EKŞİHÖYÜK’TE HER SANTİMDE YÜZLERCE YIL GERYE DÖNÜYORLAR

Denizli’nin Çal ilçesindeki Batı Anadolu’nun en eski yerleşim birimlerinden biri olan Ekşihöyük’te kazı çalışmaları sürüyor.

Geçmişi 8 bin 600 yıl geriye uzanan alanda M.S. 1100 yılına ait kalıntılara da rastlandı. Tarih fışkıran katmanlar arasındaki mesafe o kadar az ki; arkeologların santimler süren kazıları onları yüzlerce yıl geriye götürüyor. Kazılar bu nedenle büyük bir titizlikle yürütülüyor. Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Fulya Dedeoğlu; “Katmanlar çok hassas. Bu nedenle dişçi aletleri ile ince bir çalışma yürütüyoruz” diye konuştu.  Çal ilçesine bağlı Dayılar köyü yakınlarında bulunan Ekşihöyük, Batı Anadolu’nun en eski yerleşkelerinden biri olarak bilim insanlarının dikkatini çekmeyi başardı. Tarihi 8 bin 600 yıl kadar geriye giden alanda Ege Üniversitesi’nden Doç. Dr. Fulya Dedeoğlu başkanlığında kazı çalışmaları yürütülüyor. PAÜ adına Doç.Dr. Ali Ozan ve İzmir Demokrasi Üniversitesi adına araştırma görevlisi Baro Temur projeye destek veriyor. Çalışmalarda ayrıca Trakya Üniversitesi, Koç Üniversitesi ve Kırşehir Ahievran Üniversitesi uzmanları görev alıyor. 

ANTİK BİR GÖL KENARI

Alanda ilk çalışmalar 2015 yılında başladı. Dedeoğlu, bölgede yüzey taraması gerçekleştirerek iskânın alana yayılımını tespit etti. Bu taramalar daha sonra yürütülecek kazı çalışmalarına da referans oldu. Yaklaşık 8 bin 600 yıl öncesine tarihlenen bu yaşam alanının Büyük Menderes Nehrine yaklaşık 200 metre mesafede ve bir göl kenarında olduğu tespit edildi. Arkeologlar yerleşkenin hemen yanı başında antik bir gölün izlerine rastladı. Dönem insanının tarım toplumuna geçişinin izlerini taşıyan Ekşihöyük bu yönü ile eşsiz bir kazı alanı olarak öne çıktı. Henüz metal kullanmayı öğrenmemiş olan Ekşihöyük halkının yün eğirdiği, tarım yaptığı ve sapan kullandığı belirlendi. Kazı sahasında bulunan aletlerin taş, kil ve kemikten yapıldıkları ortaya çıktı. Göl ve nehir kenarında yaşayan halkın kemikleri ustalıkla olta iğnesine dönüştürdüğü belirlendi. 

HER KATMANDA YÜZLERCE YILLIK TARİH

Arkeologları en çok zorlayan konu ise bu son derece kritik kalıntıların bulunduğu alanın tarihin çeşitli dönemlerini temsil eden katmanlar barındırması oldu. Bölgedeki yerleşkenin yüzyıllarca kullanıldığı ortaya çıktı. Bölgenin bir kısmı son olarak M.S. 11’nci yüzyılda mezarlık olarak kullanıldı. Bu da kazı alanının bazı bölgelerinde çok sayıda insan kemiğine rastlanmasına neden oldu. Yüzeyin hemen 30 santimetre altında insan kemiklerine rastlandı. Fakat arkeologları zorlayan şey ise katmanların birbirine yakınlığı oldu. Öyle ki, kazı alanının bazı bölgelerinde birkaç santimetre ile yüzyıllarca geriye giden arkeologlar bu alanda çalışırken son derece hassas davrandı. Kazı heyeti başkanı Dedeoğlu; “Son derece detaylı ve dikkatli bir çalışma yürütüyoruz. 30 santimetrelik alanda 300-400 yıl hatta bin yıllık bir süreci kaybetme riski var. Çok hassas fırçalarla, dişçi aletleri ile ince bir çalışma yapıyoruz. Çok titiziz” diye konuştu. 

