Eğitimciye Her Türlü Şiddeti Kınıyoruz

Çivril Beyce Sultan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Edebiyat Öğretmeni önceki hafta, notunu beğenmeyen bir öğrencisi tarafından darp edilmesi sonucu, Eğitim-Bir-Sen Denizli Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri, İlçe Başkanı ile Yönetim Kurulu Üyeleri ve Eğitim çalışanları okul önünde bir basın açıklaması yaptılar.

Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Kazım Tefçi, Beyce Sultan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde şiddete maruz kalmış eğitim çalışanımıza destek olmak için burada olduklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti;

‘Son zamanlarda okul içinde ve dışında öğretmenlerin maruz kaldığı şiddet olaylarında gözlenen artışın, eğitimin işleyişini ve toplumsal huzuru ciddi manada tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Hemen hemen her yıl okulların açılmasıyla başlayan şiddet haberlerinin neredeyse günlük hayatın parçası haline gelmiş olması, sıradanlaşması maalesef acı bir realite olarak bizi endişelendirmektedir. Şiddetin fiziki ve psikolojik hasarı sadece maruz kalan eğitimcinin hayatını etkilemekle sınırlı kalmamakta, başta ailelerine ve öğrencilere olumsuz yansımalarıyla eğitim düzenini de etkilemektedir. Eğitimcileri hedef alan ve hazin sonuçlara yol açan şiddet sarmalı her bakımdan üzücü olduğu kadar düşündürücüdür. Sevgi, merhamet, yardımlaşma ve hoşgörü gibi ahlaki, kültürel değerlerimizin zayıflama ve sarsılmasına paralel olarak artan şiddetin, kanıksanmış ifade ve talep biçimine dönüşmesi hazin bir durumdur. Şiddetin aileden sokağa ve çalışma ortamına kadar hayatın her yerinde gözleniyor oluşu sağlıksız bir gidişatı işaret etmektedir. Bu cennet ülkede cinnet toplumuna doğru gitmek hepimizi düşündürmeli ve harekete geçirmelidir.

Bu saldırılar geleceğimizi karartmakta, eğitim camiasını tedirgin etmekte, birçok mağduriyete neden olmaktadır. Eğitimcilere yönelik her saldırı, aklımızı körleştirmekte, ruhumuzu karartmakta, benliğimizi esir almakta, irfanımızı yok etmektedir. Bu sebeple, cehalete dayanan şiddeti veya şiddete dayanan cehaleti bir an evvel ortadan kaldırmalıyız. Eğitimciler, yaptıkları işin onur, önem ve ağırlığına uygun hayat ve çalışma şartları sağlanmadığı gibi, her türlü şiddet ve saldırılar karşısında savunmasız, korumasız bırakılmışlardır. Yaşanan yanlışlığın kuşkusuz sosyolojik, psikolojik, kültürel, idari birçok sebep ve açıklaması vardır. Bütün bu üzücü, travmatik olayların sebebi derinlemesine araştırılmalı, tahlil edilmeli, sonuçlar çıkarılmalı, çareler üretilmelidir. Herkesi ilgilendiren, belki hepimizin pay sahibi olduğu bu sebepler çok yönlü ve ayrıntılı araştırılmalıdır

Değerler eğitimine gereken ağırlığı ve önemi vermede zayıf kalan müfredat programından öğretmeni itibarsızlaştıran birçok uygulamaya kadar çeşitli sebeplerin şiddete zemin hazırladığını görmekteyiz. Ancak ilk bakışta görülen açık realite, bu noktaya gelmemize, öğretmeni haksızlığa ve saldırıya açık hâle getiren politikaların ve disiplini rafa kaldıran uygulamaların sebep olduğudur. Öğretmenlerin emeğini yok sayan, itibarını örseleyen, eğitimdeki etki alanını daraltan, eğitimin aktörünü neredeyse bir figürana dönüştüren, bu mesleği her türlü haksızlığa ve saldırıya açık hâle getiren yaklaşımlar, politikalar, bugün geldiğimiz noktanın sebebidir. Öğretmeni önemsizleştiren uygulamalar mesleğin onur ve itibarını zedelemiştir, zedelemektedir. Yaşanan mesleki erozyon öğretmeni savunmasız bırakmış, saldırılara açık hâle getirmiştir.’

Başkan Tefçi Eğitim Çalışanlarının yalnız bırakılmaması gerektiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti; ‘Başta Millî Eğitim Bakanlığı olmak üzere, tüm ilgililerin iştirakiyle acil çalışma yapılması, caydırıcı düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Biz öğretmenlerimizi hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye, bu şuursuzluk son buluncaya kadar, herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Biz bilginin gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen, benliğimizi geliştiren, geleceğimizi aydınlatan, milletçe varlığımızın dayanağı olan eğitimin şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı durmalıyız’ diyerek sözlerini tamamladı.