Cahit Özkan: Gerilim Siyaseti ile Adalet Temin Edilemez

AK Parti MKYK üyesi ve Denizli Milletvekili Av. Cahit Özkan, sözde ‘Adalet Yürüyüşü’ başlatan CHP’yi eleştirdi. Sürecin provokatörler tarafından manipüle edilebileceğini söyleyen Özkan, "Gerilim siyaseti ile adalet temin edilemez." dedi.

  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun MİT TIR’ları davasında 25 yıl ceza alıp tutuklanmasının ardından Ankara Güvenpark'tan İstanbul Maltepe Cezaevine dün sabah yürüyüş başlatmıştı.

Katıldığı bir televizyon programında bu yürüyüşü değerlendiren Cahit Özkan, şöyle konuştu; "Konuştuğumuz mesele bir yargı kararıdır. Bağımsız, tarafsız bir mahkemenin Enis Berberoğlu hakkında vermiş olduğu karara ilişkin ana muhalefet partisinin vermiş olduğu siyasi reaksiyonu konuşuyoruz. Yargıda karara bağlanan bir meselenin itirazını, siyasi alanda bir arayışa dönüştürmek kabul edilemez. Bakınız Nasreddin Hoca'nın bir fıkrası vardır. Nasrettin hoca karanlık bir yerde yüzüğünü kaybeder, çıkar aydınlık bir yerde yüzüğünü aramaya başlar. Görenler 'Hocam yüzüğünü içeride kaybettin, neden dışarıda arıyorsun?' deyince Hoca; 'Ben de biliyorum içeride kaybettiğimi de içerisi karanlık olduğundan dışarıda arıyorum.' diye cevap verir. CHP'nin yürüyüş kararı da aynen böyle bir durumdur. Mesele bir yargı kararıdır. Bu durumda kararın itirazı da sokak eylemlerinde değil, mahkemelerde aranmalıdır."

CHP'nin Enis Berberoğlu hakkında iddia edilen casusluk faaliyetleri ve eylemleri yaptığını kabul ettiğini, ancak bunların suç olmadığını, olmaması gerektiğini ifade ettiğini belirten Özkan, "Bütün dünya anayasalarında yer aldığı gibi bizim Anayasamızın 28. maddesinde de 'Basın hürdür sansür edilemez.' maddesi yer alıyor. Ancak devletin gizli belgelerini ifşa etmek, devletin güvenliği aleyhine suç işlemek, gizli belgeleri ifşa etmek, bütün dünya anayasalarında olduğu gibi bizim anayasamızda da basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez ve suçtur. Eğer yargının kararlarıyla ilgili itirazınız varsa bunun adresi mahkemelerdir. Bağımsız yargıdır. Bugün ana muhalefet partisi Ankara'dan İstanbul'a yürüyor. Ne olacak? Eğer bu yürüyüş neticesinde mahkemedeki hakim, bu kalabalığın galeyanına bakarak tahliye kararı verirse, yarın ceza evlerinde büyük isyanlar görürsek, bütün hükümlüleri tahliye mi etmemiz gerekiyor? Eğer insanlar bir suç işleyip sonrasında sokaklara inerek terörü veya şiddeti bir yöntem olarak kullanmak suretiyle hak arama mücadelesine girerlerse, ne yapacağız? Herkesi serbest mi bırakacağız? Türkiye'yi bir kaos ortamına mı sokacağız? Elbette bunun kabulü mümkün değil. Bir hukukçu olarak söylüyorum. Bu yol, yol değildir." dedi.

Sürecin provokatörler tarafından manipüle edilebileceğinden endişe duyduğunu belirten Özkan; Tarihimizde bu tür süreçlerin ülkeyi kaosa, kavgaya ve iç taşımaya sürüklediği bir vakıadır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti demokratik bir hukuk devletidir. Kurum ve kurallarıyla, anayasada ve yasalarda belirtilen usuller çerçevesinde işler, çalışır. Bu işleyişe uygun olmayan bu yürüyüşü kabul etmiyoruz. Bunun mutlaka milletimiz nezdinde de bir karşılığı olacaktır. Gerilim siyaseti ile adalet temin edilemez." diyen Özkan, Kılıçdaroğlu’nu hukukun ve anayasanın sınırları içerisinde sağduyulu hareket etmeyedavet etti.