“DÖNER SERMAYE SİSTEMİ YENİLENMELİ” 

Türkiye Kamu Sen Denizli İl Temsilcisi ve Türk Sağlık Sen (TSS) Şube Başkanı Rayif Kurşunoğlu, Döner sermaye sisteminin yenilenmesini istedi.

Toplu sözleşmenin çok önemli olduğunu ama sendikacılığında toplu sözleşmeden ibaret olmadığını belirten Kurşunoğlu,  “Ama sendikacılık da toplu sözleşmeden ibaret değil.  Biz, her şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz. Bunun için ilk adımı da 2020 bütçesini protesto edip, memurun bütçesi nerede diye sorduk.  Adaletli bir vergi sisteminin getirilmesi ve çalışanların vergisinin %15’e sabitlenmesini talep ettik. Çünkü yıl içinde alınan bütün maaş zamları zaten vergi dilimi artışıyla elimize geçmeden, yeniden hazineye gidiyor. Bir başka meselemiz geçici personel, vekil, sözleşmeli, idari hizmet sözleşmeli gibi istihdam biçimlerinin kaldırılması bulunuyor. Bu çerçevede bütün güvencesiz sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi için bir kanun teklifi hazırladık ve Meclis’e sunulmasını sağladık. Bu konudaki mücadelemiz sonuç alıncaya kadar devam edecek. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Yardımcı hizmetlilerimizi asla unutmadık, daima gündemde tuttuk, tutmaya da devam edeceğiz. Özellikle sınıf değişikliği ve ek gösterge yardımcı hizmetlilerimiz için hayati bir konu; bu konuya bizler de son derece hassas yaklaşıyor, her platformda bu talebimizi dile getiriyoruz” şeklinde konuştu. 

“KAPSAYICI BİR 3600 DÜZENLEMESİ İSTİYORUZ”

3600 Ek gösterge konusunda Türkiye Kamu-Sen’in teklifinin esas alınması gerektiğini ifade eden Kurşunoğlu, şunları söyledi: “Geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen seçimler öncesinde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öğretmen, polis, hemşire ve imamların ek gösterge rakamlarının 3600’e yükseltileceğini ifade etmişti. Biz de ek gösterge konusunun bütün memurların uzun yıllardan gelen beklentisi olduğunu ve belli meslek gruplarından öteye, toptan ele alınarak kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiğini ifade etmiştik.  Bu konuda hazırlanmasına katkıda bulunduğumuz kanun teklifi Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda beklemektedir. Verilen sözlerin taleplerimize uygun olarak bir an önce tutulmasını istiyoruz. Özellikle liyakat konusu, bizim için son derece önemli. Mevkilerin, makamların, hak yenerek, liyakatsiz kimselerce adeta işgal edilmesine karşıyız. Hepinizin bildiği gibi 2016’da hain bir darbe girişimi yaşandı. Türkiye Kamu-Sen bu girişime karşı durdu, şehit verdi. Tıpkı 28 Şubatta birileri saklanırken Kesintisiz Demokrasi diyerek meydanlara çıktığı gibi. Bu şerden bir hayır çıkarılmalı ve kamuda birilerinin adamı yerine ehliyet ve liyakat esas alınmalıdır.Devletin orta düzey yöneticilerinin tamamı ehliyet ve liyakati esas alan bir merkezi sınavla atanmalıdır. Liyakat herkesin önem verdiği bir değer olana kadar Türkiye Kamu-Sen mücadelesini sürdürecektir. Meclis Ekim ayında açıldı. Anayasa, adalet ve vergi paketlerini TBMM’de gördük. Hükümet bir memur paketi hazırlasın. TBMM’de milletvekillerimiz bir kerede ellerini memurlar için kaldırsınlar az önce saydığım konularla birlikte maaşlara ilişkin bir revizyon da bu pakete ekleyip sorunları  çözsünler. Kamu çalışanlarını görmezden gelmeye artık bir son versinler. Biz memur paketi talebimizi önemsiyoruz. Türk memurunun sorunları acil olarak çözüm istiyoruz.  5 yıla 1 yıl olarak söz verilen ama çalışılmayan günler hesaplandığında 9 yıla bir yıl olarak hayata geçen bir yıpranma payının sahibi olduk. İdari ve teknik hizmetlerle bazı sağlık meslek mensupları kapsam dışında bırakıldı. Çalışılan süreler yok sayılarak hiç yıpranmadık kabul edildi. İşin açıkçası bu haliyle de hiç kimseyi bir faydası olmadı.  TBMM’de bu meselenin yeniden gündeme alınması ve beklentileri karşılayacak verilen sözlerin tutulduğu bir yıpranma payının hayata geçmesini istiyoruz.”

MESUT GÜLER