Kadim bilgi için Anadolu’yu geziyorlar
"Para, maddiyat, başarı insanları mutlu etse de, tek başına içsel huzuru sağlamaya yetmiyor. Bu nedenle ruhsal tatmini arayan, içe dönen insanların sayısı her geçen gün artıyor."
Aile Danışmanı ve Sosyolog Gülşen Kazgın, insanların kendini keşif yolculuğunda atalarımızdan miras kadim bilgi ve öğretilerin çok önemli olduğunu, bu nedenle Anadolu’da enerjisi yüksek topraklara meditasyon amaçlı seyahatler yapıldığını söyledi. İnsan ruh ve bedenden oluşuyor. Bedenimizin ihtiyaçlarını karşılamak için her gün çalışıp çabalıyoruz. Peki ya ruhumuz? Günümüzde kendini ruhsal yönden geliştirmek için meditasyon yapan, seyahatlere çıkan, eğitimlere katılan insanların sayısı giderek artıyor. Bu alanda yaptığı çalışmalarla tanınan Edgü Tin Yaşam Merkezi’nin kurucusu Sosyolog ve Aile Danışmanı Gülşen Kazgın, kadim bilgi ve öğretileri keşfetmek için Anadolu’da enerjisi yüksek yerlere seyahatler yaptıklarını, buralarda yaptıkları meditasyonlarla ata kodlarını harekete geçirip geçmişle bütünleşmeyi, kendilerini daha çok tanımayı hedeflediklerini söyledi. Gülşen Kazgın şöyle devam etti, “İnsan hayat yolculuğu içinde huzurlu olmak istiyor. Fakat çok fazla maddeyle, eşyayla ilgilenince ruhsal kısmı eksik kalıyor. Bu da onu huzursuz ediyor. Pandemide insanlar kendilerini daha fazla fark ettiler, içe doğru yöneldiler. Biz de içsel yolculuğuna önem veren insanlarla birlikte seyahatler, meditasyonlar yapıyoruz. Ekip olarak çalışıyoruz. Astrologumuz Bircan Tükenmez, Kadim ve bilim araştırmacısı arkadaşımız Melek Kanbir ile birlikte güzel bir ekibiz. Meditasyon kolaylaştırıcısı olarak da ben varım. Kadim seremoniler yapıyoruz. Hareket halinde olmayı önemsiyoruz. İnsanların içsel farkındalık olarak gelişmesine katkı sağlamak amaçlı çalışmalar yapıyoruz. Birlikte gelişiyoruz. Meditasyon bir içe bakış yöntemi. Bunu yaparken amacımız bir sorunu ya da sıkıntıyı gidermek değil. Biz kişiye bir alan açıyoruz. O alan içinde kişi kendini fark etmeye başlıyor, farkındalığı gelişiyor. Biz birini tedavi etmiyoruz, iyileştirmiyoruz. Daha çok kişinin ruhsal büyümesine katkı sağlıyoruz. Kişi kendi içinde bir yolculuğa çıkıyor. Biz de bu yolculuğu güvenli yapabilmesine eşlik ediyoruz.
Gruplar halinde bir ahenkle, düzenle, senkronizasyonla meditasyonlar yapıyoruz. Kalbi daha çok çalıştırıyoruz. Birlikte ortak bir niyet koyduğumuzda, çemberde bu niyete odaklanmak temiz bir enerji üretmeyi sağlıyor. Katılımcılar kendini güvende hissediyor. Birlikte bir senkronizasyon oluşturuyoruz. Enerjilerimiz bir araya geliyor. Adeta elimizde bir haritayla yeniden aynı yolu gidiyor gibiyiz. Hem Anadolu’yu hem de kendimizi, ata kodlarımızı keşfediyoruz. Enerjisi yüksek yerlere, o alanlara gittiğimizde enerjimizi ve kalbimizi açarak bir çember oluşturuyoruz. Şaman davulu eşliğinde, ritimle birlikte meditasyonlar yapıyoruz. Müzik çok önemli. Pek çok seremoni düzenledik, çember kurduk. Hiçbiri birbirine tıpa tıp benzemedi, ki benzeseydi tuhaf olurdu. Her birinin kendine has enerji imzası ve mührü vardı. Aile dizimi çalışmaları günümüzde popülerlik kazandı. Ancak daha çok atalarımızdan bize miras kalan travmalar ve üzüntüler üzerinde duruluyor. Oysa ki; atalarımızdan bize genlerimizle güzel şeyler, kadim bilgiler de aktarılıyor. Başlangıcı geçmişin derinliklerinde bulunan, her devirde süren bilgi ve öğretilere kadim diyoruz. Kadimde bize bırakılmış çok kıymetli değerler var.
Kadim topraklar, Anadolu topraklarının her noktası çok kıymetli. Anadolu bir köprü, kapı vazifesi görüyor. Bunu bütün dünya biliyor. Buradan erenler evliyalar çıktı. Çok kadim insanlar çıktı. Bizim oralarda bulunmamız, ayak basmamız, sesimizi duyurmamız, bir çember oluşturmamız, kadim seremoniler bizim ata kodlarımızı uyandırıyor, aktive ediyor. Yeniden canlandırıp harekete geçiriyoruz.” Kazgın şöyle devam etti, “Kadim topraklarda; toprakta, suda, taşlarda hiçbir şekilde kaybolmayan bir bilgi var. Her biri bilgi taşıyor. Bu bilgileri her yönüyle sorgulayıp inceliyoruz. Kimseye bir şey dikte etmiyoruz. Herkesin kendi algısına, düşüncesine, hissedişine, akıl ve sezgi süzgecine bırakıyoruz. Manisa’da Spil dağı ve Yunt dağları, Philadelphia antik kenti çok önemli. Denizli’de Pamukkale, Aydın’da Bafa gölü, Tunceli Munzur, Hatay gibi yerler önemli enerjisel alanlar. Kutsal ve kıymetli kabul edilen yerlerde enerjiler daha yoğun oluyor. Bunlar bazıları için deli saçması bazıları için kadim bilgi. Bunlara inanmayanlar Tesla’yı inceleyebilir. İnancı olmayanlar bunları bilimle frekanslarla açıklıyor. Giderek daha fazla insan bu alana yöneliyor. Hurafe ile kadimi ayırmak gerekir. Kadimle bilim birlikte hareket etmelidir. Sezgisel tarafımızı yok saymadan akıl ve kalbi birlikte kullanmayız. Aklımızı kullanacağız ama sezgimizi yok saymayacağız. Bundan sonra sezgi çok daha kıymetli olacak. Eylemlerimizi bu yönde ilerletmeli, üretmeli ve kendi öz kültürümüzün varlığını sürdürmeliyiz. Her şey dönüşüyor. Bizler ya bilinçli olarak bu dönüşüme katkı sağlayacağız ya da dönüşümün içinde savrulacağız.” HABER MERKEZİ