KARACA; CHP ADINA AİLE BAKANLIĞI BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDE KONUŞTU

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bugün Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının bütçe teklifi üzerine CHP grubu adına CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Denizli Milletvekili Gülizar Biçer Karaca konuştu.

Karaca, “Geçen yıl da; Bakanlığınızın bütçesi hakkında konuşmuştuk ve bu konuşmamdaki notlarıma baktım, Bakan sunumlarınıza baktım; 2022 bütçe teklifinde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesi merkezî yönetim bütçesinin 3,77'sine karşılık geliyordu ve ben bunu eleştirmiştim, birçok arkadaşım eleştirmişti. Böylesi geniş alana sahip bir Bakanlığın bütçesinin bu kadar düşük olmasının doğru olmadığını ifade etmiştim. Eleştirdim, aslında "Keşke eleştirmeseydim." demek geliyor bugün içimden. Neden? 2023 yılı merkezî yönetim bütçesinde Bakanlığınızın bütçesi 2,98'e indirilmiş Sayın Bakan. 3,77'yi eleştirirken "Keşke eleştirmeseydim." demek geliyor içimden gerçekten” dedi.

 

FAİZE ÖDENECEK PARA, SOSYAL YARDIMLARA AYRILACAK PARANIN İKİ KATI

 

Karaca, “Bütçede sosyal yardımların tamamı 258,4 milyar lira ama bu bütçede faize, faizcilere, faiz lobilerine ayrılan pay 565,6 milyar lira yani neredeyse yarısı kadar. Faize ödenecek para Bakanlığınızın sosyal yardımlara ayırdığı paranın 2 katı … 2023 bütçe taslağında faiz giderleri 565,6 milyar demiştim, kişi başına, 85 milyona böldüğümüz zaman Sayın Bakan 6.508 lira kişi başına düşen yıllık faiz ödemesi yani bugün doğan bir çocuk 6.508 lira faiz borcuyla dünyaya gelecek. Geçtiğimiz yıl bu rakam nedir diye baktığımda, 2.875 liraymış, 3 katı neredeyse faiz giderlerine bu bütçede ayrılan pay var ama maalesef sosyal yardımlara ayrılan pay bunun yarısı kadar. Yani kişilerin alacağı sosyal yardım, ihtiyaç sahiplerinin alacağı sosyal yardım; ödeyecekleri faiz borcunun kat kat altında” dedi.

 

DERİN YOKSULLUĞU ÇÖZEMEYEN BÜTÇE

 

Karaca şunları söyledi, “Bu bütçe ülkemizde derin ekonomik buhranın neden olduğu derin yoksulluğu çözecek olan bir bütçe değil, bu bütçe halkın sorunlarını değil faiz lobilerini daha da zenginleştirecek bir bütçedir Sayın Bakan. Sosyal yardımları gerçekten az önce ifade ettiniz, dediniz ki: "4 olan sosyal yardım hanesinin sayısını 50'ye çıkardık. 4 milyon 333 bin tekil haneye sosyal yardımda bulunduk." Gerçekten sosyal devlet vurgusunu çok yaptınız ama sosyal yardımları artırmak sosyal devlette övünülecek bir durum değildir, bence hesap verilecek bir durumdur. Çünkü sosyal yardımlarda önemli olan sosyal yardım alan yoksul vatandaş sayısını azaltmaktır, yoksul vatandaş sayısının yükselmesi ya da sosyal yardım kalemlerinin artması buna ihtiyacı olan vatandaş sayısının artmasıdır; bu da sizin ülkeyi yönetemediğinizin açık ve net göstergesidir.”

 

SOSYAL YARDIMLARIN ARTMASI ÖVÜNÜLECEK DEĞİL ÖZÜR DİLENECEK GERÇEKLİK

 

