AİLE HEKİMLİĞİ SİSTEMİ İFLAS EDİYOR

1 Kasım’da yürürlüğe giren yönetmeliğe karşı aile hekimlerinin eylemi sürüyor. Denizli Sağlık Platformu, aile hekimliği sisteminin iflas ettiğini savundu.

Bazı oda, sendika ve derneklerin oluşturduğu Denizli Sağlık Platformu, aile hekimlerinin bugün başlattıkları iş bırakma eylemine ilişkin değerlendirme yaptı.

Denizli Gazeteciler Cemiyeti’ndeki toplantıda 10 Ocak’a kadar iş bırakacak aile hekimlerinin durumu anlatıldı, yaşanan sorunlar ve taleplere ilişkin görüşler aktarıldı. Platform adına açıklamayı Denizli Tabip Odası Başkanı Fazıl Necdet Ardıç yaptı.

SİSTEM İFLAS NOKTASINDA

Ardıç; daha yılın ilk ayında aile hekimliği merkezlerinin iflas ettirildiğini belirterek, "Yeni gelişmelerle birlikte, bütçenin açıklanmasıyla birlikte aile hekimliğinde ulaşan kriz, artık aile hekimliğini iflas noktasına getirdi. Sadece özlük hakları, aile sisteminin işleyişi, reçete yazamama olayından çıktı, artık aile hekimliğini sürdürülemez hale getirdi" diye konuştu.

Yönetmeliğin sağlık bakanının inisiyatifi ile yürürlüğe girdiğini, yönetmelik karşıtı tepkilerini iş bırakma eylemleri ile gösterdiklerini belirten Ardıç; "Yönetmeliğin vereceği zarar o kadar belirgindi ki, Aile hekimlerinin sözleşme imzalamayacağından korkan bakanlık sistem üzerinde oynayarak aralık ayında kendi koyduğu kuralları uygulamamıştır. Fakat hukuki durum sürdürülemez düzeydedir. Sağlık çalışanlarına 3-5 kuruş fazla ödeme yaparak bizleri ve toplumu kandırabileceklerini sanmaktadırlar. Sorun, sadece sağlık çalışanlarının hakkettikleri ücretti alması değildir. Aile Hekimliği sistemi tamamen iflas etmek üzeredir. Geçim kaygısına düşen geniş kesimlerin Aile Hekimliği Sistemi'ndeki sorunlarla nasıl olsa ilgilenmeyeceği düşünerek sorunlar halının altına süpürülmektedir” ifadelerini kullandı.

YÜZDE 11 ARTIŞ YAPILDI

Türkiye'de Aile Hekimliği sisteminin masraflar için devletin cari ödenek verdiği bir tür yarı özel taşeron sistem olduğunu dile getiren Ardıç şu ifadeleri kullandı:

* Devlet sözleşme imzalayan hekime, çalışacağı yeri bulması, harcamalarını kendi yapması, yanında çalıştıracağı kişileri işe alması yani Aile Hekimliği Merkezini kurup yönetmesi yükümlülüğünü verir.
* Harcamaları içinde belli kriterlere göre aylık bir cari ödenek tahsis eder. Enflasyonun yüzde 63 olduğu 2023 yılında, 2024 için bu ödeneğe memur maaşları ile birlikte ikiye bölünerek yaklaşık yüzde 26 artış uygulanmıştı.
* Yalan enflasyonun bile yüzde 44 olduğu 2024'ten 2025'e girerken asgari ücretin yüzde 30, doğalgazın yüzde 34, elektriğin yüzde 38 arttığı, kira artışlarının ne olacağı bilinmediği, birçok mülk sahibinin yüzde 100 artış istediği bir ortamda kendi bütçesinde yeniden değerleme oranını bile yüzde 43 yapan devletimiz bu cari ödeneği ne kadar arttırmıştır biliyor musunuz? Tam yüzde 11.

* Doğru dürüst maaş ödeyemediği için sağlık çalışanlarını fakirleştirmesinden bahsetmiyoruz, daha beteri kendi görevi olan temel sağlık hizmetlerinin sürdürülmesi için gerekli kaynağı ayırmayarak buraların kapanmasının yolunu açmasını söylüyoruz.

SAĞLIK SİSTEMİ SORUNLU

Sağlık sistemini yönetenleri eleştiren Ardıç, "Ne bekliyorlar merkezlerin masraflarını çalışanlar kendi ceplerinden mi ödesinler ya da şehrin dışına daha ucuz bölgelere mi taşınsınlar, doğalgaz elektrik, su harcamasınlar, temizlik personeli çalıştırmasınlar, bakım onarım yapmasınlar mı? Aile hekimleri için çıkarılan yönetmelik sağlık sisteminin yapısal sorunlarını Aile Hekimlerinin sırtına yükleyerek Aile Hekimliği sistemini bir çıkmaza sürüklemeye adaydır demiştik, bütçe ile ortaya çıkan cari ödenek krizi bir anda aile hekimliği sistemini iflas noktasına taşımıştır. Bu davranış şekli sadece aile hekimliği için geçerli değildir. Devlet hastanelerinde, üniversitelerde sorunlar dağ gibi yığılmıştır. Sağlık Bakanlığı için hastalar sadece doktorun yüzünü görüp reçetesini alsın yeterlidir. Sistem aksıyormuş, hastalarla doktorlar arasında güven ilişkisi kurulamıyormuş, kaliteli sağlık hizmeti verilemiyormuş, kişilerin cebinden yaptığı sağlık harcamaları yükseliyormuş, şiddet artıyormuş umurunda değildir" görüşüne yer verdi.

Ardıç, aile hekimlerinin kendi nüfuslarıyla iletişimlerinin çok iyi olduğunu belirterek, iş bırakma eylemi nedeniyle herhangi bir mağduriyetin söz konusu olmadığını, bilinçli bir şekilde gerçekleştirilen bu eylemlerle bakanlığı diyaloga zorladıklarını kaydetti.

Açıklamayı yapan Denizli Sağlık Platformu’nu Denizli Tabip Odası, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Denizli Aile Hekimleri Derneği (DAHED), Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği Denizli Şubesi (TAHUD), Hekim Birliği Sendikası Denizli Şubesi, Genel Sağlık İş Sendikası, SES-Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Denizli Şubesi (SES), Türk Sağlık Sen, Birlik ve Dayanışma Sendikası, Denizli Diş Hekimleri Odası ve Denizli Eczacı Odası oluşturuyor.