zor sonuçlar doğuracaktır. Yapı denetim sisteminin kamu güvenliğini koruma misyonuna rağmen, böylesine bir düzenlemenin hayata geçirilmek istenmesi, kamu yararını hiçe sayan ve sektörü karmaşaya sürükleyen bir yaklaşımı göstermektedir. Bu çelişkili adımlar, yapı güvenliğinin sağlanmasında büyük riskler yaratacak ve denetimin tarafsızlığını tamamen ortadan kaldıracaktır. Çıkacak bu uygulama net bir şekilde müteahhidin lehine, vatandaşın aleyhine sonuçlar doğuracaktır. Her gün beşik gibi sallanan ülkemizde, Bakanlığın bu düzenlemeyi hayata geçirmesi, vatandaşın can güvenliğine verdiği önemi açıkça hiçe saydığını göstermektedir. Toplumsal güvenliği tehlikeye atan bu yaklaşım kabul edilemez ve derhal düzeltilmelidir” şeklinde konuştu.

“KENDİSİNİ DENETLEYECEK FİRMAYI TERCİH ETME HAKKI VERİLMEKTE”

Başkan Yokuş, şunları kaydetti: “2019 başından beri uygulanan e-dağıtım sistemi bu tasarı ile 500 metrekare altında tamamen kaldırılmakta, 500 metrekare üzerinde ise ikiden seçmeli hale getirilmektedir. Bu durum 2018 yılında e-dağıtıma geçmek üzere hükümet tarafından çıkarılan kanunun gerekçesine -yapı denetim kuruluşları ile yapı müteahhitleri arasındaki ticari bağın kesilmesi- tamamen aykırıdır. Yapı sahibine dolayısıyla yapı müteahhidine kendisini denetleyecek olan firmayı tercih etme hakkı verilmektedir. Bunun sonucunda da pazarlıklar ve tavizler doğrudan artacak ve sistem eskisinden daha kötü bir duruma gelecektir. Ülkemizin deprem kuşağında olduğu bilinmekte ve daha 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin yaraları taze iken, tabiri caizse denetim sisteminin temeline bomba koymak tamamen akla ve vicdana aykırıdır. Güneş ve rüzgar enerji santralleri yapı denetiminden çıkarılmaktadır. Güneş ve rüzgar enerji santralleri afet anında sağlam kalıp, enerji arzının etkilenmemesi gereken önemli binalar iken bunların basit yapı, teşvik ve işin hızlandırılması olarak kılıflara büründürülerek sunulması büyük bir aldatmacadır. Yapı denetim ücretinde baz alınan oranların 1,25, 1,50, 1,75 ve 3,50 gibi kanunda belirlenmesi eşit işe eşit ücret ilkesine de temelden aykırıdır.”

“YAPI DENETİM FİRMALARI İNŞAATIN BEKÇİSİ DEĞİL”

Sanayi yapılarına yapı denetim firmaları üzerinden teşvik verileceğini söyleyen Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği Denizli Şube Başkanı Adem Yoku şu ifadeleri kullandı:

* Bu durum denetim kalitesini açıkça düşürecektir. Eğer teşvik verilecek ise bunu devletin yapması gerekmektedir.  İdari para cezalarının en az 50 bin TL olarak düzenlemesi, hükümetin içinde bulunduğu maddi kriz için yapı denetim sektöründen de kaynak yaratma çabasının bir sonucudur.

* Görevini yapmayarak can ve mal güvenliğini tehlikeye atan firmalara aykırılığın tespiti halinde ceza verilmesi gereklidir.

* Fakat kanunda men cezaları arasında her hangi bir ayrım olmadığı için bazı aykırılıklar için verilen ceza hafif kalırken bazı aykırılıklar için ise verilen ceza çok ağırdır. Ayrıca yan parselde meydana gelebilecek hasarlar için yapı denetim firmalarının sorumlu tutulması çok yanlıştır.

* Yapı denetim firmaları inşaatın bekçisi değildir. Buradaki sorumluluk yapı müteahhidine verilmelidir. * Çalışan personel için ise 10 yıl içerisinde 3 defa idari yaptırım uygulanmasına sebep olan ve kısmen küçük kusurlar için personelin 3 yıl boyunca yapı denetim firmasında çalışması engellenmektedir.

* Adli düzenlemelerde bile 5 yıl içerisinde sicil temizlenirken burada 10 yıl gibi bir sürenin baz alınması başta Anayasa’ya aykırıdır. Yasada 2 tip idari yaptırım bulunmaktadır. Bunlar idari para cezası ve yeni iş almaktan men cezasıdır.

* Teklifte aynı yıl içerisinde birden fazla yeni iş almaktan men cezası uygulanırsa ilave olarak para cezası da verileceği öngörülmektedir. Bu da ‘Bir suçun bir cezası olur’ normuna açıkça aykırıdır. Tasarının tamamı incelendiğinde müteahhitler dışında hiçbir kişi veya kuruluşun lehine bir düzenleme bulunmamaktadır.