Karaca, “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kendi verilerine göre 2021 yılında 5 milyon 903 bin 515 hane sosyal yardım almış yani yaklaşık 6 milyon hane 2021 yılında sosyal yardım almış, TÜİK'in hane halkı büyüklüğüyle bunu çarptığınızda 23 milyon 614 bin 60 kişi sosyal yardım alıyor Sayın Bakan. Sizin açıklamalarınıza baktım, bir de hani gözleri ışıl ışıl ışıldayan Nebati Bakan var ya, onun açıklamalarına baktım, diyor ki: 2002'de iktidara geldiğimizde 1 milyon hane sosyal yardım alıyordu, bugün bu sosyal yardım alan hane 6 milyona gelmiş. Yani 2002'de 1 milyon hane sosyal yardım alırken şimdi 6 milyona yaklaşmış, bundan neden övünüyorsunuz Sayın Bakan? Bu övünülecek bir durum değil bu sizin ülkeyi yönetemediğiniz, derinleşen yoksulluk ve yardıma muhtaç vatandaş sayımızın ne kadar çok arttığının göstergesidir. O nedenle bence övünmek yerine burada hepimizden özür dilemelisiniz, hele hele halktan özür dilemelisiniz Sayın Bakan” dedi.

 

AKP İKTİDARI GERÇEĞİ: 20 YILDIR KRONİK YOKSULLUK”

 

Karaca, “Yoksulluk yirmi yıldır bu ülkenin kaderi hâline geldi, çözemediniz, çözmek de istemiyorsunuz çünkü sizin derdiniz yoksulluğu çözmek, derin yoksulluk yaşayan hane sayısını ya da yoksul hane sayısını, yardım alan hane sayısını, kişi sayısını düşürmek değil, sizin derdiniz yoksulluğu bitirmek değil, yoksulluğu yönetmek ve yoksulluk üzerinden geçici yardımlarla seçim dönemlerinde ortaya koyduğunuz sosyal desteklerle oy devşirmek… Seçim biter, bu da biter Sayın Bakan. O nedenle aslolan sosyal devlette yoksulluğu bitirmektir; bu nedenle biz diyoruz ki verdiğiniz sosyal yardımlarla övünmeyin, övünmeniz inanın vatandaş nezdinde çok ciddi ve derin tahribata neden oluyor” diye konuştu.

 

SOSYAL YARDIMLARI AKP DEĞİL DEVLET ÖDÜYOR”

 

Karaca, “Sosyal yardımları siz ödemiyorsunuz Sayın Bakan, devlet ödüyor. Sosyal yardımlar bir siyasi partinin yardımı değildir, sosyal yardımları siyasi parti temsilcileri cebinden ödemez; sosyal yardımlar, devlete vatandaşlık ödevini yerine getirerek vergi ödeyen vatandaşların bütçesinden ödenir yani sosyal yardımları ödeyen devlettir. İktidarlar gelip geçicidir, devlet bakidir. Bu nedenle, sosyal yardımlar A iktidarında, B iktidarında kesilmez; sosyal yardımlar ancak ve ancak o iktidarlar döneminde, değişen iktidarlar döneminde sadece ve sadece yönetilmez, bitirilir ve bitirildiği için de her yıl bütçe konuşmalarında "Şu kadar sosyal yardım alan hane sayısını şunu düşürdük. Bu kadar sosyal yardımla geçinmek zorunda kalan vatandaş sayısını da şu kadara indirdik." diye o koltukta oturan bakan övünür Sayın Bakan.

 

AKP’NİN SEÇİM SONU BİTECEK AİLE DESTEK PROGRAMI

 

"Türkiye Aile Destek Programı'na girmeyeceğim, soru gelirse gireceğim." dediniz. Sayın Bakan, 21'inci yıl iktidarınızdasınız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Aile Destekleri Sigortası'nı 2015'ten bu yana halkımıza anlatıyoruz. Hele hele son iki yıldan bu yana Aile Destekleri Sigortası'nı -o kadar etkili- hane hane girip kadınlara anlatıyoruz. Çünkü yoksulluk önce kadınları vurur. Çünkü kadınlar evde çocuğunun karnını doyurmak zorundadır; çocuğu açsa kadın gerçekten mutsuzdur. O nedenle, kadınlara gittik, ev ev dolaştık. Dolaştığımızda, Amasya'da bir evde -tek odalı bir evdi vekillerinize talimat verin, o evlere gitsinler- bir anne çocuğuna salçayı suyla karıştırıp ısıtarak ekmek banıp çorba niyetine yediriyordu Sayın Bakan. İşte, bu nedenle, o evlerde Aile Destekleri Sigortası Programı'mızı anlattık, anlatmaya devam ediyoruz. "Aile Destek Programı" diye -ismimizi de taklit ederek- geçici bir program hayata geçirdiniz. Önce 400-600 lirayla başladınız, sonra 800-1.200 civarlarını yükseltiniz. Bunun süresi mayısta başladı ne zaman bitiyor? Temmuzda bitiyor yani 2023 seçimlerinden sonra bitiriyorsunuz. Hani diyorsunuz ya: "Biz gidersek yardımlar kesilecek." Siz zaten seçim dönemine kadar bu yardımları yapıp seçimden sonra bu yardımları keseceğinizi kendiniz itiraf etmişsiniz Sayın Bakan, daha ne diyelim. O nedenle, biz yoksulluğu yönetmeye değil, yoksulluğu bitirmeye talibiz. O nedenle, Aile Destekleri Sigortamızı taklit ederken keşke içeriğini okusaydınız ve doğumdan ölüme kadar kesintisiz -bunu bir siyasi partinin sadakası, lütfu değil; devletin asli görevi olarak- ve hiçbir çocuğunun yatağa aç girmeyeceği bir program, topyekun bir program olduğunu görseydiniz ve ona göre, keşke, bunu hayata geçirebilseydiniz” diye konuştu.

