“BAHANE ÜRETMEYİN, ÇÖZÜM ÜRETİN”
Türk Diyanet Vakıf Sen (TDVS) Denizli Şube Başkanı Mehmet Çoban, sözleşmelilere derhal kadro verilmesini istedi.
TDVS’nin her şartta emeği savunduğunu kaydeden Çoban, “İnsan; kulağıyla duymalı, gözleriyle görmeli, beyniyle algılamalı ve tüm bunları kalbiyle onaylayıp her şartta emeği savunmalıdır. Körü körüne bir şeyi savunacağım diye komik duruma düşmemeli, sıkıntılı anlar yaşayıp acizliğin pençesine savrulmamalı ve kendi kendini zor durumda da bırakmamalıdır. Diğer taraftan savunduğu doğruları yaşantısıyla doğrudan gösterebilmeli, harfiyen uygulamalıdır. Kurumumuzda görev yapan onurlu ve saygın sözleşmeli personel meslektaşlarımızın kimisi 3+1 tabi kimisi tabi değildir. Her yıl git gel yaparak sözleşme imzalamak zorunda kalıyor, kimileri de ferdi olarak idare mahkemelerinde hak aramakta, buda onlar için bir külfet ve eziyet olmaktadır. Omurgalı ve ilkeli sendikacılık anlayışımız gereği gerek kurum nezdinde, gerekse TBMM'de yaptığımız ve takipçisi olduğumuz hak arama çerçevesinde tüm sözleşmeli meslektaşlarımıza kadro verilmesini talep ediyoruz, konunun takipçisiyiz. Meslektaşlarımızın her yıl sözleşme imzalamaması, idare mahkemelerinde eziyet ve külfete dönüşen sıkıntılarının TBMM'de yapılacak kanuni bir düzenlemeyle çözülmesini istiyoruz. Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak inandığımız değerlerin mücadelesini yapmaya devam edeceğiz. BİZ Sözleşmelilerin kadro işinin çözülmesi için 80 bin üye yetmez 100 bin üye olursa çözeriz gibi havadan sudan basit sözlerle, ifadelerle sözleşmeli meslektaşlarımızın duygularıyla, kendileriyle alay etmeyiz. Bu tür ifadeler boştur. Bu tür ifadeler yetkili sendikanın sözleşmeliler dahil tüm meslektaşlarımıza hangi gözle baktığını, dertlerinin meslektaşlarımızın sıkıntı ve sorunları olmadığının açık bir ifadesidir. Ne demiş atalarımız Oynamasını bilmeyen yerimde yenimde dar demezmiş. Sendikacılık mücadele ister, duruş ister,omurga ister.
Sözleşmeli çalışanların tamamına kadro verilmesi gerektiğini ifade eden Çoban, “Eğer sendikanın tek derdi üye devşirmek, kasasının dolmasını istemekse başarısızlığın çok açık bir göstergesidir. Gayeniz hak aramak olmalı. Yetkili sendika sözleşmeli personel dahil tüm meslektaşlarımızın duygularıyla artık oynamamalı, onları oyalamamalıdır. Güneş balçıkla sıvanmaz. Türk Diyanet Vakıf-Sen olarak bizim gayemiz sadece duygu sömürüsü yapmak, üye devşirmek değildir. Meslektaşlarımızın dertleriyle dertlenmek, onların sıkıntı ve sorunlarıyla hem hal olup onları çözmek, bu uğurda adam gibi mücadele etmektir. Elbette bu kararlı mücadelemizle meslektaşlarımızın da hür ve özgür iradeleriyle bize destek vermelerini, gücümüze güç katmalarını arzu ediyoruz. Hal böyleyken, her şey ortada iken zaten kimin sendikacılık yaptığı, kimin duygu sömürüsü yaptığı, ipe un serdiği besbellidir. Bu farkı gözetmek de değerli meslektaşlarımıza düşüyor. Türk Diyanet Vakıf-Sen de ipe un sermez, duygu sömürüsü yapmaz, kasasını düşünmez. Türk Diyanet Vakıf-Sen Diyanet ve Vakıf hizmetleri kolunda görev yapan tüm personelin hak ve hukukunu korumak için mücadele eder. Meslektaşlarımızın itibarı, gururu ve onuru Onurumuzdur. Sonuna kadar hak aramaya, bahane ve mazeret üretmeden sendikacılık yapmaya devam edeceğiz. Bize güvenin, bize güç katın BİZ sizi asla mahçup etmeyiz, etmeyeceğiz” diye konuştu.
MESUT GÜLER