DENİZLİ’DE 12 MADEN SAHASI İHALEYE ÇIKIYOR

Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Ağustos-Eylül aylarında ihale edilecek maden sahası listesini yayımladı. Denizli’den de 12 saha ihaleye çıkıyor!

Büyük Menderes İnisiyatifi Dönem Sözcüsü Mustafa Çallıca ve Denizli Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Üyesi Av. Ozan Orpak maden sahası ihalelerindeki rekor artışı değerlendirdi. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, Ağustos-Eylül aylarında arama ve işletme için ihale edilecek maden sahası listesini yayımladı. 140. grupta ihale edilecek çoğunluğu 4. grup madenler için yayımlanan ihale listesinde Türkiye genelinde 766 maden sahası bulunuyor. Bunların dışında tesis şartlı, başka maden grubunda bulunan ya da yüzey alanı daha küçük sahalar da var. Sivas 73, Kahramanmaraş 56, Eskişehir 39 saha ile ihaleye çıkacak sahalar listesinde ilk sıralarda yer alırken Denizli’de de 12 maden sahası ihaleye açılacak. İhale tarihleri ise 24 Ağustos ile 28 Eylül arası olarak belirlendi. 2019 Nisan ayında 4. grup madende 417 saha ihaleye açılmıştı. İhale sayısındaki bu rekor artışı Büyük Menderes İnisiyatifi Dönem Sözcüsü Mustafa Çallıca ve Denizli Barosu Kent ve Çevre Komisyonu üyesi Av. H. Ozan Orpak, yapılan işlemlerin evrensel hukuka uygun olmadığını söyledi. 

“YAPILAN İŞLEMLER EVRENSEL HUKUKA UYGUN DEĞİL”

Denizli Barosu Kent ve Çevre Komisyonu üyesi Av. Hasan Ozan Orpak, Türkiye’de madencilik faaliyetlerinin kanunlara uygun yapılıyormuş gibi gösterilse dahi, madencilik faaliyeti lehine olan şekli hükümlerin içine sığdırılmaya çalışılan hukuka ve yasaya aykırı faaliyetlerin yürürlükteki birçok mevzuatla çatışmakta olduğunu belirtti. Orpak, “Yapılan işlemler evrensel hukuk kurallarına ve idealine uygun olmadığı gibi etik ahlaki ve vicdani açıdan da doğru değildir” dedi.

“YOK, EDİCİ İNSAN FAALİYETİ!”

Madencilik faaliyetleri hakkında kısa değerlendirmelerde bulunan Orpak, “Ağaçların kesilmesi iklim değişikliğine neden olmakta. İklim değişikliğine bağlı olarak gıda krizinin başladığı gezegende madencilik sahaları gıda üretimini sağlayan ekosistemleri tahrip etmekte. Suyun petrolden ve altından daha değerli olacağı günlere doğru giderken su kaynaklarımızın kirletilmesine, zehirlenmesine, kurumasına ve su kaynaklarının yatak değiştirerek doğal ekosistemlerin binlerce, on binlerce yılda oluşturduğu doğal yapıların bozulmasına neden olmaktadır. İklim değişikliğinin depremleri tetiklediği bilimsel olarak ispat edilmişken, yer altında akiferlerin ve yer üstünde su kaynaklarının yerini,  yer kabuğunun yapısını değiştiren madencilik faaliyetleri; depremleri tetikleyen başka bir zararlı, yok edici insan faaliyeti olarak temayüz etmektedir” diye konuştu.

“YAŞAMA DAİR NE VARSA YOK EDECEK”

Orpak, Madencilik için yapılacak olan ağaç kesimi, yol yapımı, oluşacak toz bulutları, pasa yığınları, cevher stokları, zenginleştirme tesisinde kullanılacak kimyasallar, kirlenen yüzey ve yeraltı suyu, atık barajı, asit maden drenajı, patlatma ve heyelanların, yaşam destek sistemlerini bozacağı, sağlıklı bir yaşama dair ne varsa yok edeceği uyarısında bulundu. Orpak son olarak bu duruma ilişkin de İdare Mahkemesine dava açacaklarını ayrıca Valiliğe de başvuru yapacaklarını belirterek yaşam alanlarını koruma da gereken mücadeleyi yürüteceklerinin altını çizdi.