 

ASGARİ ÜCRET ALTINDA GELİRİ OLAN 4 MİLYON AİLE İTİRAFI”

 

Aile Bakanı olarak geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptınız: "Türkiye Aile Destek Programı'nda hane başına düşen aylık gelirin net asgari ücretin üçte 1'inden az olması koşuluyla 4 milyon haneye yardım yapacağız." dediniz. İşte, bu, yoksulluğun tam da itirafıdır Sayın Bakan. Yani bu ülkede "Özel sektör çalışanlarına da vereceğiz." dediniz, özel sektörün durumunu da ilk defa itiraf ettiniz. Siz, asgari ücretin üçte 1'inden az gelire sahip 4 milyon aile olduğunu kendiniz ifade ettiniz Sayın Bakan. Bu da yoksulluğun bitirilmediğinin, bitirilmeyeceğinin açık ve net bir itirafıdır.

 

BİZİ TAKİP ETMEYE DEVAM EDİN!”

 

Karaca, “Emeklilerin durumuna gelelim. Biz yıllardan beri şunu söylüyoruz: "Emekli aylıkları en az asgari ücret kadar olmalıdır." Geçtiğimiz günlerde basında bir haber okuduk, saraydaki tek kişilik Hükûmet "Emekli aylıklarının en az asgari ücret kadar olması için bir çalışma başlattık." dedi. Sayın Bakan, bizi takip etmeye devam ediyorsunuz, takip edin; inanın, çok daha iyileri gelecek, merak etmeyin. Ayrıca, bunları hayata geçirmeye vesile olduğumuz için de Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına gerçekten halkımızın nezdinde ciddi bir itibar ve destek gördüğümüzü, bizlere de bunun gurur verdiğini burada ifade etmek isterim” dedi.

 

OKULLARDA “BAŞIM/KARNIM AĞRIYOR” DİYEN ÇOCUKLAR HASTA DEĞİL AÇ!”

 

Karaca, “Çocuklar gerçekten yatağa aç giriyor. Ziyaretlerimizde eğitim sendikalarını ziyaret ediyoruz; oradaki öğretmenlerin anlatımları içimi parçalıyor, inanın gözyaşlarını tutamadan dinliyoruz onları. Öğretmen arkadaşlar diyor ki: "Sınıfta sabah öğrencilerimiz karın ağrısı, baş ağrısı şikâyetiyle başını sıradan kaldıramıyor. Önceleri gerçekten hasta zannettik bunları ama onların hasta olmadığını sonradan fark ettik. Çocuklara bir şeyler yedirdiğimizde on-on beş dakika sonra, yarım saat sonra baş ağrısı ve karın ağrısı geçiyordu." Artık çocukların "Açım." demekten utandığı, "Başım ağrıyor, karnım ağrıyor." dediğinde öğretmenlerin o çocuğun aç olduğunu tespit ettiği ve tedbir aldığı, kişisel tedbir aldığı bir süreç sizlerin eseri Sayın Bakan” dedi.

 

OKULLARDA BESLENME PROGRAMINI NEDEN HAYATA GEÇİRMEDİNİZ?”

