TÜRK KADINI BUGÜN SEÇME VE SEÇİLME HAKKINI ALDI
5 Aralık 1934 günü Atatürk bir kez daha tüm dünyaya örnek olacak bir uygulamaya öncülük etti. 4 yıl öncesinden başlayan bir dizi yasa değişikliği ile kadınlara önce belediye seçimlerine katılma, köylerde muhtar olma hakları tanındı. 5 Aralık’ta ise Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklik ile seçme ve seçilme hakkı tanındı.
Bugün, Atatürk Devrimleri’nin en önemlilerinden biri olan kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasının yıl dönümü. Türk kadını, bu hakka pek çok ülkeden önce sahip oldu.
5 Aralık 1934’te Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle Türk kadınları, seçme ve seçilme hakkına kavuştu. Kadınların siyasi hayata katılımı, Atatürk Devrimleri’nin toplumsal yaşamda yarattığı en önemli adımlardan biri olarak tarihe geçti.
1930 yılından itibaren çıkarılan yasalarla önce belediye seçimlerine katılma, ardından köylerde muhtar olma ve ihtiyar meclislerine seçilme hakları elde eden kadınlar, 1934 yılında yapılan yasal düzenleme ile milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuştu.
KADINLARIN İLK BELEDİYE SEÇİMİ DENEYİMİ
Kadınlar, siyasi haklarını ilk kez 1930 yılındaki belediye seçimlerinde kullandı. 3 Nisan 1930’da kabul edilen Belediye Kanunu ile kadınlar belediye seçimlerinde hem seçme hem de aday olma hakkına sahip oldu.
Bu dönemde önemli bir başarıya imza atan Gül Esin, Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Demirdere köyünde yaklaşık 500 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın muhtarı unvanını kazandı.
MİLLETVEKİLİ SEÇME VE SEÇİLME HAKKINA UZANAN YOL
Türk kadınlarının milletvekili olma isteği 1923 yılında başladı. Nezihe Muhiddin önderliğinde Kadınlar Halk Fırkası’nın kurulması planlanmış, ancak o dönemdeki yasal engeller nedeniyle bu girişim, Türk Kadınlar Birliği adlı bir derneğe dönüşmek zorunda kaldı.
1924 Anayasası hazırlanırken kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkı gündeme gelse de bu hakların sadece erkeklere tanınması kararlaştırıldı. Ancak 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin sunduğu yasa önerisi ile Anayasa ve Seçim Kanunu’nda değişiklik yapılması sağlandı.
5 Aralık 1934’te TBMM’de yapılan oylamada, değişiklik önerisi 258 milletvekilinin oy birliği ile kabul edildi. Böylece kadınlar 22 yaşında seçme ve 30 yaşında seçilme hakkı kazandı.
Türkiye, bu hakkı kadınlara birçok Avrupa ülkesinden önce tanıdı. Kadınlar, Fransa’dan 11 yıl, İtalya’dan 12 yıl, Belçika’dan 14 yıl ve İsviçre’den 36 yıl önce bu haklara sahip oldu. Bu ilerici adım, Türk kadınının siyasi hayatta aktif rol almasının önünü açtı.
DBB BAŞKANI BÜLENT NURİ ÇAVUŞOĞLU:
“Kadınlarımızın hayatın her alanında daha fazla yer alması, sadece onların değil toplumumuzun da güçlenmesi demektir. Kadınların eşit temsil edildiği demokratik, laik bir Türkiye’yi yeniden inşa etmekte kararlıyız.Kadınlarımızın hak ettiği değeri gördüğü, eşit ve adil bir dünya dileğiyle, Dünya Kadın Hakları Günü’nü kutluyor, Türk kadınının siyasette yer almasının yolunu açan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı, minnet ve şükranla anıyorum.”
AK PARTİ DENİZLİ MİLLETVEKİLİ NİLGÜN ÖK:
“Yeni Türkiye Yüzyılı’nda da Türk kadınının siyasetteki gücünü artırmaya yönelik çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Kadınların her alanda hak ettikleri yerde olması, sadece onların değil milletimizin de geleceğinin teminatıdır.
Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazandığı bu anlamlı günün 90. yılını kutluyor, bu mücadelede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum”
MERKEZEFENDİ BELEDİYE BAŞKANI ŞENİZ DOĞAN:
“Ülkemiz, kadınlara bu hakkı birçok Avrupa ülkesinden önce tanıyarak kadınların toplumsal hayatta aktif rol almasını teşvik eden öncü bir ülkedir. Bundan tam 90 yıl önce, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, Türk kadınları eşitlik mücadelesinde dünyaya örnek olan bir kazanım elde etti. Kadınlarımız, seçme ve seçilme hakkına kavuşarak siyasi hayatta söz sahibi olma hakkını kazandı. Bu hak, yalnızca bir yasal düzenleme değil; aynı zamanda eşitlik, özgürlük ve demokrasi yolunda atılan tarihi bir adımdır.Kadınların eğitimde, iş hayatında, siyasette ve sosyal hayatta daha fazla yer almasını sağlamak, bizim geleceğe bırakacağımız en büyük miras olacaktır.Bizler, kadınlarımızın hayatın her alanında güçlü bir şekilde var olmaları için çalışıyoruz. Bu tarihi günde, geçmişte bu haklar için mücadele eden tüm kadınlarımızı saygıyla anıyor, onlara minnetlerimi sunuyorum. Kadınlarımızın eşit ve onurlu bir yaşam sürmesi için mücadelemizi sürdüreceğimizin sözünü veriyorum. Bu duygu ve düşüncelerle, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü’nü ve Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı’nın tanınmasının 90. yıl dönümünü en içten dileklerimle kutluyor, eşit, özgür ve güçlü bir gelecek temenni ediyorum”