İşte Denizli’nin Riskli Mahalleleri!
PAÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Ali Aydın, Denizli’nin alüvyal birikinti üzerine kurulu olduğunu belirterek İstiklal, Atatürk ve Saltak caddelerinin depreme karşı riskli olduğunu açıkladı.
MUSTAFA DEĞİRMENCİOĞLU
Pamukkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Aydın sağlık bilimleri fakültesi öğrencilerine yönelik deprem semineri verdi. Denizli’de yürütülen zemin çalışmalarına ilişkin bilgi veren Aydın, kentin tarihinde pek çok büyük deprem yaşandığını hatırlattı. Öğrencilere önce fay hatları, yapı malzemelerinin kalitesi ve kullanımı ile depremlerin fiziki açıklamasına ilişkin bilgiler veren Aydın daha sonra Denizli’deki sismik aktivite bölgelerini anlattı.
‘DENİZLİ’NİN ZEMİNİ SORUNLU’
Kentin alüvyal birikinti üzerine kurulu olduğunu belirten Aydın bazı bölgelerin zemin etüdü kapsamında asla imarı olmayan alanlar olduğunu vurguladı. Denizli’de riskli alanlar bulunduğunu ifade eden Aydın kaya uçmaları ve kitle hareketleri nedeniyle Bağbaşı ve Yenişehir’in bazı noktalarını riskli olarak nitelendirdi. Bitişik yapılaşmanın olduğu İstiklal, Saltak ve Atatürk caddelerinin riskli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ali Aydın, düşük kotlarda ve çarpık kentleşmeye sahip Üçler, Sümer Park Yolu çevresi ile Gökpınar Baraj Havzası’nın bulunduğu alanı da riskli olarak tanımladı. Aydın ayrıca Fethiye-Burdur Fay Hattı’na dikkat çekti ve en büyük depremin bölgemizde meydana geleceğini vurguladı.
‘BİNALARDA MALZEME KALİTESİ ÖNEMLİ’
Binalardaki malzeme kalitesi ve korozyon endişelerini de paylaşan Aydın; “Ülkemiz,tarih boyunca en büyük depremlerin yaşandığı bölgelerin başında geliyor. Yapılarımızı inşa ederken özellikle zemin etütlerinin yapılması, sulak ve bataklık arazilerin yerleşime açılmaması gerekir. Yapı denetim firmalar tarafından yapılmalıdır. Binalarımızı yaparken malzemeden tasarruf yapmamak gerekir. Malzemesi eksik olan binaların yaşadığı sorunlara ek olarak binaların sağlam olduğunu düşünsek bile zamanla içerisindeki kullanılan malzemeler korozyona uğrar. Binalar bu şekilde yorulur. Bununla birlikte ülkemizde çok katlı apartmanların oranı oldukça fazladır. Tek katlı müstakil yapılar daha sağlıklıdır” ifadelerini kullandı.