EKŞİHÖYÜK’ÜN YANGIN SIRRI

Bilim insanları çalışmalar sırasında ilginç bir veriye de rastladı. Bölgede yaşamı sona erdiren etkenin ne olduğu henüz kesinleşmese de bir yangının zamanda kesit oluşturduğu görüldü. Bölge halkının yangın nedeniyle rutin hayatlarını devam ederken alanı birden terk ettiği bu nedenle geriye kalan bulguların korunabildiği belirtiliyor. Alandan çıkarılan her bulgu koordinat sistemi ile kayıt altına alınırken kazı alanının yakınındaki laboratuarda uzman bir ekip tarafından tasnifleniyor. Bulgular üzerinde uzmanlar ayrıca çalışmalar yürütüyor. 

BÖLGENİN İLK İNSAN TOPLULUKLARINDAN BİRİ

Ekşihöyük’te 6 yıldır devam eden kazılarda ortaya çıkan bulgular insanlık tarihine ışık tutarken, tespit edilen eserler, yerleşik hayata geçiş süreci ve bölgede yaşayan ilk insan topluluklarına ilişkin bilgi edinilmesi açısından büyük önem taşıyor. Yapılan kazılarda tekstil tarihine ışık tutacak kemikten iğne, ip eğirmeye yarayan ağırşaklar ve oyulmuş yuvarlak taşlar bulundu. Ekşihöyük'ün insanlık tarihi için önemli bir yer olduğunu belirten Dedeoğlu; “Yürüttüğümüz kazı çalışmalarında 8 bin 600 yıllık bulgular elde ettik. Kazı alanından çıkardığımız materyaller, insanların kullandığı aletler, mimari tabanları incelediğimizde buranın 8 bin 600 yıl önce kullanıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bölgeyi 15 sezon süren bir yüzey araştırmasının ardından tespit ettik. Ekşihöyük, Batı Anadolu'nun en erken yerleşim yerlerinden birisi olarak tanımlanabilir” ifadelerini kullandı. 

“BİZİM İÇİN HEYECAN VERİCİ BİR ÇALIŞMA”

Dedeoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; “Bölgenin tarihi M.Ö. 6 bin 700- 6 bin 800 yıllarına kadar geriye gidiyor. Kesintisiz bir şekilde milattan önce 5 bin 500'lere kadar geçen süreci anlamamızı sağlayacak olan bir yerleşim yeri. Bu anlamda Ekşihöyük bizim için çok heyecan verici. Ekşi Höyük’te tekstil geleneğinin çok eskiye gittiğini görebiliyoruz. Burada, milattan önce 6 bin -6 bin 200 yıllarına ait kemikten ve kilden yapılmış ağırşak, bız gibi bulguları gün yüzüne çıkardık. Üretim yerinde tekstil ile ilişkilendirebileceğimiz çok sayıda buluntular var. Denizli'de tekstil geleneği ve kültürünün oldukça eski olduğunu söyleyebiliriz.”

“NEOLİTİK BİR KAZI ALANI”
Alandan elde edilen bulguların Batı Anadolu’nun erken tarihine ışık tutacağını söyleyen Dedeoğlu, “Avcı toplayıcılıktan yerleşik yaşama, tarım toplumuna geçen ilk gruplardan bahsetmek mümkün. Tüm bir neolitik köyün içerisinde yürütülen faaliyetler, inanç sistemi gibi topluma dair verilere daha geniş alanda kesintisiz bir şekilde ulaşma şansımız var. Yerleşimin yeri, hem doğası hem de dönemine ilişkin sistematik kazı yöntemleri geliştirilir. Bu denli erken döneme ilişkin yerlerde biz son derece detaylı bir çalışma yapıyoruz. Çalışmalarımızı da dikkatle ve titizlikle yürütüyoruz” diye konuştu.