 

Karaca, “Birkaç bakanlık ortaklaşa bir proje hayata getirecektiniz; okullarda beslenme programıydı; neden hayata geçirmediniz? Kur korumalı mevduata 155 milyar lira para harcayabiliyorsunuz ama okulda çocuklara sabah kahvaltısı, öğlen yemeği vermeyi neden düşünmüyorsunuz Sayın Bakan? Neden çocuklar "Açım." demekten utanıyor? Neden çocuklar açlığını "Karnım ağrıyor, başım ağrıyor." diye ifade etmek zorunda kalıyor? Neden kahvaltı ve öğlen yemeğini ücretsiz bu çocuklara okullarda vermiyorsunuz?” açıklamasını yaptı.

 

KANTİNDE TOST 20 TL, İHTİYAÇ SAHİBİ ÇOCUKLAR İÇİN ŞARTLI DESTEK AYLIK 50 TL!”

 

Karaca, “Şimdi baktım, şartlı eğitim yardımından bahsetmişsiniz. İlkokuldaki erkek çocuklarına ayda 45 lira, kızlara 50 lira; ortaöğretimdeki erkeğe 55 lira, kız çocuklara 75 lira. Sayın Bakan, geçtiğimiz günlerde Denizli'nin Pamukkale ilçesinde Aktepe Mahallesi'nde saha çalışmasındaydım. 9 yaşındaki çocuk "Siz kimsiniz?" dedi. "Ben dertlerinizi dinlemeye geldim. Var mı bir sıkıntın?" dedim. "Kantinde tost 20 lira, harçlığım yetmiyor, aç kalıyorum." dedi. Yani ayda 45 lira, 50 lira verdiğiniz ilkokul öğrencisi çocuk doymak için ince kaşarlı tosta günlük 20 lira para vermek zorunda Sayın Bakan. Bu yardım ne işe yarar? Yani toplumun gerçeklerinden bu kadar uzak olmamalısınız. Siz bu ülkede çocukların yatağa aç girmemesinin, kadınların yüzünün güleceği ve gerçekten sosyal hizmet anlamında bunların mücadelesini verecek koltukta oturuyorsunuz Sayın Bakan” dedi.

 

KADINLAR KULUÇKA MAKİNASI DEĞİLDİR”

 

Karaca şu ifadeleri kullandı, “"Konut yardımında 3 çocuk şartı." dediniz Sayın Bakan yani 3 çocuğu yoksa yoksul kadınlar, ihtiyaç sahibi kadınlar bu yardımdan faydalanamayacak mı? Böyle bir açıklama sizin Bakanlığınıza, üstelik bir kadın olarak yakışmadı Sayın Bakan. Kadınlar kuluçka makinesi değildir, kadınlar insandır, kadınlara insan gözüyle bakın. Çocuğunun olup olmaması değil, kaç çocuk şartı değil, göreviniz ve üstelik de bir kadın Bakan olarak göreviniz kadınları kuluçka makinesi gören zihniyeti tamamen reddederek uzaklaşmaktır Sayın Bakan. Evet, Sayın Bakan, gerçekten çocuk konusu gündeme geldiğinde insanın yüreği parçalanıyor. Engelli atamalarından bahsettiniz. Sayın Genel Başkanınız Erdoğan Şubat 2022'de "Kamu kuruluşlarına 12 bin engelli kardeşimizi atayacağız." demişti. 2022 Şubat, 2022 Kasım; hâlâ tık yok Sayın Bakan. Engellilere umut verdiniz, bu umutları yerine getirmiyorsunuz.”

 

ASDEPLİLERE VERDİĞİNİZ SÖZLERİ TUTMADINIZ”

 

Karaca, “ASDEP'lilerden bahsettiniz. Devir teslim töreninde siz ASDEP'lilere söz vermiştiniz "Statü farklarını gidereceğiz." diye. Geçen yıl bütçe görüşmeleri sırasında sizin tutanaklardaki ifadeleriniz açık "Bu arkadaşlarımızın -hani 'kırmızı yelekli kahramanlarımız' diyorsunuz ya- işte o kahramanlarınızın özlük hakları arasındaki bu farklılığı ve eşitsizliği gidereceğiz." dediniz Sayın Bakan "2022'nin ilk ayından başlayacağız." dediniz, Kasım ayındayız, ASDEP çalışanlarının bu sorunları giderilmedi” dedi.

