HAVUZLARA GİRERKEN DİKKAT

   Yazın viral göz enfeksiyonlarının arttığını, en önemli bulaşma yolunun yüzme havuzları olduğunu dile getiren Op. Dr. Kemal Yayla, iyi klorlanmayan ve temizlenmeyen havuzların mikroorganizmaların çoğalması için uygun ortam oluşturduğunu söyledi. Yayla, “Yaz mevsiminin gelmesiyle yüzme havuzları ve deniz kıyıları serinlemek isteyenlerin en çok tercih ettiği yerler olmaktadır. Fakat, iyi temizlenmeyen ve klorlanmayan havuzlar, aynı zamanda gözlerde hastalık yapıcı birçok mikroorganizmanın da barınağı haline gelmektedir. Gözlerde kızarıklık, çapaklanma, batma, sulanma, bulanık görme, ışığa hassasiyet gibi belirtiler veren göz enfeksiyonları (mikrobik konjonktivitler), her yaştaki bireyde ortaya çıkabilmektedir. Ancak çocuklar bu durumdan daha çok etkilenmektedirler.  Kimi hastalarda bu belirtilerin bazıları hafif derecede ortaya çıkabilirken, kimilerinde ise tüm belirtiler ağır bir tabloyla karşımıza çıkmaktadır. Bu mikropların en önemli özelliği çok bulaşıcı olmalarıdır” diye konuştu.

LENS KULLANANLAR DİKKAT ETMELİ

Op. Dr. Kemal Yayla, havuz suyundan bulaşan ve tatil keyfini bozabilecek göz enfeksiyonlarından, bir takım önlemlerle korunabilineceğine dikkati çekerek şöyle konuştu, “Havuz gözlüğü kullanmak bireysel olarak alınabilecek en iyi korunma yöntemidir. Serinlemek için doğru oranda klorlanan, mikrobik analizleri düzenli yapılan, berrak görünümlü, hijyen kurallarına uyulan havuzların tercih edilmesi bu enfeksiyonlardan korunmanın bir diğer yoludur. Eğer kontakt lens kullanılıyorsa, havuza girmeden önce lensin çıkarılması doğru olacaktır. Yanlışlıkla kontakt lens ile havuza girildiyse, lens hemen çıkarılmalı ve tekrar kullanılmamalıdır. Eğer gözde bir enfeksiyonun ortaya çıkmaya başladığı düşünülüyorsa en kısa zamanda bir göz doktoruna muayene olunmalıdır. Tatil devam ediyorsa, göz enfeksiyon belirtileri varken tekrar havuzu kullanmak ise hem kişinin kendi sağlığı hem de diğer kişilerin göz sağlığı için uygun olmayacaktır.”

DENİZ GÖZLÜĞÜ KULLANILMALIDIR

“Yüzme havuzlarındaki klor düzeyinin fazlalığı sebebiyle, mikrobik göz hastalıklarıyla karışabilecek bir diğer durumun da göz irritasyonu olduğunu söyleyen Yayla, “Daha çok gözlerde kızarıklık, batma ve yanma belirtileriyle göz  kliniklerine başvuran bu hastaların tedavisinde; öncelikle klorun göz yüzeyinden yıkanması, sonrasında da suni gözyaşı gibi damlalarla göz yüzeyindeki hasarın azaltılması yoluna gidilmektedir. Bazı kişilerde ise deniz suyu, klora bağlı göz irritasyonuna benzer belirtilere neden olmaktadır. Deniz suyundaki tuz miktarının fazlalığı, hassas gözlerde kızarıklık ve yanma şikayetlerine yol açmaktadır. Önlem olarak, deniz gözlüğü kullanmak ve uzun süre denizde kalmamak uygun korunma yöntemleridir” diye konuştu.