“KALKINMA BAHANELERİYLE NESİLLER FEDA EDİLİYOR”

Türkiye’nin her yerinde 4. grup maden arama ve işletme ihalesi yapılacağı, Denizli’de de 12 sahanın ihalesi yapılacağını belirten BMİ Dönem Sözcüsü Mustafa Çallıca, “Kovid-19’dan sonra dünya güneş, hava, su toprak, sağlıklı gıda, sağlıklı yaşam gibi değerleri öne çıkarırken bizler neler yapıyoruz? Bugüne kadar, ülkemizin güvenliği, enerji ihtiyacı, cari açıkları, işsizlik, kalkınma, gelir artışı, toplumsal refahımız ve yatırımcı adı altında rantçılara verilen sözler nedeniyle temiz hava, temiz su, temiz topraklar, sağlıklı gıda ve sağlıklı yaşam alanlarımız yok edilmekte. Nesillerin gelecekleri feda ediliyor” dedi. Bu ihalelerin büyük yıkımlara yol açabileceğine dikkat çeken Çallıca şöyle devam etti: “Bugün içinde bulunduğumuz ekosistem büyük zarar görmesine rağmen bu maden alanlarımızın ihalesi ile daha büyük yıkımlara yol açma tehlikesiyle karşı karşıyayız. Gözümüzün önündeki havamızı, suyumuzu, topraklarımızı koruyamazken, bu ihaleler ülkemize ne kazandıracak? Tarih boyunca medeniyetlerin yaşandığı kültürümüz, doğal zenginliklerimiz bu ülkenin kurtuluşu ve geleceği için daha değerlidir.”

“YAŞAM ALANLARIMIZIN KATLEDİLMESİ BİR AN ÖNCE DURDURULMALI”

“Bugün akıl bilim ve teknoloji ışığında yer üstü zenginliklerimizin daha değerli ve daha zengin ve daha çok korumaya muhtaç olduğunu görmekteyiz” diyen Çallıca, “Gelişmiş ülkelerin kirli teknolojileri ile yapılacak maden aramalarında ülkemizde doğal yaşam alanlarımızın katledilmesinin bir an önce durdurulmasını istiyoruz. BMİ olarak ekosistemin bozulmaması ve canlıların doğal yaşam alanlarında sağlıklı yaşayabilmeleri ve yeni pandemi, doğal afetlerle karşılaşmamak için mücadelemiz sürecektir” diye konuştu. Çallıca son olarak kamu yetkililerini, sivil toplum örgütlerini ve yurttaşları anayasal görev ve sorumluluklarını yerine getirmeye davet ederek sürecin takipçisi olacaklarını söyledi.

MADEN GRUPLARI:

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Yönetmeliğine göre maden gruplarında 1. grup madenlerde inşaat yol yapımında kullanılan ucuz madenler yer alırken 2. grupta mermer, traverten, şekil verilmeden yol göletlerde kullanılan bazı taşlar yer alıyor. 3. grupta ise 4. gruptaki madenleri eriyik halde içeren gaz ve sular yer alıyor. 4. grup diğer üç gruba göre daha zengin ve daha geniş alanları kapsayan faaliyetleri içeren grup olarak öne çıkarken 5. grupta da elmas, yakut, zümrüt gibi kıymetli ve yarı kıymetli mineraller yer alıyor. 4. grupta yer alan madenlerden bazıları şöyle: “Uranyum, radyum gibi radyoaktif maddeler, altın, gümüş bakır, gibi metalik madenler, endüstriyel hammaddeler ve enerji hammaddesi olarak kullanılan linyit, taş kömürü vb madenler.