Denizli’nin Dağı Taşı Onlara Emanet

Denizli’de havanın, suyun, toprağın ve halk sağlığının korunması için çevre örgütlerinin amansız mücadelesine Denizli Barosu avukatları hukuki desteği ile omuz veriyor. Kentin doğal dokusuna zarar verecek taş ve kömür ocağı projeleri, kirleticiler, kamulaştırma kararları ve ÇED süreçlerinde ön cephede savaşan Kent ve Çevre Komisyonu üyesi avukatlar; “Doğayı talana izin yok” uyarısı yaptı.

SELAMİ AYDIN

Denizli’de çevre örgütlerinin doğayı, tarım toprağını ve halk sağlığını korumaya yönelik mücadelesinde ön cephede savaşan bir ekip daha bulunuyor. Denizli Barosu Kent ve Çevre Komisyonu üyesi avukatlar, sahadaki mücadelenin hukuki zeminde takipçisi oluyor, sonuca ulaşmada büyük önem taşıyor.

Denizli’nin Dağı Taşı Onlara Emanet

‘HER YERDE ONLAR VAR’

Menderes Havzası’ndaki kirliliğe, jeotermal enerji şirketlerinin neden olduğu reenjeksiyon ve kirlilik sorunlarına, Gürpınar’da kalker ocağı kurulmasına, Güzelpınar’da taş ocağına, Avdan’da kömür santrali ve açık kömür işletmesine, Alaattin’de maden ocağına, Babadağ’da mermer ocağına, Solmaz ve Altınoava’da jeotermal arayışlarına karşı mücadelede ön saflarda yine avukatlar Hasan Ozan Orpak, Bayram Can Çapar, Savaş Honluk, Onat Ötnü ve Ali Kavallı yer aldı. Denizli’nin doğal dokusunu korumak için fedakarca mücadele eden avukatlar; “Doğayı talana izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

Denizli’nin Dağı Taşı Onlara Emanet

‘KENTİN DOĞASINA KAST ETTİLER’

Eşsiz güzelliği ile dikkat çeken, mikroiklim kuşakları ve endemik türleri ile öne çıkan Denizli’de yer altı ve üstündeki doğal kaynaklar son yıllarda birçok yatırımcının dikkatini çekti. Doğada onarılmaz tahribatlar yaratacak bu girişimlerin önünde duran isimlerden biri de Türkiye Barolar Birliği Kent ve Çevre Komisyonu Yürütme Kurulu üyesi Hasan Ozan Orpak oldu. Orpak özellikle 2014 yılından itibarin çevre konusundaki mücadelenin artarak devam ettiğini belirtti.

Denizli’nin Dağı Taşı Onlara Emanet

‘İŞTE O CEPHELER’

Çevre mücadelesinin başlıca noktalarından birini Menderes Havzası olarak tarif eden Orpak yürüttükleri çalışmalar hakkında şu ifadeleri kullandı: “Jeotermal kaynakların kullanılmasından sonra reenjeksiyon yapılmaması ayrıca bölgedeki kirlilik başlıca sorundu. Buna karşı başlattığımız mücadelemiz devam ediyor.  Maden ocaklarına, taş ocaklarına karşı., bilinçsizce ağaç kesimlerine, ormanlık alanların talanına, tarım arazileri ve su kaynaklarının yok edilmesine karşı mücadeleyi de sürdürüyoruz”

Denizli’nin Dağı Taşı Onlara Emanet

‘KEKİK KURTULDU, GÜRPINAR’DA SÜREÇ SÜRÜYOR’

“Çivril’e bağlı Gürpınar’da kalker ocağına karşı hukuki mücadelemiz sürüyor. Kekiğin merkezi Güzelpınar’da taş ocağına karşı açtığımız davayı kazandık. Türkiye’nin yüzde 80 kekik rezervine sahip Güzelpınar’da kekiğin yok olmaması için mücadele ettik. Bu ürünlerin yüzde 80’i ihraç ediliyor. Mücadelemiz yerini buldu, sonuç verdi. Tavas’ın Solmaz ve Altınova köylerinde jeotermal arayışı vardı. Bölgenin dokusunu korumak amacıyla başlattığımız hukuk mücadelesini de kazandık”

Denizli’nin Dağı Taşı Onlara Emanet

‘AVDAN’DA YÜRÜTMEYİ DURDURMA’

“Babadağ’da mermer ocağına karşı hukuk mücadelemizi sürdürüyoruz. Tavas’a bağlı Avdan’da 3 milyon 750 bin metrekare alanda çıkan acele kamulaştırma kararına karşı Danıştay 6. Dairesi’nde yürütmeyi durdurma kararı aldık. Hukuki mücadelelerimiz pek çok yerde sürüyor. Nikfer’de kayak tesisin olduğu bölgede maden ocağı projesi oldu. Doğal yapının bozulmaması için orada da bir mücadele başlattık”

Denizli’nin Dağı Taşı Onlara Emanet

‘GERİ GETİRİLEMEZ KAYIPLAR OLUŞABİLİR’

Ülkenin gelişmesi ve üretmesini elbette istediklerini bunu yaparken doğal kaynakların yok edilmemesi gerektiğini hatırlatan Orpak; “Üretirken, gelişirken neleri kaybettiğimizi iyi anlamamız gerekiyor. Özellikle son derece kıymetli olan su kaynakları, orman alanları, bereketli tarım toprakları gözden çıkarılmamalıdır. İşletmeciler genellikle doğada oluşabilecek tahribatı göz ardı ediyorlar. Kısa vadeli kazançlar için uzun vadede çok ciddi sorunlar doğuracak tahribatları görmezden geliyorlar. Doğal kaynaklar sınırsız değil. Bu tip projeler geri getirilemez kayıplar oluşturabilir. Tarım ve hayvancılığın olumsuz yönde etkileneceği, doğası ile insanların göç etmek zorunda kalacağı koşullar ortaya çıkabilir. Bu uyarıları yapıyoruz. Sahada mücadelemizi her zaman sürdüreceğiz. Doğayı, toprağı, suyu, havayı talana izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

Denizli’nin Dağı Taşı Onlara Emanet