OTİZMLİ ÖĞRENCİ VE VELİSİNE BÜYÜK AYIP

Denizli’de Çamlık Özel Eğitim İlkokulu 6’nsı sınıf öğrencisi olan 13 yaşındaki A.K.’nin annesi Aslı Tokmak, kızının okulda kullandığı tuvaletin kapısının idare tarafından kilitlendiğini iddia etti. Milli Eğitim Bakanlığı ve Denizli Valiliği’ne seslenen Tokmak, “Bizim çocuklarımızın dilinden anlayan insanların bizimle beraber olması ve bu yolda yürümesi daha faydalı olacaktır” dedi.

Çamlık Özel Eğitim İlkokulu 6’nsı sınıf öğrencisi A.K.’nin annesi Aslı Tokmak, okulda yaşadığı sıkıntıları anlattı.

Kızının otizmli olduğunu belirten Tokmak, “Kızım 13 yaşında. Kaynaştırma öğrencisiydik ama akran zorbalığından bize uygun olan okula naklimizi aldırdık. Bu okulda bizim 4’üncü yılımız. Kızım otizmli olduğu için dışarıda tuvalet yapamıyordu. Çünkü otizm, takıntıları olan bir rahatsızlıktır. Uzun uğraşlar sonucunda kızım tuvalet sorununa alıştı. Bayan öğretmenler tuvaletinin son kabinini kullanır, son lavaboda da elini yıkar. Üçüncü yılın sonunda bir bayan öğretmen tarafından uyarı aldık. ‘Burası öğretmenler tuvaleti’ dedi. Ben de ‘Biliyorum’ dedim. Aramızda başka da iletişim geçmedi. Ardından biz müdür yardımcısına şikayet edildik. Müdür yardımcısına gidip; kızımın otizmli ve takıntıları olduğunu söyledim. Kızımın skolyoz ve kifozdan ameliyat olmuş bir çocuk olduğunu ve fiziksel olarak da o tuvaletin ona uygun olduğunu anlattım” ifadelerini kullandı.

“BENİ ÖN YARGILI DİNLEDİLER”

Sorun hakkında okul müdürüne yönlendirildiğini belirten Tokmak, “Müdür beye de aynı şekilde anlattım. ‘Hocam, kızımın takıntısı var, o tuvaleti kullanıyor. Bugüne kadar hiçbir problem olmamıştı’ diye anlattım. Müdür bey beni ön yargılı dinledi. Tuvalet konusunda farkındalıkları yok. Erkek öğrenciler de kız öğrenci tuvaletine giriyor. Bayan veli tuvaletinde erkek öğrenci de görebiliyoruz. Ben daha yeni bir erkek öğrencinin mahremine maruz kaldım. Bu durumdan çok rahatsız oldum.  Benim kızım da bunu görebilir. Geçmiş yıllarda okulda istenmeyen olaylar söz konusu oldu. Aynı şey kızımın başına ya da başka bir öğrencinin gelirse bu durumdan personel mi, nöbetçi öğretmen mi, yoksa okul amiri olarak kendisinin mi sorumlu olacağını sordum. Garip bir tavır sergiledi. Bana; ‘Niye biz sorumlu olalım hanımefendi? Çocuk yanlışlıkla girmiş der geçeriz’ dedi. Ben de müdür beye mahrem ve ahlaki anlayışımızın aynı olmadığını söyleyerek odasından kalktım” şeklinde ifade etti.

