Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı, 56 asker hakkındaki beraat kararına itiraz etti
DENİZLİ 2. Ağır Ceza Mahkemesi, FETÖ/PDY davasında yargılanan 11. Komando Tugayı eski komutanı tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır ile eski 5 subaya müebbet hapis cezaları verdi.
Aynı davada yargılanan rütbeli askerlerin de aralarında bulunduğu 56 sanık ise beraat etti. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi'ne temyiz başvurusunda bulunan Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı, beraat eden askerlerin silahları olmasına rağmen darbecileri engelleme eyleminde bulunmamalarının bu suçu işlediklerini gösterdiğini öne sürerek, beraat kararlarının bozulması talep edildi.
FETÖ/PDY darbe girişimine yönelik soruşturma kapsamında Denizli 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan, aralarında 11. Komando Tugayı eski komutanı tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır'ın da bulunduğu rütbeli 6 eski askere, geçen 9 Ocak'ta, müebbet hapis cezası verildi, 56 kişi ise beraat etti. Karar temyiz için Antalya Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderildi. Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı da beraat eden 56 sanık hakkındaki beraat kararının bozulmasını istedi. Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yaptığı başvuruda, sanıkların, kışladan çıkmadan önce, yolda ve havaalanında yurt çapında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya yönelik planlı darbe girişiminden, basın ve sosyal medya vasıtasıyla haberdar oldukları belirtildi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin asli görevinin Anayasayı korumak, kollamak olduğu vurgulanarak, yasalar ile bu yönde görev tevdi edilen bu kurum içerisinde yer alan sanıkların, mevcut durumu sonlandırmak adına aktif bir direniş sergilemeksizin baştan itibaren darbe teşebbüsüne ilişkin iradeye sahip olup, bu iradenin gereği olarak harekete geçtikleri ileri sürüldü. Başsavcılığın itirazında, "Belirtilen noktada bekleme eylemlerinin mahkemece darbe girişimine dair hiçbir eylemde bulunmadıkları biçiminde yorumlanması, suçun yasalarda tanımlanmış ve açıklanmış gerçekliğinden uzak olup, hukuki değildir" denildi.
"SİLAH KULLANARAK DARBECİLERİ ENGELLEMEDİLER"
Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın temyiz başvurusunda, "Şüphelilerin tamamının darbe teşebbüsünden haberlerinin olduğu, buna rağmen askeri intikalin yapıldığı, olaydan haberdar olduktan sonra bu eylemin sonlandırılması hususunda gerek yasalardan ve anayasadan kaynaklı silah kullanma yetkisine sahip eğitimli bir birliğin ve bu birlik içerisinde yer alan subayların, bu süreci sonlandırmak adına herhangi bir eylemde bulunmayışları, kanunsuz emir veren birlik komutanını veya üstlerini kanundaki silah kullanma yetkilerine dayanarak, gerekirse silahla engelleme şeklinde herhangi bir eylemde bulunmamaları, atılı suçun maddi ve manevi unsurunu oluşturmuştur" ifadeleri yer aldı. Başvurunun devamında Ömer Halisdemir örneği verilerek şu ifadeler yer aldı:
ÖMER HALİSDEMİR ÖRNEĞİ VERİLDİ
"Hizmete ilişkin olmayan bir emri alıp konusu suç teşkil ettiğini bildiği halde bu emri gecenin ilerleyen vakitlerinde darbe girişiminin olumsuz neticeleneceği yönündeki haberlerden dolayı beklemede kalıp, yerine getirilmediğinden bahisle beraat hükmüne varılması hukuka ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Bu kişilerin üstü tarafından kendisine verilen ve konusu suç teşkil ettiğini bildiği bir emri beklemede kalarak yerine getirmemenin ötesinde, mevcut fiili durumu engellemek adına elinde yetki ve imkanlar olduğu halde karşı koymadığı, bu durumu engellemediği, bastırmadığı için ilk baştan itibaren eylemin kanunsuz olduğunu bildiği halde intikale devam ederek Çardak Havaalanı'na geldikten sonra ulusal basından ve diğer haberlerden darbenin başarısızlığa doğru gittiğini öğrenmeleri üzerine sadece hareketsiz kalarak da darbe teşebbüsüne hizmet ettiği aşikardır. Türkiye Cumhuriyeti'nde gerçekleştirilmeye çalışılan darbeye ilişkin olarak somut olaylarda vurgulandığı şekilde bu eylemlerde şehit olan Ömer Halisdemir'in darbecilere yönelik olarak sessiz kalmayıp, emri uygulamamanın ötesinde bu emri verenlere yönelik aldığı eğitim ve silah kullanma yetisini kullanarak darbecileri etkisiz hale getirmek biçimindeki eylemi sabit iken, belirli bir aşamaya kadar getirilmiş eylemin gece yarısından sonra Cumhurbaşkanının halka hitabı ile halkın sokaklara ve meydana inmesinden, Akıncı Üssü'nün vurulmasından ve uçakların kalkamaz hale getirilmesinden sonra eylemsiz kalmak şeklindeki fiilin sanıklar yönünden darbeye iştirak etmemek olarak yorumlanması ve bu yönde bir kısım sanıklar yönüyle beraat hükmünün kurulması oluşa uygun olmayıp, bu kişilerin eylemlerinin de mahkum olan sanıklar gibi cezalandırılmaya konu edilmesi gerekir."
Başvuruda müebbet hapis cezalarının onanması, beraat kararlarının ise bozulması istendi.
DHA