 

GAZİLERLE İLGİLİ İDDİALAR YANIT BEKLİYOR”

 

Karaca, “19 Eylül 2022'de Polatlı'da bir konuşma yaptığınız ifade edildi. Bunu sormak istiyorum, belgem yok, soracağım sadece. Şunu ifade ettiniz mi Sayın Bakan? Sizinle aynen bunu paylaşacağım. "Savaşta, çatışmada bacağı, kolu kopmayana 'gazi' demeyiz." demişsiniz. Böyle bir şey söylediniz mi Sayın Bakan? Evet, bu, orada bulunan gazi arkadaşlarımız tarafından bize iletildi. Dediler ki: "Videosu da var ama inanılmaz baskı görüyoruz. Bu videoyu sizinle paylaşamayız Sayın Vekilim. Lütfen bu derdimizi orada ifade edin." İnanılmaz kırılgan... Bu cümle gerçekten çok yaralamış onları Sayın Bakan eğer söylediyseniz. Bu bir iddiadır, soruyorum sadece çünkü ben yoktum, gazilerimiz bunu bana bu şekilde ifade etti” dedi. Karaca, şu açıklamaları yaptı;

 

ÇOCUKLAR İÇİN UYUŞTURUCU İLE İLGİLİ ÇALIŞMA PLANINIZ VAR MI?

 

Sayın Bakan, uyuşturucu konusunda çocuk ve ergen bağımlılığı tedavi merkezleri var. 7 merkezde 10 ÇEMATEM açılmış durumda. 2021 verilerinde 6.788 çocuk emniyet güçleri tarafından gözaltına alınan... Emniyet güçlerine getirilen çocuklardan 6.788'inin uyuşturucu kullandığı ya da uyuşturucuyla ilintili bir suçtan dolayı Emniyete getirildiği Emniyet Genel Müdürlüğü verilerinde var. Bu çocuklarla ilgili Bakanlığınız bir çalışma yapacak mı Sayın Bakan? Bunu duymak isteriz.”

 

KORUMA ALTINDAKİ KADINLAR ÖLDÜRÜLÜYOR

 

Bakanlığınızın yapmadığı, daha doğrusu iktidarınızın yapmadığı o kadar çok şey var ki inanın burada sözler kâfi gelmiyor, süre de yetmiyor. Kadınlardan bahsettiniz. Koruma altındaki kadınlar ölürken sadece mahkemelerine avukat göndermek kadınları korumak değildir Sayın Bakan. Şüpheli kadın ölümleri... Ekim ayına kadar en az 181 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiş bu ülkede 2022 yılında. Bu konuda bu şüpheli ölümlerin aydınlatılması için ya da bu şüpheli ölümlerin engellenmesi için Sayın Bakan, bir çabanız oldu mu? Bunu bilmek istiyoruz.”

 

SÖZÜN ÖZÜ: 2023’TE O KOLTUKTA İSTANBUL SÖZLEŞMESİ GERİ GELDİ DİYEN BİR BAKAN OTURACAK”

 

Tek tesellimiz ya da tek mutluluğumuz, tek hedefimiz ve umudumuz nedir biliyor musunuz Sayın Bakan? 2023 yılında o koltukta eşitlik, özgürlük ve adalet taleplerini, kadın cinayetlerini ve kadına yönelik her türlü şiddeti önleyemeyen, erken yaşta zorla evlilikleri sonlandıramayan bir bakan değil, tam tersini yapan bir bakan oturacak Sayın Bakan. O koltukta tek adama meşruiyet kazandırmak için İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılmasını savunan değil "O sözleşme geri gelecek, geri geldi." diye burada konuşma yapacak bir bakan oturacak Sayın Bakan. "Kadına yönelik şiddetle mücadele ve kadın hakları kazanımlarının çöpe gittiğini söylemek büyük haksızlık olur." diyen değil, tam tersine kadına karşı şiddette, kadın hakları mücadelesinde ve kadın cinayetleri konusunda en duyarlı ve bunun önüne geçmek için koltuğunu feda etmeyi göze alan bir bakan oturacak Sayın Bakan. Kısaca 2023'ün plan bütçe görüşmelerinde o koltukta siz oturmayacaksınız Sayın Bakan.”