“TUVALET KİLİTLENDİ”

Yaşanan olayların ardından okul müdür tarafından tuvaletin kilitlendiğini savunan Tokmak, “Bu olayların ardından müdür bey, kızımın kullandığı tuvaletin kapısını kilitletmiş. Bu çocuk nereye tuvalete gidecek? Tutacak mı? Okula mı gelmeyecek? Bu arada da öğretmenlerle aramızda bir atışma oldu. Bir öğretmen tarafından okuldan kovuldum. Okul kapısı kilitlenince ben kızımı okula getirmedim. Çünkü çocuk çişini nereye yapacak? Akşama kadar tutacak mı? Daha sonra ben okula bir yazı verdim. Kızıma ve bana uygulanan baskıdan dolayı okula gelemeyeceğimizi belirttim. Her yere de kendimi şikayet ettim. ‘Bakınız ben bir suç işliyorum. Ben bir çocuğun eğitim-öğretim hakkını elinden alıyorum. Lütfen birileri bana sorsun’ diye yazdım. Bir inceleme başlatıldı” diye konuştu.

“OKULDA GÖREVLİ ÖĞRETMEN KASITLI OLARAK BANA ÇARPTI”

Okulda görevli bir öğretmenin kedisine bilerek çarptığını ileri süren Tokmak; “Yine bu süreçte gruptaki öğretmenler tarafından merdivenden inerken kasıtlı olarak yüzüme bakıp bana çarptı. Ben de müdür yardımcısının yanına gittim. ‘Öğretmeniniz bana kasıtlı olarak çarptı. Eğer ben kötü niyetli bir insan olsaydım. Bana taciz etti de diyebilirdim. Lütfen öğretmenimizi çağırın, biz bir konuşalım bu konu hallolsun’ dedim. Hocamız da ‘Bu sizin kişisel meseleniz. Biz karışamayız’ dedi. ‘Ben öğretmenimizin ayağına çelme takıp düşürsem siz yine kişisel mesele mi diyeceksiniz’ dedim. Sonra okulda acil bir toplantı düzenlendi. ‘Aynı gün içerisinde okulda bir toplantı düzenlendiğini gördünüz mü?’ diye herkese sordum. Bu toplantıda da itibarımı zedelemek adına yapmış olduğu bir toplantıydı. Benim adımı öğretmene iftira atan bir insan olarak çıkartıp, orada birkaç velinin de orada olmamasına rağmen öğretmene şahitlik etmesi ve benim adımın zedelenmesi adına bir toplantı oldu. Bununla ilgili şahitlerim de var” ifadelerini kullandı.

“PSİKOLOJİK BASKIYA MARUZ KALDIK”

Yaşanan olayların ardından kızını okuldan aldığını ifade eden Tokmak, şunları kaydetti: “Kızımı okuldan aldım. Başka bir okula naklini yaptırdım. Gerçekten çok yorulmuştum. Orada da kızımın bulunduğu şube olmadığı için olmadı. Soruşturma başlatılmıştı. Yeniden okula kızımın naklini istettik. Devam ettik ama bu süreçte bir yine psikolojik baskıya maruz kaldık. Kızımı okuldan almayı, insanlardan uzaklaştırmayı, kızımı evde kendim eğitmeyi çok düşündüm. Bunun da sosyalleşme açısından kızıma zararı olacağını da düşündüm. Devletin bu okulu kızım ve kızım gibi bireyler için yaptığını, bize ait olduğunu düşünüyorum. O yüzden kızımın hakkının yenmesini istemiyorum. Bizden, bizim dilimiz ve duygularımızdan anlayan insanlarla yürümenin daha kolay olabileceğini düşünüyorum”

“ÇARESİZ BIRAKILMIŞ BİR ANNEYİM”

Son olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun’a seslenen Tokmak; “Ben Valimiz, Milli Eğitim Bakanımıza sesleniyorum. Engelli çocuğa sahip bir anneyim. Ben çocuğumla mı ilgilenmeliyim? Enerjimi çocuğuma mı harcamalıyım, yoksa kızıma yapılan fiziksel istismar ve psikolojik şiddetle mi uğraşmalıyım? Ben enerjimi nereye harcamalıyım? Bizim çocuklarımız özel gereksinimli çocuklardır. Gerçekten bizim çocuklarımızın dilinden anlayan insanların bizimle beraber olması ve bu yolda yürümesi bizim için daha faydalı olacaktır. Bu kadar çaresiz bırakılmış bir anneyim” dedi.